Zamanı tersine çeviren kadın Nebahat Çehre sırrını açıkladı
Türk sinemasının usta isimlerinden Nebahat Çehre, geçtiğimiz günlerde hakkında çıkan "Alzheimer oldu" haberlerinin kendisine yapılan büyük bir haksızlık ve saygısızlık olduğunu söyledi. Çehre, HT Magazin'den Ömür Sabuncuoğlu'na dizi senaryoları okuduğunu ve yakında bir televizyon programıyla izleyiciyle buluşacağını açıkladı
Nebahat Çehre ile Ortaköy Feriye Palace’ta buluştuk. Her zamanki gibi son derece zarif ve şıktı. Boğaz’a karşı çok özel bir sohbet gerçekleştirdik. Şunu başta söylemeliyim, kendisi hakkında yapı- lan haberlerin asılsız olduğuna bizzat tanıklık ettim. Geçmişten geleceğe bir yolculuğa çıktık, en ince noktasına kadar her şeyi anlattı. Şu sıralar bir de üniversiteler arası düzenlenen ‘Kristal Kamera Kısa Film Yarışması’nda Cihan Ünal’la birlikte yapacağı jüri üyeliğinin heyecanı içerisinde. Yetenekli yönetmenleri keşfedip sektöre kazandırmak istiyor.
Hayat nasıl gidiyor Nebahat Hanım?
Çok güzel gidiyor. Dizi senaryoları okuyorum, umarım güzel bir proje çıkar ve izleyiciyle buluşurum.
Geçtiğimiz hafta Alzheimer olduğunuza dair bir haber çıktı. Fakat şu an görüyorum ki birçok şeyi benden daha iyi hatırlıyorsunuz. Bu yalan haberler nereden çıkıyor?
Nereden çıktığını bilsem, “Siz benimle 24 saat beraber misiniz de böyle bir yargıya varıyorsunuz?” diye gidip soracağım. Nebahat Çehre ortada, uzaklaşmış olsa ve böyle bir dedikodu çıksa neyse. Bir ara da “Fatma Girik vefat etti” diye haber yaptılar. Allah korusun! Bu, sanatçılara yapılan büyük bir haksızlık ve saygısızlık. Sanatçıyı yaşadığı müddetçe el üstünde tutmak gerekir. Bir de biz eski emekçileriz, dünün çocukları da değiliz ki... Bana, “Kötü oynuyor, 3 senedir çalışmıyor, duruşu iyi değil” gibi laflar edebilir ama sağlığa nasıl dil uzatabilir?
Dava açmayı düşünüyor musunuz?
Basın bu kadar güzel ele almasaydı düşünüyordum. Sizler her şeyin cevabını verdiniz. Zaten ortadayım, davetlere katılıyorum. Bir hafta içinde 630 sayfa senaryo okudum ve yapımcımla sahneleri konuştum. Bu haberler beni rahatsız etmedi, sadece ayıpladım ama sevenlerim üzüldü.
Çocukluğunuza dönelim. Oyunculuğu meslek olarak hiç düşünmüyor muydunuz?
Hiç düşünmüyordum. 8 yaşındayken bir gün evimizin kapısı çalındı. Birileri dayımla bana film teklifinde bulundu fakat ailem istemedi.
Güzellik yarışmasına nasıl katıldınız?
Çok güzel bir arkadaşım vardı, ona destek olmak için başvuru yerine gittim. “Sen de katıl” dediler. “Anneme sormalıyım” dedim, Annem, “15 yaşındasın, nasıl olacak?” dedi. Yaş sınırlaması olmadığını söylediler. Yarışma günü saçıma pırıltılı meçler attılar, yüksek topukla yürümeyi öğrettiler. Jüride Zeki Müren de vardı. Finalde ‘Türkiye Güzeli’ olduğumu açıkladılar.
Yarışma sonrasında mı oyunculuk tekliflerini kabul ettiniz?
Hayır, Taksim’de bir mimarın yanında işe girdim. Sonra çocuk tiyatrosunda çalışmaya başladım. Ardından ‘Yaban Gülü’ filminde oynayarak sinemaya adım attım. Zengin bir ailenin şımarık kızını oynuyordum. “Oynamayacağım çünkü bu karakterde biri değilim” dediğimi hatırlıyorum. Yani oyunculukla alakam yoktu ve çok bilinçsizdim.
