Hani bu sene "Bodrum çok pahalı", "Beach fiyatları şöyle böyle", "Mekanların fiyatları ateş pahası" diye konuşuyoruz ya aslında Bodrum'un yakın yerlerinde inanılmaz gizli köyler var. Yani bilinenin aksine Bodrum, Gümüşlük, Yalıkavak, Türkbükü'nden ibaret değil. Her köşesi öyle çok pahalı da değil.
Özellikle yakın tanıdığım birçok kişi Bodrum'da bilinen yerleri terk edip köylere yerleşiyor. Üstelik Bodrum'da ama değilsiniz. Denizi, havası, fiyatları, sakinliği ile size gerçek tatil yaptığınızı hissettiriyor.
Yıllardır Bodrum'a gelen biri olarak ilk kez, hiç gitmediğim, köşeleri dostlar sayesinde keşfettim. Mesela yıllardır Bodrum'da çalışan Türkbükü, Yalıkavak gibi yerlerde konaklayan Cenk Eren, Bodrum Yalıçiftlik Kızılağaç Köyü'nden ev satın aldı. İki oda, bir salon taş ev ve şahane bir bahçesi var. Evden çıkarken kapısını kilitlemiyor. Komşular birbirini tanıyor, köy halkı sahipleniyor. Yüzde 90 evde deniz manzarası yok ama beş dakika uzaklıkta şahane bir denizi var. Fakat siz "Ben denizi görmeyeceksem neden Bodrum'a gideyim" diyenlerdenseniz hiç düşünmeyin bile. Bu köyde sadece doğa var. Ve Bodrum'un o görmeye alıştığınız abartısı yok. Üstelik bu köyü keşfeden ve yaşayanlar arasında ünlüsü, iş insanı ve ciddi mevkilerde olan insanlar var. Fakat öyle bakir bir köşe seçmişler ki, abartıdan ve gözlerden uzak yaşamayı tercih ediyorlar.
Ben de geçen hafta Cenk Eren'e iki gün misafir oldum... Sessizlikte sesimi dinledim, kuş seslerine uyandım, mis gibi havayı içime çektim. İnşaatlar ile talan edilmemiş, çam ağaçları ile iki gün geçirdim. Öyle fahiş fiyatların ödenmediği, lezzetli yemekler yedim.
***
Boğaziçi Adabükü
Meğer Bodrum'u hiç bilmiyor, tanımıyormuşum. Üstelik Bodrum aşığı olduğumu sanırdım. Ama yok tanıdığım bir Bodrum'da yaşamışım meğer yıllardır. Bu yaz dostlar sayesinde görmediğim, bilmediğim şahane yerler tanıyorum. Mesela Bodrum ve havaalanına yakın gizli bir köy Boğaziçi Adabükü'nü de can dostlar Ali ve Çiğdem Akkalay, Murat-Sevim Aşıcıoğlu sayesinde keşfettim. Bodrum'a 20 dakika, Havaalanına 10 dakika; aslında Bodrum'un başladığı bir nokta da diyebiliriz Boğaziçi Adabükü Köyü'ne.
Bu köye giderken bir göl geçiyorsunuz. Gölün sonu denizle birleşiyor. Tam bir doğa harikası. Tepesinde sizi Bargilya Antik Kentin karşılıyor. Beşinci yüzyıldan önce var olan bu antik kent hiç kazınmamış.
Bu bakir köşe Bargilya Antik Kenti'nden sonra karşınıza Boğaziçi Adabükü Köyü geliyor. Hiç öyle lüks beklemeyin. Tam salaş balıkçıların olduğu, gezi tekneleri, halk pazarı, köy camisi, yerli halkı ile nevi şahsına münhasır gizli bir köşe.
Daha çok emekli köyü olarak bilenen Bodrum'un bu gizli köşesi aslında ünlülerin, gazetecilerin, sanatçıların, sosyetenin de vazgeçilmez rotası.
Geçen hafta "İki gün kalacağım" diyerek gittiğim Çiğdem'in evinden bir hafta çıkamadım. Çünkü denizi deniz gibi. Havası mis... Salaş bir balıkçıya gidiyorsunuz, harika bir balık yiyorsunuz tam da ödemeniz gereken fiyatı ödüyorsunuz. Beach'de şezlong ücreti 75 TL. Akşama kadar yiyor, içiyor üstelik gün batımına kadar denizden çıkmıyorsunuz ve bin TL fiyat ödüyorsunuz.
Akşamına da denizin üzerinde lezzetli balıklarınız yiyor, anı defterinize şahane anlar kaydediyorsunuz. "Salaş" deyip geçmeyin bu restoranların müdavimleri ünlüler, iş insanları. Mesela geçen hafta Mazhar Alanson'dan tutun, Önder Fırat'a kadar, gazeteci dostlarıma kadar birçok kişi ile rastlaştım. Çünkü abartıdan uzak bu cennet köşesinde kazıklanmadan lezzetli yemeğinizi yiyor, sohbet ederken birbirinizi dinliyor, tam anlamıyla tatil yapabiliyorsunuz. Düşünün gün içinde tekne kiralayıp koyları gezmek istiyorsanız kişi başı bin TL ödüyorsunuz. Hem gün içinde istediğiniz her koyda denize giriyor ve yemek yiyorsunuz.
Yurt dışından gelen gurbetçilerin, yabancıların, emeklilerin ve tabii Bodrum'un kalabalığından kaçan tatilcinin mekanı Adabükü.
Ve bu köyde; kimse sizi süzmüyor, ne giydiğiniz, ne taktığınız ile ilgilenmiyor.
Tabii;
-İnziva sevmiyorsanız buralar sizi bozar.
-Eğlence seviyorsanız hiç uğrayıp oraları bozmayın.
-Sessizlik sevmiyorsanız adım dahi atmayın.
-Harcadığınız paralar ile hava atmayı seven birisiyseniz gitmeyin bile...
O yüzden siz siz olun oraları da gidip bozmayın derim. Sadece "Of artık Bodrum'dan keyif alamıyorum, sessizlik, gerçek tatil istiyorum" diyenlerdenseniz rotanızı biraz değiştirin derim.
