Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Kulak memesindeki Frank çizgisi kalp-damar hastalıklarının işareti mi? - Haberler | Sağlık Haberleri

        Kulak memesinde 45° açılı çizgisi bulunanlar dikkat! Frank çizgisi de denilen bu çapraz çizgi, kalp-damar hastalıkları açısından bir işaret olabilir. Dünya genelinde yapılan önemli çalışmalar kulak memesindeki Frank çizgisinin koroner arter hastalığı arasında bir ilişki olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye'de yapılan ulusal çalışmalarda elde edilen bulgular da bu ilişkiyi doğruluyor.

        Türk Kardiyoloji Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ertuğrul Okuyan, kulak memesinde arkaya doğru giden 45 derecelik Frank çizgisinin çok speküle edildiğini ancak zaman zaman yapılan çalışmaların, çizginin koroner arter hastalıklarıyla ilişkili bir risk faktörü olabileceğini gösterdiğini, bununla ilgili birçok yayının mevcut olduğunu söyledi.

        Prof. Dr. Okuyan, "Frank çizgisi olup da damarları tamamen normal olan insanlar da olabilir. Ancak bu kişilerde kalp-damar hastalıkları ciddiyeti daha fazla oluyor ama kesin hasta olduğu anlamına da gelmiyor. Elimizdeki veriler kısıtlı. Bu çizginin varlığı sadece bir risk faktörü" diye konuştu.

        FRANK ÇİZGİSİNİN SEBEBİ NE?

        Prof. Dr. Okuyan, "Elimizdeki bilimsel veriler bu değişikliklerin sebebinin kalp-damar hastalığı için de bilinen bir mekanizma olan oksidatif stresin ve kalp damarlarının içini kaplayan intima tabakası ile kalp damarlarının ortasındaki media tabakasının kalınlaşmasına bağlı olarak kulakta cilt değişiklikleri olduğunu söylüyor ve en kabul gören mekanizma da bu. Kulak memesinde çizgi olanlarda koroner arter hastalığı ciddiyetinin daha fazla olduğunu gösteren bazı bulgular var. Kulakta da kıkırdak doku olduğundan, serbest radikallerin oluşturduğu hasar ve kan damarlarının iç ve dış tabakasındaki kalınlaşmasıyla oluştuğu düşünülüyor" dedi.

        Kulak memesindeki çapraz çizginin damarlardaki erken yaşlanmanın bir belirtisi olduğunun da düşünüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Okuyan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çizginin, damar yaşının kötü anlamda göstergesi olduğu savunuluyor. Ciltteki ve damarlardaki elastik liflerin kaybıyla birlikte bunun erken yaşlanmanın bir belirtisi olduğu ifade ediliyor. Geniş popülasyon çalışmaları, gerçekten de bu çizginin koroner arter hastalığı risk faktörü olduğu veya var olan koroner arter hastalığını bize gösterebileceğini düşündürüyor. Bunun beyin-damar hastalıklarıyla ilişkisi var mı diye düşünülüp araştırmalar yapıldığında burada da ilişkili olduğuna dair bazı verilere rastlanmıştır."

        TÜRKİYE'DE DE ARAŞTIRILDI

        Ankara Bilkent Şehir Hastanesi'nden Prof. Dr. Çağrı Yayla ve arkadaşları tarafından 350 hasta üzerinde yapılan araştırmada, anjiyo yapılan kalp krizi geçirmiş hastalarda, koroner arter hastalığı ile Frank çizgisi ilişkili bulundu.

        Prof. Dr. Ertuğrul Okuyan, "Elimizde Türkiye'den de klinik çalışma var. Öte yandan kulağında Frank çizgisi olan herkese 'sen kalp damar hastasısın' demek fazla iddialı olur ama birçok çalışma sonucu bunun kalp-damar hastalıklarıyla ilişkili olduğunu düşündürüyor" dedi.

