Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Kadir Kaymakçı Nerede o eski tişörtler!

        Züleyha 10 dakikadır bana kahkahalarla gülüyor! Onun gözlerinden yaşlar gelmesine neden olan kahkahalarının sebebi üzerimdeki, bana en az iki beden büyük, kocaman vatkalı, 3 düğmeli ceket ve bol ama gerçekten bol paçalı pantolonum! “Ben bu takım elbiseyi en son ne zaman giydim?” diye düşünüyorum. Ancak daha doğru soru, “Ben bu takım elbiseyi ne zaman aldım, ne kadar süredir gardıropta duruyor?” olmalı belki de. Gerçekten hatırlamıyorum. Bırakın giymeyi en son ne zaman bu takım elbiseyle göz göze geldim onu bile bilmiyorum. Bir kara deliği andıran gardıropta bir yerlerde galaksiler arası seyahat edip gelmiş gibi… Daha dün giymişim gibi sorgusuz sualsiz üstüme geçirdiğim takım elbise için zaman bir hafta geçmiş, benim için binlerce yıl! Ben hiç bu kadar şişman olmadım ki… Yoksa oldum mu?

        ‘About Time’ filminde gardıroba girip yumruklarını sıkarak zamanda yolculuk eden Tim gibi, gardırobumuzdan içeri dalıp geçmişe gidiyoruz biz de. Bugün görevimiz giymediğimiz kıyafetlerimizi tespit etmek! Ne macera ama… “Bu tişört U2 konserinden; yuh 23 yıl olmuş…” 2001 Ağustos ayında Londra’da nasılsa bugün aynen öyle gözlerimin içine bakan tişörtüm var. Ben 23 yılda ne hale gelmişim! Bir zamanlar üzerimden çıkarmadığım şu kot pantolonun dili olsa da bize eski Beyoğlu’nu anlatsa. Bu gömleği annem öldüğünden beri hiç giymedim; ben ona küsmüşüm onun haberi yok… Gardıroptan kıyafetlerle yazılmış benim otobiyografi çıktı resmen! Pantolonlar, gömlekler, kazaklar, tişörtler, montlar; hepsi zamanı dondurmuş bir yerlerde bir ben yaşamışım tüm o yılları, ayları, haftaları, günleri, saatleri, saniyeleri, saliseleri…

        MODAYA HER YIL 770 MİLYAR DOLAR HARCIYORMUŞUZ

        Züleyha, bir elinde evirip çevirdiği 23 yıldır ilk günkü gibi duran U2 tişörtüne bakıyor bir de geçen yaz başında aldığım iki kere giydikten sonra ağzı yüzü dağılan tişörte! “Nerede o eski tişörtler” diye aklından geçirdiğine eminim ama susuyor. Aslında bu eski kıyafetlerin daha dayanıklı olduğu yenilerin ise birkaç ayda ömrünü tamamladığına dair TikTok’ta ve diğer sosyal medya mecralarında sayısız ‘dertlenme’ videosu mevcut.

        Kentucky Üniversitesi tekstil araştırmacıları tişörtlerin kalitesiyle ilgili yaptıkları bir araştırmada, kumaşlar gibi, onların da yıllar içinde daha ince hale geldiğini tespit etmiş. Dayanıklıklarıyla bilinen kotlarda de pek iyi durumda değilmiş mesela. Uzmanlar, son beş yılda üretilen kotların, 80'lerdeki benzerleriyle karşılaştırdıklarında kalitelerinde büyük bir düşüş olduğunu belirtiyorlar.

        Moda endüstrisinin yıllık cirosu 770 milyar doları geçmiş durumda nicelikte büyük bir patlama var ama nitelik geriye gidiyor.

        ORTALAMA BİR KIYAFET 7 İLA 10 KEZ GİYİLİYOR

        Reddit gibi platformlarda insanlar bir zamanlar kaliteli ürünleriyle bildikleri mağazalardan son dönemde aldıkları kıyafetlerin düşük kumaş kalitesinden, işçilikteki özensizlikten şikayet ediyorlar. Üstelik bozulan sadece ucuza mal satan markaların ürünleri değil lüks markalarda da kalitenin eskiye kıyasla düşüşte olduğu vurgulanıyor. Kalite ve fiyat arısındaki fark negatif anlamda giderek kapanıyor. Ürünler kısa sürede dağılıyor, daha çok alışveriş yapıyorsunuz kalitesiz ürünü daha çok aldıkça fiyatlar da artıyor gibi.

