Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Başbakan'ın uçağından eğlenceli sohbetler

        HASAN Cemal, kendisi gibi fanatik bir Galatasaraylı olan Fatih Altaylı ile bir araya gelince, seyahat benim için zorlaştı.

        Bu arada her ikisi de telefonlarına kaydettikleri Fenerbahçe aleyhtarı şarkıları yol boyunca bol bol dinlettiler.

        Ama bir Fenerbahçeli olarak mutlu anlarım da olmadı değil.

        Sabah Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı ile Georgetown’da yürüyorduk.

        Kırmızı ışıkta yanımızda bir araba durdu. İçinde 4 genç çocuk vardı.

        Biri pencereyi açıp Fatih Abi hoş geldin diye seslendi.

        Fatih de sevinip çocuğa Merhaba diye karşılık verdi.

        Tam o sırada yeşil ışık yandı. Araba tam hareket ederken, aynı çocuk Fatih abi arabanın plakasına bak dedi.

        Arabanın plakasında kocaman bir FB yazıyordu.

        O hınzır Fenerli genç, bana uçaktaki bütün o ağza alınmayacak marşları unutturdu.

        HASAN CEMAL’İN GÖBEK ADI

        BİR yıldan uzun süredir Başbakan’la yolculuğa gitmemiştim.Uzun ve yorucu bir yolculuktu.

        Ama gelen gazetecilerin hepsi keyifli insanlardı.

        Mesleki açıdan güzel şeyler oldu, ama insani açıdan da.

        Mesela Başbakan’ın Hasan Cemal’e Hasan Abi demesi geziye damgasını vuran olaylardan biriydi.

        Bu arada, hazırlanan gezi kitapçığından, Hasan Cemal’in bir de orta adının bulunduğunu öğrendik.

        Tam adı Hasan Kaya Cemalmiş.

        Hasan Cemal’le ilgili bir güzel haber daha.

        Uçaktaki en eski genel yayın yönetmeni oydu. O nedenle bir tür duayenlik durumu vardı.

        İşte o nedenle Hasan Cemal’e, Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’den esinlenerek, Dokuzuncu genel yayın yönetmeni ünvanı oy birliği ile verildi.

        Ya sekizinci kimdi?

        Yok.

        Onuncu kim olacak?

        Yine oy birliği ile karar verdik.

        Onuncu da olmayacak.

        Tıpkı Süleyman Demirel gibi...

        BUGÜNE kadar Başbakan Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’la bir kere sohbet etmiştim.

        O da belediye seçimlerinde İzmir’e gidip gelirken.

        Ama sohbet ederken yanında eşi vardı.

        Önceki gün Washington’dan Londra’ya uçarken bir ara Başbakan’ın yanına girdim.

        Karşısında Dışişleri Bakanı Abdullah Gül oturuyordu.

        Yanlarından çıkarken Emine Erdoğan’la selamlaştık.

        Kızı Sümeyye de yanındaydı.

        Kısa süre sohbet etme imkanımız oldu.

        * * *

        Emine Erdoğan önümüzdeki günlerde Aile içi şiddet konusunda Hürriyet’in girişimiyle yapılacak olan bir arama toplantısına katılacak.

        Emine Hanım bu toplantıya çok önem veriyor.

        Gelip bir de konuşma yapacak.

        Ben kadınların eğitimine çok önem veriyorum diyor.

        Hatta erkeklerden çok daha önemli olduğunu şöyle anlatıyor:

        Genellikle erkekler, çocuklarla fazla ilgilenemiyorlar. Bizde de böyle oldu. Hem kızların, hem de erkeklerin eğitimi anneye kalıyor. O nedenle kızların, kadınların eğitimi çok önemli.

        Bir akşam önce New York’ta Robert de Niro ile yemekteydi.

        Onun hakkında ne düşündüğünü soruyorum.

        Önce tanımadım. Saçları beyazlaşmış, biraz yaşlanmış diyor.

        Belediye seçimleri sırasında Emine Hanım bende kendine güvenen, fikirlerini rahatlıkla söyleyen bir kadın izlenimi bırakmıştı.

        Giderek daha da rahatladığını düşünüyorum.

        * * *

        Başbakan ve Dışişleri Bakanı ile sohbetimiz ise, daha çok insani konularda oldu.

        Mesela cami estetiğinin giderek bozulduğunu söyledim.

        O da aynı fikirde.

        Ankara’daki mahallesinde çok güzel bir cami yapılmış.

        Ama cami yaptırma derneği başkanından şikayetçi.

        Kendi kafasına göre işler yapıyormuş. Giriş katının kolonunu kestirmiş.

        Onun yüzünden o camiye gitmiyorum diyor.

        Başbakan’ın şehir estetiğine önem verdiğini biliyorum.

        Üsküdar’da sahil için bir mastır plan hazırlatmışlar.

        Sahildeki eski yalıların bröveleri çıkarılmış, o yalılar tekrar inşa edilecekmiş.

        * * *

        Erdoğan’ın yüzü geçen aylara göre daha dinlenmiş bir görünüm veriyordu.

        Bir de şu gözlerimin altındaki torbalar olmasa diye şaka yapıyor.

        Ben de erkeklerde de estetik yaptırmanın giderek arttığını söyleyince, Saç ektirme neyse ama ötekiler bize olmaz diyor.

        Bunun üzerine saç ektirme konusunda bir sohbet başlıyor.

        Dışişleri Bakanı Gül, Bakanlıkta bir arkadaşımız yaptırdı, çok başarılı oldu diyor.

        Kısa süre önce Başbakan’ın çok yakınından birisi de saç ektirmiş.

        Başbakan’ın yakınındaki kişi, çok ince bir de taktik uygulamış.

        Operasyondan sonraki günlerde dikkatleri yüzünde başka yere çekmek için bıyık bırakmış.

        Herkes bıyığı ile uğraşırken, başındaki izler dikkatlerden kaçmış.

        * * *

        Bir ara Yaşar Paşa’nın o gün yaptığı konuşmaya geliyoruz.

        Hem Erdoğan, hem Gül’den aldığım izlenim şu.

        Bu işi tırmandırmayacaklar.

        Her ikisinin de Yaşar Paşa hakkındaki izlenimleri olumlu.

        Dışişleri Bakanı Gül, Yaşar Paşa diyaloğa çok açık bir insandır diyor.

        Erdoğan da, Ayrıca çok okur, dünyayı takip eder diyerek Gül’ün gözlemini doğruluyor.

        Başbakan, TESEV’in açıklamalarına da takılmış diyerek sözlerini tamamlıyor.

        Dediğim gibi ikisinde de kızgınlık belirtisi yok.

        Hislerim beni yanıltmıyorsa, Türkiye’de ciddi bir Detant dönemi açılabilir.

        Başbakan herkesi şaşırtacak adımlar atabilir, yaklaşımlar sergileyebilir.

        Bunun ilk çarpıcı işaretlerini de yarın bu köşede okuyacaksınız.

        Şimdiden söyleyeyim, bunlar bütün Türkiye’yi rahatlatacak sürpriz açıklamalar olacak.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