        ÖLÜM SEBEPLERİ BULAŞICI HASTALIKLARDAN KRONİK HASTALIKLARA EVRİLDİ

        Prof. Dr. Okuyan, "Ateroskleroz (damar sertliği) artık genç yaşlarda da görülüyor. 100 yıl önce insanlar kolera, tifo, tüberküloz gibi enfeksiyon hastalıklarından ölüyordu. Antibiyotik bulundu ve bulaşıcı hastalıklardan ölümler önemli ölçüde azaldı. Ancak artık endüstriyel bir toplum olduk. Daha sedanter (hareketsiz) bir yaşam tarzı, beslenme alışkanlıklarımızın değişmesi, doğal olmayan yağların kullanılması, işlenmiş gıdaların çok tüketilmesi 21. yüzyılda insanların bulaşıcı olmayan hastalıklardan hayatlarını kaybetmesine yol açtı. Bunun bir numaralı sebebi de ateroskleroz ve buna bağlı ortaya çıkan kalp-damar sistemi hastalıklarıdır" diye konuştu.

        Prof. Dr. Okuyan, günümüzde ölüm sebeplerinin bulaşıcı hastalıklardan ziyade kronik hastalıklara evrildiğini vurgulayarak, şunları söyledi: "Bu kronik hastalıkların önemli bir bölümü aslında modifiye edilebilen risk faktörlerinin yarattığı hastalıklardır."

        GENÇ YAŞTA KALP KRİZİ VAKALARI ÇOK FAZLA

        "Artık 2 yaşındaki bir bebeğin damarlarında bile aterosklerozun başlangıcını oluşturan köpük hücreleri gösterilmeye başladı" diyen Okuyan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ateroskleroz beslenme alışkanlığımıza bağlı olarak daha 2 yaşından itibaren ortaya çıkabiliyor. Artık çok fazla genç yaşta kalp krizi vakaları görüyoruz. Kalp hastalıkları eskiden yaşlılık hastalığıydı, artık 20'li 30'lu yaşlarda görüyoruz. Çağımızın getirdiği kötü beslenme, egzersizden uzak durma, obezite ve kötü alışkanlıkları bir araya getirdiğimizde ateroskleroz süreci hızlanıyor. Dolayısıyla kulaktaki çizginin 30'lu yaşlarda ortaya çıkması daha risklidir. Her yaş için ateroskleroz mücadele edilmesi gereken ve önleyici tedbirlerle önemli ölçüde ilerlemesini durdurabildiğimiz bir süreç."

        REKLAM

        30'lu yaşları geçtikten sonra Frank çizgisi olsun olmasın toplum olarak tansiyonumuzu zaman zaman ölçtürmemiz gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Okuyan, "Kolesterolümüze, kan yağlarımıza, şekerimize baktırmamız lazım. Hasta bize ya kalp kriziyle ya da kalp damarları tıkandıktan sonra geliyor. Hastaya ya stent takıyoruz ya da bypass ameliyatı uyguluyoruz. Vuku bulmuş, deprem gelmiş, hasarı vermiş, biz bununla uğraşıyoruz. Yapmamız gereken şey; bu süreç hiç olmadan risk faktörlerini saptamak, binaları sağlamlaştırmak ve deprem olsa bile bu hasardan etkilenmemek. Dolayısıyla koruyucu önlemleri almamız lazım. Özellikle de ailevi riski yüksek olan, hareketsiz bireylerde bu çok önemlidir. Ailesinde erken yaşta kalp krizleri olanların, damarsal hastalıkları olanların kan değerlerine baktırmasında fayda var. Kolesterol, LDL-HDL kolesterol, trigleserid, şeker düzeyi bakılmalı. Mutlaka arada tansiyon ölçtürülmeli; çünkü tansiyon çok sinsi bir hastalıktır. 'Bana bir şey olmaz' dememek lazım. Hiçbir belirti vermeyebiliyor" dedi.

        KALP-DAMAR HASTALIKLARI KARNEMİZ ÇOK KÖTÜ

        Türkiye'de kalp ve damar hastalıkları görülme oranının çok yüksek olduğunu belirten Prof. Dr. Okuyan, "Kalp-damar sistemi hastalıkları karnesi açısından çok riskli bir bölgede yaşıyoruz. Ölümlerin bir numaralı sebebi. Kadınlarda kalp-damar sistemi hastalıklarına bağlı ölümlerde ilk sırada, erkeklerde ise ikinci sıradayız. Dolayısıyla ülkemizin bu konuda karnesi kötü ve bunu azaltmak da elimizde. Çok basit tedbirlerle bunu önlemek mümkün. Hastalık ortaya çıkmadan önce gerekli manevraları yapabilmek her anlamda daha iyi sonuçlar verir" diye konuştu.

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