Akıncı ve Aksungur testleri: Türk SİHA yetenekleri yeni bir aşamaya geçiyor
Başarıyla tamamlanan iki silahlı insansız hava aracı (SİHA) testi, Türk savunma sanayiinin söz konusu alanda yeni bir aşamaya geçmek üzere olduğunu ve yakın gelecekte oyun-değiştirici olacak bir askeri kapasitenin inşa edildiğini gösteriyor. Zeytin Dalı, Bahar Kalkanı gibi asimetrik düşman unsurlarına karşı icra edilen harekâtlar açısından ağır mühimmat & yüksek faydalı yük kapasiteli SİHA kombinasyonu, hedeflenen sonucun çok daha kısa sürede, daha etkin biçimde alınması anlamına gelecektir
Türkiye’nin milli güvenlik gündemi, Irak’ın kuzeyindeki PKK terör hedeflerine yönelik sınır-ötesi harekât, F-35 programı iştirakinin resmen sona ermesi gibi gündemlere yoğunlaşırken, başarıyla tamamlanan iki silahlı insansız hava aracı (SİHA) testi, Türk savunma sanayiinin söz konusu alanda yeni bir aşamaya geçmek üzere olduğuna işaret ediyor.
Baykar tarafından üretilen Akıncı, Roketsan’ın MAM (mini akıllı mühimmat) serisinin son ve en ağır versiyonu olan MAM-T ile başarıyla denendi. Bir başka testte ise Tusaş tarafından üretilen Aksungur, KGK-SİHA-82 bombasını başarıyla kullandı. Bunlar, yakın gelecekte oyun-değiştirici olacak bir askeri kapasitenin inşa edildiğini gösteriyor.
Bayraktar TB-2 ve Anka SİHA’ları tarafından kullanılan akıllı mühimmat MAM-L, harp başlığı konfigürasyonları ve hassas güdüm sistemleriyle dikkat çekiyor. Öte yandan, Bayraktar TB-2 ve Anka gibi sınırlı faydalı yük kapasitesine sahip sınıflar için dizayn edilmesinden ötürü MAM-L, akıllı ateş gücünü, harp başlığı da dahil yaklaşık 22 kg toplam ağırlığa sığdırmak zorunda.
Bu durum, ana muharebe tanklarına karşı tam etki göstermek için hedefe yaklaşma açısı ve açık arazideki düşman personeli üzerinde etki yarıçapı gibi hususlarda doğal olarak, kısıtlılıkları da beraberinde getiriyor. MAM-T 94kg toplam ağırlığı, dolayısıyla daha büyük bir harp başlığı ile çok daha yüksek bir ateş gücü anlamına gelecek.
Aksungur’un testlerinde kullandığı KGK-82 serisi ise esasen güdümsüz olan MK-82 bombalarının, kanatlı güdüm kitleri eklenmesiyle (INS ve GPS tabanlı güdüm sistemleri), 10 metrenin altında vuruş hassasiyeti olan “akıllı bombalara” dönüştürülmesine dayanıyor.
Anglo-Amerikan askeri literatüründe “Joint Direct Attack Munition” (JDAM/Müşterek Doğrudan Taarruz Mühimmatı) olarak adlandırılan söz konusu kabiliyet, Türkiye’de de başarılı bir modernizasyon ile takip edildi. 340 kg ağırlığındaki KGK-SİHA-82 de, sözü edilen ailenin, insansız platformlar için sertifiye edilmiş varyantı
MAM-T, düşman ana muharebe tankları gibi, zırhlı kara araçları arasında en üst segmentte yer alan platformların imhasında çok daha büyük bir başarı potansiyeli taşıyacak.
Karabağ Savaşı, bilhassa Ermeni işgal birliklerinin kayıpları, elektronik harp ve ağ-merkezli hava savunma mimarisi ile yeterince korunmayan zırhlı ve mekanize unsurların, SİHA’lar karşısında ne kadar çaresiz olduğunu da ortaya koyarken Azerbaycan resmi verileri toplam 287 Ermeni ana muharebe tankının imha edildiğini belirtiyor.
Akıncı ve Aksungur gibi sistemlerin MAM-L ve KGK-SİHA-82 testlerinden çok daha fazlasını ifade etmesi mümkün. Örneğin , Aksungur’un deniz karakol ve denizaltı harbi konseptlerine uygun faydalı yük konfigürasyonları (örneğin sonobuoy ve manyetik anomali algılayıcıları), Türk Deniz Kuvvetleri ve Türkiye’nin savunma ihracatı açısından çok cazip seçenekler sunabileceği gibi benzer şekilde Akıncı’nın SOM seyir füzesi taşıma kapasitesi, sistemi, yüksek değerli hedefler karşısında “derin darbe” (deep strike) yeteneğiyle donatabilecek potansiyele sahip.
Zeytin Dalı, Bahar Kalkanı gibi asimetrik düşman unsurlarına karşı icra edilen harekâtlar açısından ağır mühimmat & yüksek faydalı yük kapasiteli SİHA kombinasyonu, hedeflenen sonucun çok daha kısa sürede, daha etkin biçimde alınması anlamına gelecek.
Ayrıca 30km kadar etkili menzile sahip söz konusu mühimmatlar SİHA’lara, düşman alçak-orta irtifa hava savunma sistemlerine ve bu sistemlerin sorumluluk sahalarına daha uzaktan taarruz edebilme imkânı da sağlayacak.