Sağlık Bakanı Ahmet Demircan'dan Zika açıklaması!
Sağlık Bakanı Demircan, Anadolu Ajansı Editör Masası'nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Demircan, Türkiye'de tespit edilen zika virüsü, grip aşısı, personel alımı konularında açıklamada bulundu
Sağlık Bakanı Ahmet Demircan, AA Editör Masası'nda soruları yanıtladı.
"GEREKLİ TEDBİRLER ALINACAK"
Bakan Ahmet Demircan, toplumda telaşa neden olan zika virüsüyle ilgili, "Zika, şu an Türkiye'de yeni görülen virütik bir rahatsızlık. Bununla ilgili uyarı yapılmış durumda... Sağlık Bakanlığı gerekli çalışmaları yapıyor. Gerekli tedbirler alınacak. Gelecekte böyle bir tehdit olur mu, bunlar virütik rahatsızlıklar, olabilir. Gerekli tedbirleri aldıktan sonra önlemleri Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)'yle beraber yürütüyoruz" açıklamasında bulundu.
"GRİP NOKTASINDA OLUMSUZ BİR NOKTADA DEĞİLİZ"
Sağlık Bakanı Demircan, "Mevsimsel grip noktasında, şu anda geçmiş yıllara göre olumsuz bir noktada değiliz, aşırı bir yaygınlık, bir tehdit altında değiliz hatta biraz daha iyi durumdayız" dedi.
Demircan, "Bu konuda ülkemizde yapılan çalışmalar olumlu netice verdi. Reçetelerde antibiyotik oranı geçtiğimiz yıllara göre düşüyor ve düşmeye devam ediyor. Bu konuda başarılıyız. Akılcı antibiyotik kullanımı kampanyamız da var. Bu konuda medya da bize destek veriyor ve destekçi oluyor. Medyanın da katkısıyla yüksek de başarı sağlandı" ifadelerini kullandı.
"ALÜMİNYUM GEREKÇESİYLE AŞILARI REDDETMEK FEVKALADE SAKINCALI"
"Aşı sağlığımız üzerinde fevkalade önemli, koruyucu etkiye sahip bir önlem. Buna karşı çıkmak sakıncalı ve topluma zarar verir" açıklamasında bulunan Bakan Akdağ, "Aşılarda alüminyum olduğu söyleniyor. Evet, aşının etkisini artırmak için bir miktar alüminyum kullanılır ama bu alüminyum, Dünya Sağlık Örgütü'nün kabul ettiği düzeyde ve sürekli izleneni takip edilen bir miktardır. Rakam olarak, bir insana yaşamı boyunca bütün aşıları uyguladığımızda, toplam olarak verilen alüminyum miktarı 4,25 mg. Oysaki alüminyum, içme sularında var, unlu mamüllerinde var, mide ilaçlarında var. Mide ilaçlarında 20-30 mg alüminyum kullanılıyor. Alüminyum gerekçe gösterilerek aşıyı reddetmek fevkalade sakıncalı bir şeydir. Aşılarımızın etkileri, yan etkileri ve riskleri tümüyle DSÖ ile takip edilmekte ve izlenmektedir. Herhangi bir şey olduğunda derhal tedbir alınmaktadir ki alüminyum gerekçesi spekülatif bir gerekçedir, bilimsel hiçbir tarafı yoktur. Aşı uygulamalarımızın hepsi bilimsel denetim altındadır" dedi.
"14 BİN 817 YOĞUN BAKIM YATAĞI VAR"
"Kış mevsimiyle hasta sayısındaki artışın, yoğun bakımlara yansıdığı" ifade edilerek, "Ancak bakanlıkça yoğun bakımdaki hastaların yüzde 35'inde uygun olmayan hasta yatışı tespit edildi. Yoğun bakım ünitelerinin sayısı yeterli mi? Gerçekten ihtiyacı olana öncelik verilmesi nasıl sağlanacak?" sorusuna Demircan, "Öncelikle rakamları paylaşmak istiyorum. 2002'de yoğun bakım yatak sayısı 869, 2018'de hedef 16 bin, şu anda ise 14 bin 817 tüm standartlara uygun yoğun bakım yatağı var. Çarpıcı ve etkileyici bir gelişme var" yanıtını verdi.
Hekimlerin, hastaları yoğun bakımda daha fazla tutma noktasındaki tavrına değinen Demircan, "Yoğun bakımda daha iyi bakılıyor, daha fazla personel orada az sayıda hastaya yardımcı oluyor. Demek ki bizim normal yataklarda hastalarımızı daha fazla etkili bir şekilde bakma süresini geliştirmemiz lazım. Bu da personel ihtiyacını doğuruyor. Personelimiz yeterli olursa, biz her yatakta hastamıza gerekli ihtimamı sonuna kadar, rahat bir şekilde gösterebiliriz. Yoksa hekim demek ki hastasını yoğun bakımda biraz daha tutma ihtiyacı hissediyor ki orada tutuyor, bu da yatakların doluluk oranını yükseltiyor" değerlendirmesinde bulundu.
