'Aşk Bankası' 14 Şubat'ta kapalı!

Slovakya’da bir Aşk Bankası olduğunu düne kadar bilmiyordum doğrusu.

Andrej Sládkovič adlı Slovak şairin ve onun 2900 dizeden oluşan ‘dünyanın en uzun aşk şiiri’ Marina’sından da dün haberim oldu.

Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin, Kerem ile Aslı gibi büyük bir aşkın kahramanı olan Andrej ile Marina’nın öyküsünden haberdar olmamın nedeni dün New York Times’ta gördüğüm bir haber: ‘Aşk Bankası’nda bu yıl depozito yok!’

Slovakya’nın Banská Štiavnica kentindeki ‘Aşk Bankası’ geçen Mart ayında elektrik kontağında çıkan bir yangında yanmış. Her Sevgililer Günü’nde aşıkların akınına uğrayan, 7 binden fazla aşığın en değerli ‘hatıralarını’ kasasında saklayan banka bu yıl 14 Şubat’ta kapalı!

Bankanın tarihi hepi topu 5-6 yıllık... Kurucuları Igor Brossmann ile Jan Majsniar bir akşam Marina’nın mezarının yanından geçerken kentin bu romantik aşkın kahramanlarına yeterince sahip çıkmadığını düşünerek ‘aşk bankası’ kurmaya karar veriyor. Bankanın arkasındaki aşkın öyküsü ise neredeyse 200 yıl geriye gidiyor.

DÜNYANIN EN UZUN AŞK ŞİİRİ: MARİNA

Fakir bir ailenin oğlu olan Andrej, evlerinde ders verdiği Banská Štiavnica’nın en zengin ailesi Pischlova’ların kızı Marina’ya gönlünü kaptırıyor. İkisi de henüz 14 yaşında. Ama işte aşk öykülerinin olmazsa olmazı ‘sevgi nedir bilmeyen’ kötü kalpli ebeveynler devreye giriyor. Fakir Andrej’e layık görmedikleri kızları Marina’yı bir hali vakti yerinde, zencefilli kurabiyeleriyle ünlü, bir ‘pastacı’yla evlendiriyorlar.

Kalbi kırılan Andrej rahip oluyor. Marina’nın evliliğinden iki yıl sonra o da evleniyor ama aşkını hiç unutmuyor. 1844-1846 yılları arasında 2900 dizelik ‘dünyanın en uzun aşk’ şiirini yazıyor.

Şiir bugün hala Slovakya’da bir milli servet olarak değerlendiriliyor. Okullarda okutuluyor. Birçok dile çevrilen şiir 2017’de ‘en uzun aşk şiiri’ olarak resmen rekorlar kitabına giriyor.

İşte Aşk Bankası bu büyük aşkın doğdu evde hizmet veriyordu ta ki geçen Mart'taki talihsiz yangına kadar! Duvarlarında Andrej’in Marina’ya aşkının dizelerini barındıran bankanın kasaları dünyanın dört bir yanından binlerce aşığın ilk sinema biletlerinden yüzüklerine, fotoğraflarında tokalarına yüzlerce farklı ‘aşk hatırasına’ ev sahipliği yapıyor.

‘AŞKMETRE’ VÜCUT ELEKTRİĞİNİ ÖLÇÜYOR

Müzenin sözcüsü Katarina Javorska, "Aşk bankasındaki eşyalar gerçekten güvende, hepsi özel bir mühürle korunuyor. İçindekileri yalnızca sahipleri görebilir" diyor.

Müzenin en değerli eşyalarından biri de sevgililerin aşkını ölçtüğü söylenen "Aşkmetre". Javorska bu cihazın arkasındaki teknolojinin "büyük bir sır" olduğunu söylüyor: "Sevgililer el ele tutuşurken veya öpüşürken özel bir tutamacı tutuyorlar, o da bedenlerindeki elektriği ölçüyor."

Müzede aşıkların ‘en değerli hatıralarını’ saklayabilmeleri için 100 bin küçük kasa bulunuyor. Her kutunun üzerinde ‘Marina’ şiirinden bir harf, noktalama işareti, boşluk var. Aşk Bankası’nda kasa kirası yıllık 50 Euro ya da 100 Euro ödeyerek sonsuza kadar bir kutu sahibi olabilirsiniz.

DÜNYANIN EN ZENGİN ADAMI BENİM!

Yangının izlerinin en erken 2025’te silinip Aşk Bankası’nın 2027’nin Sevgililer Günü’nde yeniden mevduat toplamaya başlaması planlanıyor...

Dün tesadüfen bir bankanın varlığını öğrendim, Romeo Jüliet’ten daha gerçek bir aşk öyküsüyle karşılaştım.

Günün sonunda Andrej Sládkovič’in Marina için yazdığı, “Sevgili Marina’m işte biz de öyleyiz / İlahi alevler gibi / soğuk topraktaki çiçekler gibi / değerli taşlar gibi / yıldızlar sönüyor biz de söneceğiz / çiçekler soluyor biz de solacağız / ve mücevherler toprakla kaplı / ama o yıldızlar gerçekten parlıyordu / ve çiçekler güzel bir hayat yaşadılar / ve elmaslar toprakta asla çürümeyecek…” dizelerini okurken ‘Aşk Bankası’na yatıracağım tek servetimi, Züleyha’yı düşündüm... Onunlayken dünyanın en zengin adamı olduğumu fark ettim...