Şarkıcı Hazal: 90'ların şarkıcısı olarak anılmak rahatsız etmiyor
'Elden Yar Olmaz' ve 'Sevdalım' şarkılarıyla 1990'lı yıllarda şöhreti yakalayan Hazal ile müzikal yolculuğunu ve şimdiki hayatını konuştuk
AYTEKİN TEKER / ateker@haberturk.com
1990'lar Türk pop müziğinin zirvede olduğu yıllardı. Üzerinden yıllar geçse de bu dönemde üretilen şarkılar, eskimeye yüz tutmadı.
Bu şarkılardan bazılarına imza atan isimlerden biri de Hazal'dı. 'Elden Yar Olmaz', 'Sevdalım' ve 'Sürgün Aşkımız' parçalarıyla şöhreti yakalayan müzisyenle hem nostalji yolculuğu yaptık hem de bugünleri konuştuk.
Müzikten önce yıllarca profesyonel olarak voleybol oyunculuğu yapan Hazal, sanat serüvenini şöyle anlattı: Başarılı bir öğrencilik hayatım oldu. 12 yıl voleybol oynadım. Spor akademisi ya da konservatuvar olacaktı. Son turda sağlam bir depar atınca, kazananan müzik oldu. Müzik eğitimime ilk olarak Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde, Klasik Türk Musikisi Bölümü'nü kazanarak başladım. O dönemde sevgili Sertab Erener ve Levent Yüksel okulumuzda öğretmenlik yapıyordu. Pop müzik öğrencilerinin kurduğu orkestrada solist olarak sahneye çıkmaya başladım. Sonrasında İTÜ'de Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı bölümünü bitirdim.
"İLK ALBÜMÜMÜN KARŞILIĞINI HÂLÂ ALIYORUM"
1995'te 'Sevdalım' ile müzik piyasasına giriş yapan şarkıcı, ilk albümü hakkında şunları aktardı: Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde öğrenciyken okul arkadaşlarımla birlikte Ataköy'deki bir mekânda sahneye çıkmaya başladım. Daha bir yıl dolmamışken, müdavimlerimizden rahmetli Süha Özgermi'nin tavsiyesiyle Klip Müzik Yapım Şirketi beni dinledi. Şirketin yöneticisi Ali Keleş ve müzik koordinatörü Burhan Şeşen çok beğendiler, sözleşmeler imzalandı ve hızla albüm çalışmasına başlandı.
Albüm prodüktörüm Seda Akay'ın yönlendirmeleriyle dönemin en iyi isimleriyle çalıştım. 20 Aralık 1995'te ilk albümüm 'Sevdalım', müzikseverlerle buluştu ve sektörün klasik tabiriyle, albüm patladı. O kadar iyi bir iş yapıldı ki bugün hâlâ karşılığını görüyorum.
'HAZAL'IN İSİM BABASI NEBİL ÖZGENTÜRK
Gerçek ismi Özlem Yerşen olan şarkıcı; "Yapım şirketinin halkla ilişkiler departmanından Güniz Karaman, albüm kapağı için çekilen fotoğraflarımı Nebil Özgentürk'e gösteriyor. 'Kızın adı Özlem ama şu anda yeni çıkan üç Özlem daha var, farklı bir isim arıyoruz sahne için' diyor. Nebil Özgentürk de "Kız, Türkan Şoray'ın Hazal filmindeki hallerine benziyor, filmi ağabeyim çekmişti, Hazal koyun adını, yakışır" diyor. 'İsmin Hazal olsun, ne diyorsun?' dediklerinde hemen ısındım, kabul ettim" dedi.
"DEĞER YARGILARI DEĞİŞTİ"
Hazal, "1990'lardaki Türkçe pop hâlâ insanların dillerinde. Sizce neden artık böyle şarkılar çıkmıyor?" sorusuna karşılık ise, "Çıkamaz çünkü. Şu anda ne ülke 1990'lardaki ülke ne de insanlar 1990'lardaki insanlar. Eğitim seviyemizin düştüğü, cehaletin kutsandığı, kolaycılığın zirve yaptığı bir zamandayız. Değer yargıları değişti. İyi niyetin, samimiyetin, sevginin, saygının, ilkeli bir duruşun aptallık olarak görüldüğü, en önemli değerin para olduğu bir zaman bu. Müzik tamamen ticari bir meta artık" yanıtını verdi.
Zamanında kendisine, "Gel seni uzaktan üstsüz çekelim, sansasyon yaratalım" diyenlerin olduğunu da ifade eden şarkıcı şunları kaydetti: Aslında ben magazini severim ama çocukluk zamanlarımdaki kaliteli magazini. Ben bir şarkıcıyım, sesim ve şarkılarım yeterli gelmiyorsa, gider daha iyisini yapmaya çalışırım, gidip çıplak poz vermem. İyi bir şeyler yaptığım halde medyada bana yer verilmiyor, haber yapmak için saçma sapan dayatmalarda bulunuluyorsa bu karşı tarafın eksikliğidir.
