Kamuoyu son tartışmalara nasıl bakıyor?
Devlet Bahçeli’nin Öcalan çıkışı kamuoyunda ne kadar karşılık buluyor?
Cumhurbaşkanı Erdoğan neden bu topa doğrudan girip bir şey söylemiyor?
İmamoğlu ve Yavaş ayrı ayrı ne oy alıyor?
AK Parti hala ikinci parti mi?
Bu soruların cevaplarına en azından önemli bir ipucu olabilecek, çok çarpıcı sonuçları olan bir araştırma var elimde.
MAK Danışmanlık kasım ayında 3200 kişi ile 44 ilde yapmış.
14 Mayıs seçimlerinde oy verdikleri partilere göre dağılımına bakacak olursak Türkiye sonuçlarına benzer bir seçmen profili var araştırmanın.
"Yarın genel seçim olsa oyunuzu hangi siyasi partiye verirsiniz?" sorusuna yüzde 29 CHP, yüzde 28 AK Parti, yüzde 7 MHP, yüzde 7 DEM, yüzde 7 İYİ Parti, yüzde 6 YRP, yüzde 4 ise Zafer Partisi demiş.
Kararsız çoğunluk bir efsane mi?
Kararsızların oranı öyle zannedildiği gibi yüksek değil, yüzde 7.
AK Parti bu araştırmaya göre yükselişte. CHP ile aradaki farkı kapatıyor. Şayet trend böyle giderse iktidar CHP’yi DEM'e iterek Öcalan açılımını yapıp hem puan toplayıp hem de kendi aldığı riski rakibine fatura edebilir.
Türkiye’nin en önemli sorunu hala açık ara ekonomi görünüyor. Yüzde 32 ile ‘ekonomik sorunlar’ çıkmış, bunu yüzde 14 ile ahlaki ve sosyal sorunlar izliyor.
Araştırmaya katılanların yüzde 41’i ekonomik olarak gıda ve temel ihtiyaçlara erişimde zorlandığını söylemiş, bu çok çarpıcı ve geçim sıkıntısının ne boyuta geldiğini gösteriyor.
Araştırma Türkiye’de orta sınıfın neredeyse yok olduğunun da bir kanıtı.
Orta sınıfın bitişi
"Mevcut şartlara baktığınızda Türkiye’de yaşamaktan memnun musunuz?" sorusuna yüzde 47 "Memnunum" ya da "Kesinlikle memnunum" yüzde 48 ise "Kesinlikle memnun değilim" ve "Memnun değilim" cevabını vermiş. Bu konuda da keskin bir siyah-beyaz durum var. Orta kaybolmuş.
Mevcut ekonomi yönetiminden ‘kesinlikle memnun’ ve ‘memnun’ olanların oranı yüzde 34 iken ‘kesinlikle memnun olmayan’ ve ‘memnun olmayan’ların oranı ise yüzde 57.
İktidarın en zayıf karnı net şekilde hala ekonomi.
Liderlik şimdi çok gerekli
Bence araştırmanın en dikkat çekici bölümü Devlet Bahçeli’nin DEM Partililerin mecliste ellerini sıkmaları ile başlayıp Öcalan çıkışı ile devam eden yeni açılım tartışmasının kamuoyundaki yansıması.
"Türkiye’de yeni bir çözüm sürecinin başlamasını destekliyor musunuz?" sorusuna yüzde 58 ‘hayır’ yüzde 28 ‘evet’ demiş.
Peki bu sonuca bakıp Cumhur İttifakı açılım defterini açmadan kapatır mı?
Kesinlikle kapamamalı. Liderlik tam da böyle durumlarda gereklidir. Zamanında Tayyip Erdoğan çözüm sürecine tabanının büyük çoğunluğunu ikna etmişti, o taban aynı taban değil miydi?
