İşte, gerçek İngiliz Hasta
İngiliz yönetmen Anthony Mingella, 1996’da “İngiliz Hasta” isimli bir film yapmış ve başrolünü yine bir İngiliz oyuncunun, Ralph Fiennes’in oynadığı film dokuz Oscar almıştı!
Bu film yirmi beş küsur sene sonra şimdi Netflix’te yayınlanıyor TV’lerde tekrar seyrediliyor ve hakkında yazılar çıkıyor...
Çeyrek asırdan fazla oluyor; İngiliz Hasta vizyona girip bir hayli ses getirince filmin kahramanı hakkında, daha doğrusu Ralph Fiennes’in canlandırdığı karakterin gerçek kimliği hakkında uzun bir yazı yazmıştım.
Yazdıklarım öyle kitaplara yahut akademik makalelere değil, bana anlatılanlara dayanıyordu; zira İngiliz Hasta yaşca benden hayli büyük olan ve artık maalesef hiçbiri hayatta bulunmayan bazı dostlarım ile 1940’lı senelerde yakın arkadaşlık kurmuş, ben de onların söylediklerini nakletmiştim ve filmin seneler sonra tekrar alâka görmesi üzerine, aynı konuyu tekrar yazıyorum...
İşte, İngiliz Hasta’nın filmde hikâye edilenden çok daha hızlı olan gerçek hayatı:
“İngiliz Hasta”, aslında bir Macar asilzadesiydi. Tam adı Lazslo Ede Almasy idi ve “Kont Almasy” (okunuşu: Almaşi) diye tanınırdı. 1895’te, o zaman Habsburg Hanedanı’nın iktidarda olduğu Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun, bugün Avusturya’nın sınırları içerisinde bulunan Bernstein kasabasında doğdu ve 56 senelik hayatını bir maceradan öbürüne dalarak geçirdi.
İngiltere’ye okumaya gitti ve Birinci Dünya Savaşı’nın patlamasından hemen önce memleketine hem diploması, hem de pilot brövesi ile döndü. Savaş senelerinde imparatorluğun “en fazla düşman uçağı düşüren pilotu” unvanını kazandı, sonra o devrin asillerine mahsus meraklardan birine kapıldı ve imal edilen yeni model otomobillerin deneme şoförlüğüne soyundu. Yine o senelerde moda olmaya başlayan rallilere katıldı, 1926’da o zamanın en modern otomobili sayılan Steyr marka araçla ilk büyük yolculuğuna çıktı: Mısır’a gitti, Nil’i boydan boya geçti, Sudan’a kadar uzandı ve Kahire’ye döndü.
Almaşi’nin hayatı, işte bu seyahat ile değişti: Çöle aşık olmuştu! Binlerce kilometre ötelere kadar uzanan kumlar, ufukta belli-belirsiz görünen vahalar ve hayallerle dolu tepecikler onu cezbediyordu. Üstelik çöl aşkında yalnız da değildi, birkaç arkadaş da bulmuştu: Robert ve Patrick Clayton adında iki İngiliz’i ve Mısır kraliyet ailesinin önde gelen mensupları olan Prens Kemaleddin ile Prens Yusuf’u... Prens Kemaleddin o devir Mısır’ının hükümdarı Sultan Hüseyin’in oğluydu, kuzeni Prens Yusuf muazzam bir servetin sahibiydi ve her ikisi de dünya çapında isim yapmış harita uzmanıydılar.
1932’de beraberce çöllere uzandılar ve o zamana kadar kimselerin keşfetmediği yerlerin haritalarını çıkartmaya başladılar. Havilland marka hafif bir uçakla ve Steyr otomobillerle seyahat ediyorlardı. İlk mekânları Libya çölleri oldu ve bölgenin haritasını çizip Mısır’ın güneyine geçtiler.
İşte bu seyahat sırasında Kont Almaşi’nin kullandığı uçak düştü, Kont kazadan ciddi bir yara bile almadan kurtuldu ama uçakta arka koltukta oturan Robert Clayton yanarak can verdi...
Yıllar sonra “İngiliz Hasta”ya ilham veren fikir, işte bu kazadan doğdu! Senaristler herşeyi tersine çevirdiler, Clayton’un yerine bir kadın koydular, Almaşi’yi de uçaktan ağır yaralı olarak çıkartıp filmin kahramanı yaptılar.
En yakın macera arkadaşının böyle feci bir şekilde ölmesi tuhaftır ama, Almaşi’nin çöle olan aşkını daha da arttırdı. Artık bir keşif gezisinden ötekine koşuyordu ve dünya bilim tarihine geçen en büyük keşfini kazadan bir sene sonra, 1933’ün sonlarında yaptı: Mısır’ın ortasındaki Asyut’ta, çölün derinliklerinde, tarih öncesi zamanlardan kalma resimlerle dolu bir mağaralar zinciri buldu! Prenslerle beraber uçsuz-bucaksız çölün haritasını çıkartırken bir yandan ilmî dergilerde bulduğu mağaraların resimlerini yayınlıyordu.