        Dünya Ekonomik Forumu'na göre, giyim üretimi 2000 yılandan bu yana yaklaşık iki katına çıkmış. Kesin bilinmemekle birlikte istatistiklere göre her yıl 80 milyar ila 150 milyar giysi üretiliyormuş. Bunların yüzde 10 ila yüzde 40'ı hiç satılmıyormuş. Yani yılda 8 milyar veya 60 milyar fazladan giysi piyasaya sürülüyor. Ortalama bir giysi yalnızca yedi ila on kez giyiliyormuş.. 2021’de yayınlanan rapora göre Kanadalılar her yıl 500 bin ton giysiyi çöpe atıyormuş. Yeniden kullanım için hayır kurumlarına yapılan bağışların çoğunluğu ihraç edildiğinden dünyanın çeşitli ülkelerinde kıyafetlerden çöp dağları oluşmuş. Örneğin Şili’de çöldeki atık dağları uzaydan bile görülebiliyormuş. Gana'daki bir giyim çöplüğü patlamış ve günlerce yanmış. Moda endüstrisi, insanlığın karbon emisyonunun yüzde 10'unu üretmesi ve dünyadaki su kaynaklarının ikinci büyük tüketicisi konumunda olması da cabası. Tekstil ürünlerinin yüzde 85’i her yıl çöpe gidiyormuş.

        “GİYSİLER BİR KEZ GİYİLMEK İÇİN TASARLANIYOR”

        “Nerede o eski kumaşların kalitesi” nostaljik cümleler kurmak ‘nerede o eski…’ diye başlayan tüm cümleler gibi bir çaresizlik ve kaybetmişlik hissi barındırıyor. O eski kumaşlar bir daha hiç olmayacak. Çok fazla ütülemeye ihtiyaç duymayan, çabuk kuruyan, değişik renklere kolayca boyanabilen petrol bazlı polyesterin uygun fiyatı nedeniyle 1960’larda pamuklu kumaşların yerini alması gibi… Yani “Nerde o eski pamuklu kıyafetler” derseniz size “Polyester karıştırılmış bir halde hayatta kalmaya çalışıyor” derim. Günümüzde polyester, naylon, akrilik ve diğer sentetik lifler, dünya çapında kıyafetlerimizi oluşturan malzemenin yaklaşık yüzde 65'ini oluşturuyormuş. Bir kıyafetin kumaşında bu materyallerin olması illa kalitesiz olacak demek değil tabi…

        Avustralya'da Sidney Teknoloji Üniversitesi'nde Sürdürülebilir Gelecekler Enstitüsü'nde araştırma müdürü olan ve moda üzerine çalışan Taylor Brydges, bazı çok bilinen markalar için kumaş kalitesi gibi hususların genellikle göz ardı edildiğini söylüyor: “Giysiler aslında bir kez giyilmek için tasarlanıyor. Ya da dijital olarak tüketilmek için. Bunun bir giysinin vücutta nasıl göründüğü ve hissettirdiğiyle değil, nasıl fotoğraflandığıyla ilgili olduğunu düşünüyorum" diyor.

        Herkesin kendi Instagram sayfasının yıldızı olduğun bir çağdayız. Her paylaşımında aynı kıyafetle görünmek istemeyen ‘yıldız’lar bu saçma baskı yüzünden düşük fiyatlı kalitesiz kıyafetlerin aşırı tüketilmesinin nedenleri arasında gösteriliyor. Yine nitelik değil nicelik derdi…

        BİZ MODA OLANI ALANA KADAR ESKİ MODA OLUYOR!

        Talyor Brydges'e göre tüketicilerin satın aldıkları şeyler hakkında düşünme biçimlerini değiştirmeleri gerekiyor: "Beğenip beğenmemeniz fark etmez, giyinerek moda endüstrisinin bir parçası oluyorsunuz. Giydiklerimizle ilgili beklentilerimiz değişmeli.”

        Kıyafet, moda, tüketim, kalite kelimelerinin bolca geçtiği makalelerden anladığım artık ‘fast-food’ beslendiğimizi gibi ‘fast-moda’ giyinip soyunuyoruz. Biz moda bir gömleği alana kadar bir anda o gömlek eski moda oluyor.

        Züleyha’yla bütün gün gardıroptaydık… Kah 23 yıl önceye gittik kah geleceğe geri döndük. 2009’un kışını 2019’un yazını yaşadık. Bir dolu kıyafete veda ettik…

        23 yıldır gardıropta duran tişörtümü özenle katlayıp yerine koydum. Kıyafetlerle yazılan otobiyografi kitabımın kapağına üstümde o tişörtle olan bir fotoğrafımı basacağım…