'Magazin Pazarı'nda bu hafta

İrem Derici ile Cem Belevi ikinci kez ayrıldı. İhanete uğradığını iddia eden Derici, Belevi'nin söylentileri reddetmesinin ardından, "Über samimiyetsiz açıklamayı izledim. Ben bir kaç saat uyuyup, uyanıp her şeyi anlatayım ya... Bu sahtekarlık artık sıktı. A'dan Z'ye şöyle ses kayıtlarıyla mis gibi he ne dersin? 'Yaz sonuna kalmaz İrem'i şutlarım zaten, şu takvimi bir doldurayım şimdi kötü çocuk imajı çizemem!' mi olsun ilk konumuz, yoksa alevler attığın influencer'lar mı sen seç! Ya da direkt itiraf ettiğin ihanetten de girebilirim mevzuya bana fark etmez." dedi.

ESİN ÖVET: İki gün Türkiye, İrem Derici’nin uyanmasını bekledi. Uyandı uyanmasına tabi ve beklenen açıklamayı yapmadı. Sadece her gün minik minik dozlar halinde bu olayın acısını çıkartıyor Cem Belevi’den. Tam anlamıyla yapacağını yapacak, açıklamasını yapacak ama sanırım biraz daha bekleyecek merak edenler. Tüm bunlar olup biterken Cem Belevi’ye ne olacak derseniz hiçbir şey olmaz. Ne İrem’e ne de Cem’e. Magazin dünyası böyle olayları sever. Cem bu yaz konser konser dolaşır. Her seferinde bu soru sorulur. İrem’e sorulur. Yani bu mevzu öyle kolay kolay kapanmaz. Daha uzar.

KADİR KAYMAKÇI: Son günlerin en güzel magazini bu ayrılık gerçekten! Her şey var içinde aşk, ayrılık, aldatma, itiraf, itham, laf dalaşı... Bunların üstüne bir de İrem Derici’nin Cem Belevi için söylediği ve bence şimdiden magazin tarihine geçen ‘Çeyrek Popçu’ benzetmesi! Sanırım her ikisi de bu olayı kendi PR’ları için kullanacaktır. Her ikisinin de hayranları şimdiden saf tutmuştur. Açıkçası ben İrem Derici’nin yapacağı yeni açıklamaları ve ‘alevler’ atılan influncer’ların kimler olduğunu merak ediyorum. Her iki taraf için de yaz daha da sıcak geçecek.

MEHMET ÇALIŞKAN: İrem Derici, “aldatıldım”, Cem Belevi “asla aldatmadım” dedi. Sonuçta biri fena halde yalan söylüyor. İrem Derici, aldatmanın ses kaydı olduğunu iddia etti. Ya gerçek ya da blöf. Hangisi olduğunu henüz bilmiyoruz. Ses kayıtları yayınlanmadığı sürece kimin yalan söylediğini öğrenmemiz pek kolay değil. Benim bu olayda dikkatimi çeken konu Derici’nin Belevi’ye sarfettiği cümleler oldu. İrem Derici’nin “Bu sahtekârlık artık sıktı. Saltanat sona erdi çeyrek popçu! Sefil hayatının geri kalanında sana mutluluklar diliyorum. Hayırlı konser dilenmeler” cümleleri yenilir - yutulur cinsten değil. Bu cümlelerden anladığım şu: İrem Derici, beraberlikleri sırasında da Cem Belevi’nin çeyrek popçu, konser dilencisi olduğunu ve sefil bir yaşam sürdüğünü düşünüyormuş. Madem Cem Belevi öyleydi de ilişkiye neden devam etti? Ayrıldıktan sonra 96 gül eşliğinde neden barıştı? 96 gül, Cem Belevi’nin olumsuz yanlarını kamufle edecek kadar güzel mi kokuyordu? Gel de o zamanki ayrılığın buram buram reklam koktuğuna inanma. İrem Derici, Cem Belevi’ye aldatıldığına yönelik kanıt sunabileceği, “beni kamuoyunun nezdinde küçük düşürdü” içerikli bir dava açsa mahkemeden nasıl bir sonuç çıkacağını hiç tahmin edemiyorum. Ne var ki Cem Belevi’nin İrem Derici’ye “Bana hakaret etti, mesleki itibarımı zedeledi” içerikli dava açsa mahkemeden nasıl bir sonuç çıkacağını tahmin etmek hiç de zor değil.

