New York'ta 15 Temmuz şehitleri anıldı

Bayramoğlu, ''Aradan geçen zamanla yaralarımızı sardık. 24 Haziran'da önemli bir demokrasi sınavı verdik. Artık yeni bir Türkiye zamanı. Bu yeni dönemi inşaa ederken şüphesiz 15 Temmuz'un bize verdiği dersleri de göz ardı etmeyeceğiz.'' dedi.

15 temmuz darbe girişiminin FETÖ'nün Türkiye'yi yukarıdan aşağı dönüştürme ve toplumsal alanı bütünüyle kontrol etme çabalarının son aşaması olduğunu anlatan Bayramoğlu, Türkiye'nin demokratik düzenine kast eden bu darbe girişiminin birçok açıdan Türkiye'nin yeniden düşünmesine ve ilişkilerini düzenlemesine neden olduğunu ifade etti.

Uzun zamandır Batı basınında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili sistematik bir dezenformasyon olduğunu ve bunun hala devam ettiğini belirten Bayramoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Sürekli Türkiye'nin demokrasinden uzaklaştığını iddia edenlere sormak gerekir. Delilleri nedir? Hapisteki gazeteciler mi? Size bir örnek anlatayım. Diyardakır'da askeri operasyon devam ederken gazeteci olarak bir süre görev yaptım. Bir gazeteci PKK'lıların arasından çıktı ve teslim oldu. İçerde sadece gazetecilik faaliyeti yaptığını ve PKK ile hiçbir bağlantısı olmadığını söyledi. Sorgu sonrası tutuklandı. Bazı STK'lar ve terör örgütünü destekleyen yayın kuruluşları tepki gösterdi. Türkiye'de bir gazeteci daha tutuklanmıştı. Türkiye'de demokrasi yoktu. İşin aslını size anlatmamı ister misiniz? Gazeteci sorguya alındığında gazetecilik faaliyeti yaptığını söylemişti ama tüm vücudu barutla kaplıydı, sağ omzu uzun namlulu silah kullandığı için morarmıştı ve sağ elinin tetik parmağı çok tetik çektiği için ezilmişti. Şimdi bu adamı hapse atan Türk yargısını suçlayabilir misiniz? Dünyanın hangi ülkesinde suç işleyenler mesleklerine göre imtiyaz sahibi olur? Bu tutuklama mı bizim demokrasimizi tehlikeye soktu?''

15 Temmuz Derneği Yönetim Kurulu Üyesi avukat Muaz Ergezen ise 15 Temmuz gecesi hain FETÖ mensuplarının demokratik anayasal düzeni ortadan kaldırma teşebbüsünde bulunduklarını ve TBMM'nin savaş uçaklarıyla defalarca bombalandığını, Cumhurbaşkanı'na suikast girişiminde bulunulduğunu anlattı.

FETÖ'nün, Türkiye'nin servetine en ağır zararı verdiğini ve bu zararın milyonları aştığını belirten Ergezen, darbe girişimi sırasında zarara uğrayan devlet kurumları ve özel kuruluşlarca açılan tazminat davalarına ilişkin de bilgi verdi.

Ergezen, ''TSK'nin vatansever, milli, demokrasiye inanan ve ettiği yemine sadakatle bağlı komutanları ve personelinin üstün gayreti, kahraman Türk milletinin demokrasiye olan inancı ve bağlılığının TSK'ye olan güveniyle birleşmesi neticesinde, örgüte destek veren yabancı güçlerin de her türlü müdahalesine rağmen darbe girişimi başarısızlığa uğratılmıştır.'' diye konuştu.

FETÖ'nün siyaseti en güçlü kanalları olarak kullandığını ve hiçbir emek sarf etmeden hali hazırdaki devlet yapısının içine sızıp kimisini zaaflarıyla, kimisini kumpaslar ve şantajlarla, kimisini aile bireylerini, yakınlarını ve kendilerini tehdit ederek yönetmeye çalıştığını aktaran Ergezen , FETÖ'nün dolayısıyla seçilerek yönetime gelmiş meşru bir iktidarı, en kısa yoldan yine devlet mekanizması ve organları eliyle sözde hukuk içinde çürütmek istediğini söyledi.

FETÖ davalarında yargı sürecine ilişkin de bilgi veren Ergezen, ''Türkiye genelinde toplamda 288 fiili darbe davası bulunurken, bu davaların 56'sı Ankara'da, 53'ü İstanbul'da, kalan 179 dava ise diğer şehirlerde görülüyor. '' diye konuştu.

Ergezen, Türk hukuk sistemi ve Türk yargısının her davada olduğu gibi FETÖ davalarında da adil yargılanma ilkesine sadık hareket ettiğini sözlerine ekledi.