Şimdi iktidarın 8 yıldır hakim olan söyleminin yarattığı etki ile tabanın çözüm süreci istememesi sürpriz değil, o nedenle burada iş Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’ye düşüyor. "Kesinlikle yeni bir çözüm süreci olmayacak" denmesinin altında da gördükleri bu hava var.
Buna bakıp PKK’nın silah bırakması ve Kürt sorununun çözümü için ortaya çıkan fırsat başlamadan biterse çok yazık olur.
Taban CHP’nin DEM politikasına nasıl bakıyor?
Gelelim CHP cephesine…
Araştırmanın dikkat çektiği başka bir sonuç Özgür Özel’in son dönemdeki Kürt meselesine dair açıklamalarının çoğunlukta destek görmemesi.
Yüzde 50 desteklemiyorum derken sadece yüzde 38 destekliyorum diyor Özel’i.
CHP seçmenlerinin içinde dahi Kürt meselesine dair söyleme destek yüzde 62’de kalmış.
Özel’in Demirtaş’ı ziyaret etmesini doğru bulanlar yüzde 32, bulmayanlar yüzde 55.
Bu sonuçlar beni hiç şaşırtmadı. Türkiye’de herkes kendi mahallesine güvercin, gerisine şahin. CHP tabanı DEM’li belediye başkanlarına destek olunmasından hoşlanmıyor.
Özellikle Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanması ile başlayan dalgada "Özgür Özel’in DEM belediyelerine yönelik tavrı ile birlikte iktidar CHP’yi DEM’in yanına itiyor" demiştim. Tam da öyle oluyor.
Fakat Kürt meselesi üzerinden yaşanan bu dalgalanmaya rağmen cumhurbaşkanlığı konusunda bu araştırmaya göre de hala dengeler neredeyse yarı yarıya.
Kafa kafaya sonuçlar
"Bu Pazar cumhurbaşkanlığı seçimi olsa oyunuzu kime verirsiniz?" sorusuna yüzde 42 Erdoğan demiş, yüzde 20 İmamoğlu ve yüzde 22 Mansur Yavaş. Yani İmamoğlu ve Yavaş’ın toplamı ile Erdoğan’ın oyu aynı görünüyor.
Buradan çıkan iki sonuç:
1) Erdoğan hala ve tartışmasız Türk siyasetinin en çok oy alan, en güçlü ve popüler figürü. Bunca ekonomik sıkıntı ve yıpranmışlığa rağmen bu hakikaten inanılmaz bir başarı
2) Muhalefet açısından bölünmek mi iki adayla gitmek mi daha iyi bir strateji? Bu sorunun cevabı bence muğlak… Muhalefet acele etmemeli, İmamoğlu ve Yavaş arasındaki rekabeti bir handikap değil bir fırsat olarak görebilirse şansını artırır.
Tabii henüz ufukta seçim dahi yok. Şimdi önümüzdeki konu Cumhur İttifakı’nın popülist dalgaya göre hareket edip Türkiye için açılabilecek fırsatın kapağını başında kapatıp kapatmayacakları.
Ben Devlet Bey’in kararlı mesajlarından ve Cumhurbaşkanının birlik vurgularından Öcalan çıkışının arkasını getirmek için ısrarlı olduklarını düşünüyorum.
- 2010'daki U2 konseri ve karşılıklı öfke2 gün önce
- Devlet Bahçeli o video ile kime mesaj verdi?5 gün önce
- Özgür Özel için esas tehlike şimdi başlıyor1 hafta önce
- 'Erkek' kazandı1 hafta önce
- Devlet Bahçeli'nin açtığı yol kapandı mı?2 hafta önce
- Siyah-beyaz2 hafta önce
- Müsavat Dervişoğlu: "Mesele el sıkışmak değil, el uzatmak"3 hafta önce
- Bu filmi daha önce görmemiş olabiliriz…3 hafta önce
- Çözüm süreci değil kardeşlik hareketi3 hafta önce
- Kötülüğün kaynağı ve Fetullah Gülen4 hafta önce