AYTEKİN TEKER: İrem Derici'nin 'Çeyrek Popçu' lafı Cem Belevi'nin üzerine yapışır mı bilemem ama magazin literatürüne böyle bir 'söylem' kazandırdığı kesin. İlk ihaneti affeden İrem, bunu da affetmez herhalde! Belevi bir açıklama daha yapıp, İrem de ses kayıtlarını yayınlarsa kimbilir neler olacak? Magazine dair her şey var kavgada... İhanet belgelenmedikçe de Cem Belevi'nin bu polemik sonrasında konser dileneceğini sanmıyorum.

Mehmet Ali Erbil'in, bir ödül töreninde sunucu Melike Öcalan'a söylediği, "Çok güzelleşmişsin sen. Elimi değdirdiğim herkes meşhur oluyordu. Bir sana değdiremedim elimi" ifadeleri büyük tepki topladı. Öcalan ise, "Ben şoktayım. 20 yıldır başıma böyle bir şey gelmedi." dedi. Erbil de bunun üzerine, "Benim her zamanki halim. Espri amaçlı yapılan bir şeydi, yanlış anlaşıldı" yanıtını verdi.

ESİN ÖVET: Mehmet Ali Erbil’in yaklaşımı “Benim destek olmadığım kadın bir yere gelemez”, “Güçlü biriyle birlikte olmazsa bir kadın yükselemez”, “Kadın kendi ayakları üzerinde duramaz”, “Kadın kendi başarıyla şöhret olamaz” düşüncesinin vücut bulmuş halidir. Memleketin genelinde maalesef böyle bir düşünce hakim. Ve tabi Mehmet Ali Erbil bu tavrından başka da bir tavır bilmiyor. Hep böyleydi ve hep alkış aldı. Desteklendi, millet o böyle laflar söylediğinde güldü. O da bunu biliyor. Kendini de geliştirmediği için durum bu. Klasik Mehmet Ali Erbil ama artık bir an önce bu tutumundan vazgeçmeli. Yoksa hafızalarda çok anılacak.

KADİR KAYMAKÇI: Mehmet Ali Erbil şu espriyi Amerika’da yapsa bir daha camiada adı anılmazdı! Ama burası Türkiye; Erbil bir süre sonra yine ortalığa çıkar, yine bu tarz espriler yapar ve etrafındakiler 32 dişlerini göstererek gülerler. Bu tür adamlara en büyük tepkiyi çevrelerindeki kadınlar vermeli bence... Eşleri, anneleri, kızları “Ne saçmalıyorsun sen” diye itiraz etmeliler! Belki bir ihtimal ne halt ettiklerini anlarlar.

MEHMET ÇALIŞKAN: Mehmet Ali Erbil’in bu şekildeki kaçıncı olayı olduğunu sayamıyorum. “Mali’dir ne yapsa yeridir” şeklinde gösterilen ‘tepkiyi’ de. Evet, Erbil, esprili bir kişiliğe sahip. Esprilerine sık sık cinsellik de yüklüyor. Espri yaptığı kişileri iyi seçiyor olmalı ki bugüne kadar başı ciddi anlamda derde girmedi. Melike Öcalan’a yaptığı şakanın içeriği de cinsellikle ilgili. Mehmet Ali Erbil, açıklamada bulunarak “espri amaçlıydı” dedi. Herhalde “ciddiydim” diyecek hali yoktu. O nedenle açıklamasının Melike Öcalan için bir karşılığı olmadığını düşünüyorum. Mehmet Ali Erbil’in bir dahaki cinsel içerikli şakasında görüşmek üzere.

AYTEKİN TEKER: Mehmet Ali Erbil ölümden döndü. Neredeyse bir yıl bitkisel hayat yaşadı. Dede oldu. Artık geçmişteki skandalların aksine daha farklı bir yaşam süreceğine 'huylu huyundan vazgeçmez' sözünü sürekli akıllara getiriyor. Bunca yaptıklarının ardından çevresindeki insanların da artık pek tepki gösterdiğini düşünmüyorum kendisine. Erbil'in yaptıklarını başka bir sanatçı yapsa herhalde sokağa bile çıkamazdı.