ÇÖLDE ALMAN AJANLIĞI
1939’da İkinci Dünya Savaşı patladı ve Mısır’ı işgal altında tutan İngilizler, Kont Almaşi’nin Kahire’de kalmasına izin vermediler. Memleketi olan Macaristan’a döndü ama bu defa da memleketini işgal eden Almanlar’ın baskısıyla karşılaştı. Kont’un “Macar subayı” olarak Kuzey Afrika çöllerine gitmesini ve General Rommel’in kumandasındaki Alman birliklerine katılmasını istiyorlardı.
Almaşi, çöle olan aşkı yüzünden talebi kabul etti ve yeniden Afrika’ya geçti. Artık bir Alman yüzbaşısı idi ama Macar üniforması giyiyordu. Önce General Rommel’in savaş planları hazırlamasına yardım etti, derken dünya askerlik tarihinde de yeralan “Selâm Operasyonu”nu başardı: Libya’daki Alman ajanlarını çölün derinliklerinden geçirip müttefiklerin ruhu bile duymadan Mısır’a götürdü. Bu arada İngiliz işgalindeki Kahire’ye defalarca elini-kolunu sallayarak gidip gelecek, seneler sonra bu işi nasıl yaptığını soranlara “Çok kolay oldu!” diyecekti... “Hem de üniformamla gittim. Kahire’de değişik milletlerden o kadar çok üniformalı vardı ki, beni farketmediler bile...”.
Savaşın Almanya’nın yenilgisiyle sona ermesi üzerine yeniden memleketine döndü ama bu defa zindana atıldı ve Budapeşte’de Halk Mahkemesi’ne çıkartıldı. İsnad edilen suç, Almanlar’la işbirliği yapmaktı. Aylarca sorguya çekildi, hata işkence bile gördü ama neticede aklanıp serbest bırakıldı ve ilmî çalışmalarına devam edebilmesi için Mısır’a yeniden gitmesine izin verildi.
Savaşta yenilen tarafın yanında olmuştu fakat akademik kimliği sayesinde saygı görüyordu. Geçmişteki siyasi ve askeri faaliyetleri unutuldu, Kahire’deki “Çöl Enstitüsü”nün başına getirildi ve yeniden eski güzel günlerine döndü. Sıcağın yorgunluğunu sık sık Avrupa’ya gitmekle, özellikle de Salzburg’da verilen nefis konserleri dinlemekle atıyordu.
Ölümü de 1951’de, Salzburg’da oldu. Çölde kaptığı dizanteri depreşti ve yatağa düşen Kont Almaşi sadece birkaç gün yaşayabildi. Yani “İngiliz Hasta” hayata cephe gerisindeki metruk bir evin bomboş bir salonunda değil, savaştan seneler sonra operaların ve senfonilerin yankılandığı şık bir Avrupa şehrinde veda etmişti.
“İngiliz Hasta”nın gerçek öyküsü, işte böyle... Bunları “İngiliz Hasta”yı yani Kont Lazslo Ede Almasy’yi yakından tanımış olanların bundan seneler önce bana anlattıklarından naklettim.
“İngiliz Hasta”da Kont Almaşi’yi Ralph Fiennes oynuyor. Bu da gerçek İngiliz Hasta: Kont Lazslo Ede Almasy.- Bu da bizim Süleyman Şah maceramız!1 dakika önce
- Basının basın olduğu günlerde bu haberi böyle yazacak olsam, "Git ulan, şunu adam gibi toparla" deyip kafama atarlardı!1 hafta önce
- Edebiyat allâmesi iki kardeşin yaptıkları sessiz bağışların ve ödüllendirilmelerinin öyküsü2 hafta önce
- Konserler için ödenen bu meblâğları, musiki tarihimizin en büyük üstadları hayatları boyunca alamamışlardır!3 hafta önce
- Atatürk'ün Amerikalı bir kadın gazeteciye verdiği, 89 sene önce sansür edilen ve unutulan mülâkatı1 ay önce
- Kurumaya başlayan Bafa Gölü'nü bu hâle getirenler Bülent Ecevit ve 1970'lerin CHP'sidir!1 ay önce
- PKK'ya 30 seneden buyana istediği herşeyin birkaç katını verdik ama terör bitmiyor, zira maksat artık başka!1 ay önce
- Büyük devlet olmanın yolu kendi silâhını bizzat yapmaktan geçer ve kredi kartlarından alınacak 750 lira bu yolda sadece bir katredir!1 ay önce
- Tarih boyunca hiç vârolmayan Lübnan'ı, Abdülhamid'in Washington Elçisi kurmuştu2 ay önce
- Mahzun prenses Fazile vefat etti2 ay önce