Görevlerini etik değerlerle yapmadıklarını gösterir. Halk bunu istiyor diyorlar, bu büyük bir yalan. Medya; tüm dünyada, hayatın her alanında toplumu şekillendirecek büyük bir güce sahip. Bundan 40 yıl önce insanlar kaliteli üretimleri dinlemiş ve izlemişse yine dinlerler, kimsenin şüphesi olmasın.
Hazal, "90’ların şarkıcısı" olarak anılmasının kendisini rahatsız etmediğini ifade etti. Şarkıcı; "Çünkü ben hâlâ aynı değerlerle yaşıyorum o yüzden manen doğru bir sıfat ancak üretmeye devam ediyorum ve biz şu anda sizinle bu röportajı yapıyorsak bugün de varım demektir. Bu, aynı dönemde çıkış yaptığımız diğer sanatçı arkadaşlarım için de geçerli. Birilerinin sizi belli bir zamana hapsetme çabası bir yere kadar. Her şey aslına rücu eder, sabırlı ol derlerdi. İşte tam da bu günlerden bahsediyorlarmış. 90'lar konserlerimiz tıklım tıklım geçiyor ve binlerce genç, şarkılarımızda bize eşlik ediyor. Finalde liyakat, gerçeklik kazanıyor" dedi.
Müzikten çok iyi paralar kazanamadığını da sözlerine ekleyen Hazal; "İlk günlerimden bu yana sağlam sömürülmeme rağmen, okulu bitirip öğretmen olduğumda kazanacağımdan fazlasını kazandım diyebilirim" diye konuştu.
"SEKTÖRDE TUTUNMAK BUGÜN DAHA ZOR"
1990'lara göre sektörde bugünlerde tutunmanın daha zor olduğunu vurgulayan Hazal; "Televizyon eskisine oranla daha az izleniyor. İnternetteki paylaşım plaformlarında her gün onlarca yeni çalışma yayımlanıyor. Okyanusta bir damlasın ve farkedilmeyi bekliyorsun. Tabii ki reklam faktörü bu sorunu çözebilir, o zaman da iş yine büyük paralara dayanıyor" dedi.
"2000'li yıllardan sonra sektörde bir değişim başladı" diyen ve internetin müzik sektöründe büyük bir değişmi yaşattığına dikkat çeken şarkıcı sözlerini şöyle sürdürdü:
Korsan kaset çilesinden sonra internet kullanımının da yaygınlaşmasıyla birlikte albümler müzik marketlerden satın alınmak yerine, paylaşım platformlarından bedel ödemeden indirilmeye başlandı. Dolayısıyla büyük paralar yatırarak albüm yapan şirketler zarar etmeye ve prodüksiyon yapmamaya başladı.
Bu sefer de şarkıcılık vasfına sahip olmayan ama ünlü olmak isteyen ve maddi imkânları iyi olan insanlar albüm yapmaya başladı. Şirketler; ister istemez, ya tutarsa hesabı, yap-getir düzenine geçti. Müzikteki yansıması ise hepsi birbirine benzeyen altyapılara sahip, basit melodilerden oluşan ve derinliği olmayan yüzeysel sözlere sahip şarkılar oldu.
Bu arada iyi şarkıcılardan maddi durumu iyi olanlar üretmeye devam etti, maddi durumu yeterli olmayanlar ise üretimde zorluk çekmeye başladı. Ne yazık ki zar zor yapılan albümler, PR kısmında görmezden gelindi. Tepeden inme, ayarlı playlistler radyoculara dayatıldı, gerçek radyoculuğu da öldürdüler. Parayı verenin düdüğü çaldığı bir dönemdir. Müzikte ki bu kısırlık rap müziğin patlamasını getirdi zaten.
"İSTANBUL'U TERK ETMEK İSTİYORUM"
Yaşamını İstanbul'da sürdüren Hazal; "Kendime yetebildiğim ve şükrettiğim normal bir hayatım var. Hayalim bir an evvel dağ, deniz, orman, bir şekilde doğa ile iç içe yaşamak" diye konuştu.
2023'te üç tane single yayımladığını söyleyen Hazal, ayrıca; müzik yazarı Seda Akay için yapılan "Söz ve Seda Akay" projesi için bir şarkı seslendiğini aktardı.
90'LAR KONSERLERİNDE SAHNE ALIYOR
Kendisi gibi bir döneme damgasını vuran isimlerle 90'lar konserlerinde sahne alan Hazal, aynı zamanda Anadolu Üniversitesi'nde Aşçılık Bölümü 2'nci sınıf öğrencisiymiş. "Eğitimin yaşı yok" diyen şarkıcı, sosyoloji üzerine de lisans eğitimi tamamlamış.