Oğlu Kuzey'in annesi Feyza Aktan ile evliliği 2019'da olaylı bir şekilde biten Özcan Deniz, modacı Samar Dadgar ile yeni bir aşka yelken açmıştı. Yeniden nikah masasına oturacağı konuşulan ünlü şarkıcıya annesinden veto geldi. Kadriye Deniz, "Özcan da duysun bunu; evlenmesini istemiyorum. Bir tane çocuğu var. Kız arkadaşıyla mutluluklar diliyorum. Ama illa nikah masasına mı oturmak lazım? Belki böyle konuşmam kız arkadaşının gücüne gidebilir, bilmiyorum. Ama istemiyorum." itirafında bulundu.

ESİN ÖVET: Kadriye Hanım kendisini çok zor tuttu. Aslında daha da konuşacaktı ama oğlu Özcan Deniz’in korkusundan sustu. Fakat yine de dayanamayıp, “Evlenmesini istiyorum, evlenmeden de birlikte olabilir” dedi. Belli ki, çok üzüldü bundan önceki evliliğinde. Bundan sonra da böyle sıkıntılar yaşanmasını istemiyor.

KADİR KAYMAKÇI: Kadriye Hanım'ı anlıyorum ama Özcan Deniz 50 yaşında bir adam! Annelerin 50 yaşındaki oğullarını bi salmaları lazım... Bizde aileler çocukları kaç yaşında olursa olsun tıpkı Kadriye Hanım gibi hep hayatlarının içindeler, her kararlarında yanlarındalar ‘birey’ olmalarına izin vermiyorlar. Özcan Deniz herhalde evliliğin ne demek olduğunu biliyordur, sorumluluklarının farkındadır. Kadriye Hanım, oğlunun hayatındaki kadının da incineceğini bile bile böyle konuşuyor bir de; bu daha da üzücü! Bırakın Kadriye Hanım bırakın Özcan doğru ya da yanlış kararını kendisi versin, büyüsün artık...

MEHMET ÇALIŞKAN: Özcan Deniz ile Kadriye Deniz’in küs olduklarını öğrendik. Öyle olmalı ki Kadriye Hanım, görüşmediği / görüşemediği oğluna basın yoluyla mesaj göndermek zorunda kaldı. Yoksa bir anne, çocuğuna neden basın yoluyla mesaj göndersin? Kadriye Hanım, “Zaten çocuğu var. Bir daha neden evlenmek istiyor ki?” demek istemesinden anladığım şu; “Önceki evliliğinde çok çekti, hâlâ çekmeye de devam ediyor. O evliliğin yıkıcı etkisinden kurtulmuş değil. Öncelikle o evlilikten kalan izleri silsin. Ayrıca göremediği bir çocuğu var, yeni bir evliliğe harcayacağı enerjiyi Kuzey’i görmek için neler yapması gerektiğine harcasın.” Az bir ihtimal ama belki de Kadriye Hanım, her şeye rağmen oğluyla Feyza Aktan’ın barışacağı umudu taşıyordur.

AYTEKİN TEKER: Kadriye Hanım çok dolmuş. Özcan Deniz'in evlilik soruları karşısında 'Burası sakat' dedi, ardından da adeta içini döktü! Kadriye Hanım ile oğlunun arasının bozuk olduğu aşikar! Televizyonlar aracılığıyla oğluna haykırması, Özcan Deniz'i şaşırttığı kadar da sinirlendirmiştir. Her anne gibi o da oğlunun üzülmemesini ister ama bir başkasıyla da mutluysa mutluluğuna engel olmamalı. Hele ki Özcan Deniz de sevgilisine evlenme teklifi etmişken...