BAKAN DEMİRCAN: 55 BİN PERSONEL ALINACAK
Bakan Demircan, "Yoğun bakım yatak sayısını artırmaya devam edeceğiz, personel sayımızı da artırmak istiyoruz. 27 bin ebe hemşire ve sağlık personeli alınacak. Bu, yüksek bir rakam. Her sene yaklaşık 9 bin civarında hekim kadroya dahil oluyor. Ediyor 36 bin. Bizim bu seneden alacağımız kadro miktarı var, taşeron sistemi kalktığı için, bu alımı yapmadık. 2017'den 2018'e aktarılan bir 10 bin işçi çalışan alacağız. Ayırca 2018 için de 9 bin kontenjan verildi. Yaklaşık 55 bin doktor, ebe hemşire, sağlık personeli ve çalışan alacağız" diye konuştu.
"UYGUN BİR PERSONEL REJİMİ OLUŞTURMAK ZORUNDAYIZ"
Sağlık Bakanı Ahmet Demircan, "Taşeron sisteminin kalkmasından sonra bundan sonraki sistemi yeniden gözden geçireceğiz. Herkesin statüsünü belli bir standart içine getirmemiz lazım. Sağlığın kendi gerekliliğine uygun bir personel rejimini oluşturmak zorundayız" dedi.
"SAĞLIKTA YERLİLEŞMENİN ÖNÜNÜ AÇMAYA ÇALIŞIYORUZ"
Bakan Demircan, "Tıpta, sağlıkta yerlileşmenin önünü açmaya çalışıyoruz. Hem teknoloji transfer etmek hem yerli üretimi dahil etmek için Sağlıkta Yerlileşme dediğimiz bir kurul var. Büyük çapta yeni cihazlar alacağız, yeni hastaneler yapıyoruz. Bunların Türkiye'de üretilmesi için motive edici bir faktör olarak kullanmak istiyoruz. Görüşmeler devam ediyor, gelin Türkiye'de yapın, yüzde 50'nin üzerinde yerlileşme sağlarsanız biz size destek veriyoruz, bu kadar da alacağız diyoruz. Yerlileşmenin teşviklerinden yararlanın. Muadillerinizle işbirliği yapın, ortaklıklar kurun. Biz de Türkiye'ye teknoloji transfer etmiş olalım. Öteki taraftan yerlileşmenin önünü açmak için alım sistemimizi de modernize etmek istiyoruz" açıklamasında bulundu.
"SAĞLIK ÇALIŞANLARIMIZIN ŞARTLARINI İYİLEŞTİRMEK İÇİN YASAL ÇALIŞMA YAPIYORUZ"
Bakan Demircan, "Sağlık çalışanlarımızın şartlarını iyileştirmek için bir yasal çalışma yapıyoruz. Bununla ilgili ocak ayı içerisinde Başbakanlığıımıza bir sunum yapacağız. Bekledikleri yıpranma payı, emekli maaşındaki düşüklük, performanstaki ölçütlerle ilgili çalışmalar bittikten sonra paylaşacağız" ifadelerini kullandı.
Şehir hastaneleri ücretli mi? sorusuna Bakan Demircan, "Ücret yok, vatandaş hastanelerimizde bir tek katılım payı ödüyor" dedi.
TAM GÜN YASASI İLE İLGİLİ AÇIKLAMA
Bakan Demircan, "Meseleye bütüncül yaklaşıyoruz. 80 milyonluk büyük bir ülkeyiz. 10 bin kişiye 191 hekim düşüyor. Hekimlerimiz insan gücü. Bu insanlarımız 80 milyona hizmet için varlar. Biz de Sağlık Bakanlığı olarak bu hizmetin en verimli şekilde yapılmasıyla yükümlüyüz. Bu insanları en verimli bir şekilde çalıştırabilecek modeli geliştirmek bizim görevimiz.
Tam gün yasası katı bir şekilde uygulanarak, birtakım sorunlar çözülmek istendi ve bir kısmı çözüldü de... Ama bu gün dönüp baktığımızda veya ileriye dönük baktığımızda da hala hekim açığımız var. Bu açığı, hekimleri daha verimli çalıştırarak kapatma imkanımız var. Başarılı hekimlerin daha fazla çalıştırılmasına da imkan sunmanız lazım. Ve yaptığı hizmetin karşılığını alması lazım. Esnek çalışma modeli dediğimiz şey bu. Hekimlerimizi daha verimli çalıştırmanın yollarını arıyoruz, mevcut kalıpları biraz esneterek, örneğin, hastanede görevini yapmış, zamanı da var. Diğer hastanede çalışmak istiyor. Sözleşmeyle çalışabilsin.
Devlet, üniversite veya muayenehanelerde çalışılabilir, tartışılır. Karara bağlanmış değil, tartışmaya açık. YÖK ile görüşüyoruz, hastanelerle görüşüyoruz. Meşru, makul, yasal bir çözüm üretmek zor bir şey ama bunu asgariden başlatıp, bunu yola koyarsak inanıyorum ki bundan çok iyi bir netice çıkaracağız. Çünkü sağlıkta yetişmiş insan gücü fevkalade önemli" açıklamasında bulundu.