Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Kadir Kaymakçı Günde 3 saatimizi nereye harcıyoruz?

        Zamanın insanın başını döndürdüğü Christopher Nolan’ın Interstellar’ında Dr. Brand, kendisini korkutan şeyin ölüm değil zaman olduğunu söylüyordu.

        Kanada'daki Perimeter Teorik Fizik Enstitüsü'nden astrofizikçi Katie Mack, ‘zaman’ın garipliğinden bahsediyor: “Günümüzden milyarlarca yıl sonra zaman daha da garipleşecek. Evren genişliyor, enerji ve madde sürekli büyüyen boşlukta giderek daha eşit bir şekilde dağılıyor. Son durumunda evren, her şeyin eşit olarak dağıldığı hareketsiz bir enerji ve madde bulutu haline gelebilir. Bu gri hiçlikte, gelecek yok, o noktada zamanın gerçek bir anlamı yok! Gidecek bir yön de yok.”

        New Hampshire Üniversitesi'nden teorik fizikçi Chanda Prescod-Weinstein, “Birçoğumuz mutlak zaman fikriyle beslenerek büyüyoruz” diyor ve yaşadığımız zamanın sosyal bir yapı olduğunu söylüyor: “Gerçek zaman aslında oldukça farklı bir şeydir. Evrenin bazı tuhaf köşelerinde, uzay ve zaman gerilebilir ve yavaşlayabilir hatta bazen tamamen bozulabilir!”

        Prescod-Weinstein haklı ve sanırım ben ‘zamanımı’ bozdum!

        Hiçbir şeye yetişemediğimi düşünüyorum. Ne yapsam hep biraz eksikmiş gibi geliyor... “Keşke daha çok zamanım olsa” diye hayıflanmakla geçiyor tüm zamanım! Hayatımın soundtrack’ında Kenan Doğulu’dan “Tutamıyorum Zamanı” çalıyor uzun zamandır!

        ZAMAN BİR YANILSAMA ONA NEDEN BU KADAR TAKINTILIYIZ?

        Her gün aynı istasyondan bindiğim trende, hep aynı vagonda, eğer şanslıysam aynı sırada oturuyorum ya da çoğu kez olduğu gibi aynı yerde ayakta duruyorum! Aynı durakta inip, aynı yoldan yürüyüp işe geliyorum... Bu rota akşamları da aynı şekilde tekrarlanıyor çoğu ‘zaman’!

        Sanki ben duruyorum zaman geçiyormuş gibi hissediyorum. Araştırmacılar zamanın bir yanılsama olduğunu söylüyor, peki biz neden ona bu kadar takıntılıyız! “Yekpare geniş bir anın parçalanmaz akışında” akıp gitmek varken neden oturup saliseleri, saniyeleri, dakikaları, saatleri, günleri, haftaları, ayları, yılları sayıyoruz?

        Zamanımı doğru kullanma konusunda berbat bir sicilim var. Yapılacaklar listemi her kontrol ettiğimde tek bir ‘an’ı bile doğru planlayamadığımı görüyorum. Dilimde hep aynı şarkı: “Geçip giden hu hu / zamanları hu hu hu/ bir yerlerde bulsam...”

        Nerede harcadıysam oradadır diye baktığım zamanın yerinde yeller esiyor hep. Keşke bir kara deliğin kenarında otursam ve yavaş yavaş akan zamanı kafama göre kullansam...

        Glasgow’de ‘zaman denetim’ hizmeti sunan ‘Zaman Koçu’ Sarah Stewart’ın internet sitesi şu cümleyle açılıyor: “Gerçekten önemli şeyler için daha fazla zaman ayır!”

        AKŞAMLARI ÇÖPE ATTIĞIMIZ 6 SAATLİK ZAMAN!

        Stewart, ‘çok meşgul’ olduğundan zamanı doğru kullanamayan insanların daha fazla zaman sahip olmalarına yardımcı oluyormuş. Sitenin blog bölümündeki ‘Zaman yönetimi uzmanında etkili karar alma yöntemleri’ başlıklı yazıda insanların günde 3 saatini ne giyeceğine, ne yiyeceğine, ne izleyeceğine, ne zaman uyuyacağına karar vermek için harcadığını söylüyor. Ortalama bir yetişkinin günde 33 bin ila 35 bin arasında karar verdiği bilgisi de bu yazıda yer alıyor. Allah’ta bu kararların büyük çoğunluğu bilinçaltımızda, biz farkına varmadan gerçekleşiyormuş. Kafamızın içinde tüm bunlar olurken zamanı doğru kullanmak için hayatımızda içinden geçtiğimiz dönemde neyin önemli olduğuna karar vermemiz gerektiğini belirtiyor Sarah Stewart: “Her şeyi aynı anda yapamayız!”