Demet Akalın'ın "Kulüp" şarkısı, Trabzonspor'un şampiyonluk kutlamalarında yeniden gündeme gelmişti. Akalın'ın şarkısı eşliğinde Trabzon ve İstanbul'da yapılan kutlamalardaki eğlenceli anlar FIFA'nın Twitter hesabından da paylaşılmıştı. Akalın da Aleyna Tilki'ye gönderme yaparak, "Önemli olan don değil, şarkıymış!" dedi. Aleyna Tilki ise ünlü şarkıcının bu sözlerine kayıtsız kalmadı. Tilki de Twitter hesabından, "Dünya starlığını şampiyonlukta şarkı çalması zannedenler Spotify Global'in sayfasından ilk İngilizce röportajımı izleyebilirler. Bunu yapan ilk Türk olduğum için çok mutluyum. Beni destekleyenlere teşekkür ederim. Desteklemeyenlere de saygım sonsuz ama artık sevgim yok. Seviyenin düşeceğini tahmin etmeliydim." mesajını yayınladı.

ESİN ÖVET: Şu bir gerçek ki, Aleyna Tilki daha genç ve bir şeyler yapmaya çalışıyor. İster beğenirsin, ister beğenmezsin. Bir çaba sarf ediyor. Ve çok genç. Bunu desteklemek gerek. Ve artık kuşak, dönem, devir çok değişti. 90’lardaki, dönem değil. Demet Akalın’ın meşhur olduğu dönem hiç değil. O yüzden de Aleyna Tilki kendi kuşağında kendi yönünde ilerlemeye ve sağlam bir kök salmaya çalışıyor. Daha yolu uzun. Fakat Demet Akalın kendi ayarı olarak Aleyna Tilki ile bu kadar uğraşmasını tuhaf. Aleyna’nın saniyesinde Demet Akalın’a laf yetiştirmesi daha da tuhaf.

KADİR KAYMAKÇI: Demet Akalın’ın şarkısının FIFA tarafından paylaşılması güzel, Aleyna Tilki’nin Spotify Global’e İngilizce röportaj vermesi harika... Peki bu atışma neden saçma... Şundan; Demet Hanım, “Aleyna duymasın, hayal kuruyor ama ben oturduğum yerden FIFA'dayım...” diyerek genç popçuya tatlı tatlı sataştığı yerde durması gerekirken meseleye ‘don’u karıştırarak “Ne alaka” dedirtiyor! Kadınların sütyenine laf eden erkeklerin dünyasında bir kadın olarak meslaktaşının ‘don’un rekabete karıştırması çok yakışıksız! Aleyna’ya gelince, bu ülkede ondan önce de birçok popçu dünya çapında dergilerde röportajlar yaptı. Bu zirveye giden merdivenlerin daha ilk basamakları... Daha çıkacak çok basamak var. O yüzden böyle tartışmalarda bu gibi şeylerle övünmeyi bıraksın iyi şarkılar yapsın... Onlar tüm olumsuz sesleri bastırır!

MEHMET ÇALIŞKAN: Altı zerre kadar dolu olmayan, tarafların kişisel egolarının zirve yaptığı, kıskançlıkla donatılmış bir tartışma daha. Trabzonspor, hangi şarkıcının hangi şarkısını şampiyonluk kutlamalarında kullansaydı, FIFA aynı paylaşımda bulunacaktı. FIFA’nın paylaşımında özne olan Demet Akalın değil, Trabzonspor’un şampiyonluk kutlaması. FIFA’nın Trabzonspor’un şampiyonluk kutlamalarını sosyal medya hesabından paylaşması Demet Akalın’ı dünya yıldızı yapmayacağını biliyoruz. Kendisinde şarkının FIFA paylaşımı öncesi ve sonrası dinlenme sayıları varsa ve onu paylaşırsa memnun oluruz. Gerçi, şarkıyı yabancıların dinleyip dinlemediğini nasıl anlayacağız? Diğer yandan Aleyna Tilki’nin bir röportajla dünya yıldızı olmayacağını da biliyoruz. İnşallah her ikisi adına da fena yanılırım.

AYTEKİN TEKER: Beğenir, beğenmezsiniz Aleyna Tilki bir şeyler başarmak için ideallari peşinde koşuyor. Demet Akalın destek olması gerekirken 'don' ile vurmaya çalışıyor. Akalın evinde pijamalarıyla oturup, polemik yaratmak amaçlı tweet'lerini yazarken, bence biraz daha yaratıcı düşünmeli!