Önceki gün astrolog Aygül Aydın; "Eskiden en azından dost-düşman belliydi. Şimdi nasıl bir dönemse herkes çıldırdı. Kimin ne olduğu belli değil" diye bir paylaşım yaptı.
Aynı saatlerde Yasemin Sakallıoğlu; "Kartlar yeniden dağıtılıyor. İbrahim Tatlıses ile Yıldız Tilbe'nin barıştığı dünyada sizin havanız kime. Demet Akalın'ın Hande Yener'in sahnesine konuk olduğu bir dünyada ne yaşıyoruz biz böyle" diye bir skeç çekti.
Son zamanlarda gördüklerim, duyduklarım karşısında donmuş bir şekilde izliyorum. Mesela kendi adıma, "Asla olmaz" dediğim birçok şey olmaya; arkamdan dönen gizli kapaklı laf-söz önüme serilmeye başladı. "Allah'ım neler oluyor?" derken ben de Aygül'ü arayıp "Hayırdır Aygül, gezegenler tersine mi döndü? Neler oluyor?" diye sormasam olmazdı.
Bana, "Daha yeni başlıyor Esin. Merkür Başak burcunda geriliyor ve Aslan burcunda gerilemesini bitirecek. Mezardan ölü dirilten bir gerileme hareketi başladı. Gölgeli günler ile barışmalar başladı. Asıl 4 Ağustos-17 Eylül gökyüzü gerçek şovuna başlayacak. Kimler kimlerle barışacak inanmayacaksın ama 17 Eylül sonrası daha serti geliyor. Dost edinmeye bak ya da dostlarına sahip çık. Düşmanı annen bile doğurur" demez mi?
Kemerleri bağlayayım ve temkinli olalım. Keza gerçekten şu ara bazı tanıdıklarımı bile gerçekten tanımadığımı fark ediyorum. Sırf ben değil birçok kişi; "Dost dost değil, arkadaş hiç arkadaş değil" diye lafa söze girip basıyor küfrü. Millet dertli; kimin kimin masasında oturduğu hiç belli değil. Tamam eskiden de belli olmazdı, kimin kiminle dost olduğu. Ama en azından bir tarz, tavır, tutum vardı. Şimdi çok karışık çok. Çorba olmuş durumda çorba...
***
Küçücük çocuk bile reklam mı diye sordu
Yıldız Tilbe ve İbrahim Tatlıses'in bir araya gelmesi nasıl bir etki yarattıysa 12 yaşındaki bir çocuk bile geçen gün bana, "Kesin reklam için bir araya geldiler di mi Esin abla" diye sordu.
Düşünün bazı ünlülere kimsenin inancı kalmamış. Ki Z kuşağı dediğimiz kuşağın magazinle hiç ilgisi yok. Onların bile dikkatini çekmiş.
Oysa ki, küslüklerin bir süresi, bir zaman aşımı vardır. İnsanlar ne kadar üzülse de, kazık yese de, bir zaman sonra affedebiliyor. Ki affetmek önemli..
Fakat İbrahim Tatlıses ve Yıldız Tilbe ikilisine birçok kişinin inancı kalmamış ki, magazin ile ilgilenmeyen bir nesil bile inanmamış.
Demek ki, ciddi bir samimiyetsizlik hissedilmiş. Garip!!!
***
Unutmayın
-Samimiyette ve samimiyetsizlik, on metre uzaktan hissedilir.
-Gerçek mi sahte mi on metre uzaktan hissedilir.
-Sevgi ve sevgisizlikte on metre uzaktan hissedilir.
Ben bazıları ile konuşmasam bile görüntülerin de, mutlular mı, mutsuzlar mı direkt anlıyorum. Samimiyet her türlü kendini gösteriyor.
Fakat eskiden;
-Dost dost gibiydi.
-Düşman düşman gibi.
-Sevenin de, sevmeyenin de tavrı, tarzı belli olurdu. Şimdi öyle değil. Menfaatler ön planda. İlişkiler bile menfaat üzerine kurulmuş. Eğer biri birinden çıkarı yoksa ilişki bile yaşamıyor. Ah ki ne ah!!! Kısacası berbat bir döneme denk geldik...
***
Müzik ruhun gıdasıdır diyor şu ara dilime dolanan beşliyi söylüyorum...
1-Sıla; Melasa
2-Tarkan; Müteşekkir
3-Tarkan; Şerbetli
4-Deha Bilimler; Git Git Yoluna
5-Sura; Derinlere İniyorum
Şu ara dinlemedeyim.....