        Stewart, insanların işten eve geldikten sonra yatağa gidene kadar geçen yaklaşık 6 saatlik sürede ne yapacaklarını hiç düşünmediklerini söylüyor. Kendi adıma bu konuda ona hak veriyorum. Koltuğa uzanıp televizyon izlemek ve elimde telefon sosyal medyada gezinmek, şimdi oturmuş boşa harcıyorum diye hayıflandığım ‘zamanı’ öldürmenin en masum yolu! “Eğer akşam için planladığınız şey buysa sorun yok!” diyor Stewart... O da ben de biliyorum ki bu bir plan değil, öylece olan bir şey... Farkında olmadan hepimizin ‘zaman katili’ olduğumuz akşamlar!

        TELEFON EKRANINA BAKARAK 'HİÇLİĞE KAYBEDİLEN ZAMAN'

        “Hiçliğe kaybedilen zaman” diyor buna Sarah Stewart... Elde telefon amaçsızca videolar, fotoğraflar arasında gezinmenin mutluluk hormonu ‘dopamin’le ilgili olduğunu söylüyor ‘Sosyal Medyanın Küçük Kara Kitabı’nın yazarı Kyle Taylor: "Kelimenin tam anlamıyla sonsuza kadar kaydırabilir ve kaydırabilirsiniz ve size her zaman daha fazla bilgi sağlanacaktır. Aslında bu insanlar üzerinde slot makinelerinde kumar oynamakla aynı etkiye sahiptir. Sizi bağımlı hale getirmek için kasıtlı olarak tasarlanmıştır. 'Sadece bir kaydırma daha ve şimdiye kadar gördüğüm en iyi fotoğrafı, videoyu veya durum güncellemesini göreceğim. Yeni GIF! Yeni GIF!' Neredeyse her kaydırmada, sizin seyahat etmediğiniz bir yere seyahat eden başka bir arkadaş veya sizin yemediğiniz bir şeyi yiyen biri vardır. Tıpkı slot makineleri gibi, tekrar tekrar 'kazanmadığınızı' hissedersiniz...”

        Halil Cibran'ın 'Kahin'inin “Zamanı, kıyısında oturup akışını izleyeceğiniz bir nehir haline döndüreceksiniz...” dediği gibi her akşam gözümüzün önünden akıp giden zamanın arkasında göz yaşı döküyoruz ertesi sabah!

        MANGANELLİ: “ZAMAN VERDİĞİ SÖZLERİ TUTMAZ...”

        İngiliz yazar J.W. Dunne, ‘Bir Zaman Deneyi’ adlı kitabında her birimizin bir tür kişisel sonsuzluğu olduğunu söylüyor, her gece sahip olduğumuz kişisel bir sonsuzluk... ‘Rüyamda’ sahip olduğum sonsuz zamanı ne yapayım benim ona şimdi, şu anda ihtiyacım var. Ona öfkeliyim, tutabilsem “Nedir senden çektiğim” diyerek suratının ortasına okkalı bir yumruk indirmek istiyorum. Ama biliyorum onun suçu yok; o neyse o! Manganelli’nin dediği gibi “Zaman verdiği sözleri tutmaz, nedeni de sözünde durmadığı için değil ama kendisinin de zamanın kurbanı olduğu içindir... Zaman koşuyor mu, hızla mı ilerliyor, geri mi kalıyor, duruyor mu bunu asla bilemez...”

        “Zaman insanın sorunu! Zamanın ileriye doğru akışının çoğunlukla bir insan yapısı olduğuna inanıyorum. Bunun fizik açısından, o kadar fazla değeri yok" diyen araştırmacı John Kitching'i de kim olduğunu hatırlamadığım ama ne zaman zamanımı boşa harcadığımı düşünsem kafamın içinde dönüp duran "Zaman hiç de değerli değildir, çünkü bir yanılsamadır" sözlerinin sahibini de anlıyorum... Ama işte binim bu güzel sözlere karnım tok! Ve fazla ‘zamanım’ da yok... O yüzden onlara bir teklifim var: "Sizin fazla zamanınız varsa bi 5 dakikanızı alabilirim!"