Eskiden sinemadan pek para kazanılmıyormuş. Siz nasıl yatırımlar yaptınız?
Sinemada hiç para kazanamadık. Fakat beyazperdedeki yıldızları gazino sahnelerine aldılar. Gecede 10 milyon kazanıyorduk. Çok iyi paraydı.
Geçim sıkıntısı çektiğiniz dönemler oldu mu?
Hep yatırım yaptım. Sahneyi bıraktığımda, ekonomik sıkıntı çekeceğimi anlayıp Ulus’taki evimi sattım ama başka yerlerden ev aldım ve yatırımlar yaptım. Sadece kardeşim kötü bir hastalığa yakalandığında kuzenimden para istedim, evi satılığa çıkarmıştım. Onun her türlü rahat etmesini istemiştim. Çok şükür şimdi çok iyi.
Herkes sizin için “Nebahat Çehre yaşlanmıyor” diyor. Nazar değmesinden korkuyor musunuz?
Nazara pek inanmıyorum hatta bunun için biraz kızarlar bile bana.
Peki nedir bu güzelliğinizin sırrı?
Kendimi çok güzel bulmuyorum, bugüne kadar cilt bakımına bile gitmedim. Banyoda kese kullanıyorum. Hamamdaki buhar da iyi geliyor. Sabah kalktığımda iyi bir suyla yüzümü yıkayıp suyu yüzümde bırakıyorum. Sabahları ılık limonlu su içiyorum. Bir de 40 dakika vücudumdaki kasları açacak hareketler yapıyorum. Çalışmadığım müddetçe yüzüme fondöten sürmüyorum. Aslında güzellik için hayata güzel bakıp insanları güzel görmek de yeterli bence.
Bir TV programı hazırlığı mı var?
Evet, ilk programımızı çektik. Konuklarım, Beren Saat ve Selçuk Yöntem’di. Haftada bir, hafta sonu sabah saatlerinde yayınlanacak bir talk show. 13 programın 13 konuğu da belli. Kanallarla görüşmelerimiz sürüyor.
Aşk için feda ettiğiniz işler oldu mu?
Hiç kimse bana “Bırak” demedi. 1970’te sahneye çıktım. 1976’da evlendim ve bıraktım. Yılmaz’la (Güney) evlendiğimde de sinemaya ara verdim. O senarist ve yönetmen olduğu için yılda 1 veya 2 filmi beraber yapıyorduk.
Yılmaz Güney mi çalışmanızı istemedi?
Öyle bir şey demedi ama bıraktırırdı. Ben de evliliğin güzelliğini yaşamak istedim. Bizim mesleğimiz buna müsaade etmiyor. Çalışma saatlerimiz belli değil. Evliliğimi doya doya yaşamak istedim.
Yıllar sonra Cenk Eren’le sahneye çıkıp ‘Büklüm Büklüm’ü okudunuz. Heyecanlandınız mı?
Provada heyecanlanmadım ama sahnede çok heyecanlandığımı hissettim. 30 yıl önce okumuştum ve şarkı 3 ay liste başıydı. Playback okumak istedim, “Gayet iyi okuyorsunuz, hiç playback’e girmeyin” dediler.
Başka bir şarkı seslendirmeyi düşünüyor musunuz?
Şarkıcılığı devam ettirmediğim için pişmanım, çok teklif almıştım. Sahnem çok iyiydi, “Küçük Behiye Aksoy” derlerdi bana. Devam ettirmedim, halbuki yapabilirdim. Çünkü o da mesleğimin diğer yanı. Yapı olarak hırslı değilim. İşime çok saygılıyım, disiplinliyim ve severek yapıyorum. Sevmeden hiçbir şey yapamam. Para kazanmak benim için ikinci planda.
Aşka neden erken küstünüz?
Küsmedim ama öyle bir insan çıkmadı karşıma.
Acaba Nebahat Çehre olduğunuz için mi yaklaşamıyor erkekler size?
Ben pasif adam sevmem, özgüveni kuvvetli adam severim. Öyle bir adam da neden çekinsin? (Gülüyor) Kişiliğine ve kendine olan güvenine saygı duymalıyım. İlişkide mülayim ve yumuşağımdır. Hiç kavga etmedim, tek yaptığım şey kaçmaktır. Yok olurum. Ayrıldıktan sonra da hepsiyle dost oldum.
