Suriyeli STK'lar, Suriye'deki kriz ve geri dönüşle ilgili ortak açıklama yaptı
İstanbul'da bir araya gelen ve çoğunluğunu Suriyelilerin oluşturduğu sivil toplum kuruluşları, Türkiye'deki sığınmacıların sorunları, Suriye'deki kriz ve ülkelerine geri dönüşlerine ilişkin ortak basın açıklaması yaptı. Suriyeli STK'lar Suriye'de savaşın bittiği, genel af çıktığı ve ülkenin artık güvenli bir hale geldiği yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirtti.
Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları Federasyonu tarafından Akgün Otel'de düzenlenen toplantıya Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Halit İsaoğluİsaoğlu, Kadın Destek Derneği Başkanı Cumana Habra'nınHabra'nın yanı sıra çok sayıda STK temsilcisi katıldı.
Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları Federasyonu üyeleri, Suriyeli Birlikler Ağı üyeleri ile Suriye Türkmen Dernekler Federasyonunun yanı sıra 200'ün üzerinde sivil toplum kuruluşu yetkilisi tarafından imzalanan açıklama, ATAA İnsani Yardımlaşma Derneği Halkla İlişkiler Koordinatörü Salih Akide tarafından okundu.
Türkiye'nin 2011 yılından bu yana 3,6 milyonu aşkın Suriyeli sığınmacıyı kabul ettiğini anlatan Akide, Suriyelilerin 2014'ten bu yana yabancılar kanunu ve geçici koruma yönetmeliğine tabi olduklarını söyledi.
Son zamanlarda bazı siyasi çevrelerin, Suriyelilerin varlığını seçim propagandası olarak kullanmaya başladığını dile getiren Akide, "Türkiye'deki Suriyeli sığınmacılar hakkındaki yanlış bilgi ve yalan haberler yayılmaya başlamış ve bu durum, Türkiye'de yaşayan genelde yabancılara özelde ise Suriyelilere yönelik halk içerisinde gerilimin ve tepkiselliğin artmasına sebebiyet vermiştir." dedi.
Daha önce 500 bin Suriyelinin geri dönüşünü sağlayan hükümetin yakın dönemde de 1 milyon Suriyeli sığınmacının gönüllü geri dönüşünü amaçlayan bir proje başlattığını hatırlatan Akide, Türkiye'nin güvenlik ve refahına karşı duyarlı olduklarını ifade etti.
Akide, Suriye ve Türk halkı arasındaki ortak tarihe, kültüre, iş birliğine ve komşuluk değerlerine bağlı kalınmasının önemine vurgu yaparak, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin iç meselelerine dahil olmamaya ilişkin olarak baştan beri sergilediğimiz tutumumuzun altını çizerek, Türkiye'deki Suriyelilerin varlığının siyasallaşma ve gerilim süreçlerinden uzak tutulması, seçim propagandası olarak kullanılmaması ve konunun insan haklarına ve hoşgörülü Türk halkının kültürüne uygun bir şekilde ele alınması çağrısında bulunuyoruz. Bizler, uluslararası toplumun 2254 sayılı BM kararı kapsamındaki vizyonu doğrultusunda Suriyelilerin, gerekli insani, güvenlik ve siyasi koşullar sağlandığında Suriye'ye dönme hakkını kullanmaya bağlı kalacağını vurguluyoruz."
Uluslararası topluma, sorumluluklarını üstlenme çağrısı
Sivil toplum kuruluşları olarak güvenlik, ekonomik, adalet, psikolojik açılardan Suriye'de sürdürülebilir bir ortamın oluşturulması gerektiğini savunduklarını ifade eden Akide, can ve mal güvenliğini garanti altına alacak siyasi bir çözüme varılması durumunda sığınmacıların Suriye'ye daimi dönüşüne yönelik her türlü çabayı desteklediklerini aktardı.
Akide, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
"Suriyeli sivil toplum kuruluşları olarak, onurlu yaşam şartları, güvenli ortam ve siyasi koşullar sağlandıktan sonra, topraklarına olan bağlılıkları nedeni ile Suriyelilerin kendi rızalarıyla ülkelerine geri dönmeye başlayacaklarının idrakindeyiz. Nitekim mülteci krizine neden olan sorunda köklü bir çözüme ulaşılmadan sığınmacıların Suriye'ye yahut kuzey bölgelerine geri gönderilmesi, sorunu çözmeyecek ve çözümü daha zor ve karmaşık hale getirecektir. Sığınmacıların, yaşadıkları yerleri bırakmalarının bir tercih olmadığını, kullanılması yasak olan her türlü silahın ve varil bombalarının kullanılmasının bu ilticanın gerçek sebebi olduğunu hatırlatıyoruz."
Akide, uluslararası topluma sorumluluklarını üstlenme çağrısında bulunduklarını ifade ederek, onları sığınmacıların ilk kez evlerinden çıkmalarına yol açan sorunun çözümüne katılmaya davet ettiklerini bildirdi.
"İddiaların çoğunun yalan ve asılsız olduğunu görüyoruz"
Toplantı sonrası AA muhabirine açıklamalarda bulunan Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları Federasyonu Genel Müdürü Muhammed Akta, Suriye'de savaşın bittiği, genel af çıktığı ve ülkenin artık güvenli bir hale geldiği yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirtti.
Esad rejiminin yaklaşık iki yılda bir af çıkardığını ifade eden Akta, "Maalesef bu afların detaylarına baktığımız zaman Türkiye'de bulunan sığınmacıların büyük bir çoğunluğunu olumsuz bir şekilde etkileyecek, hatta af kapsamı dışında kalacak şekilde bir düzenleme yapılıyor. Medyada daha çok başlık yer alıyor ancak bunların detaylarına bakmak gerekiyor." dedi.
Suriye ve Türkiye toplumuyla tarihsel olarak bağ ve ortaklıklarının bulunduğunu bildiren Akta, bu sebeple Suriyelilerin Türkiye'de herhangi bir uyum, entegrasyon problemi yaşayacağını düşünmediklerini söyledi.
Akta, Suriyeli öğrencilerin Türk okullarında eğitim gördüğünü ve kendi dillerinden daha iyi Türkçe'yeTürkçe'ye sahip olduklarını anlatarak, bunun da uyumun işareti olduğunu dile getirdi.
"Suriyelilerin yüzde 80'i ülkelerine dönmek istiyor"
Suriyelilerin ülkelerindeki yapılarını bozmadan Türkiye'ye geldiğini belirten Akta, şöyle konuştu:
"Elbette ki toplumun önemli bir kısmı işçidir. Suriye'de işveren bir kişi Türkiye'ye geldikten bir süre sonra kendi işini burada da kurup ve hem Suriyeli hem Türk istihdamı da sağlamıştır. İnsanlar Suriye'de ne üretiyorsa burada da üretmeye başlamıştır. Mesela Türkiye'de mermer ihracatında birinci konumda olan şirketin sahipleri Suriyeli. Halep'te bulunan birçok fabrikanın Gaziantep'e taşındığını ve Türkiye adına üretip ihracat yaptıklarını görebiliriz."
Muhammed Akta, Suriyelilerin ülkelerinden ve topraklarından vazgeçtikleri, geri dönmek istemediklerinin öne sürüldüğünü ifade ederek, yaptıkları araştırmalarda Suriyelilerin yüzde 80'inin ülkelerine dönmek istedikleri bilgisini paylaştı.
Suriyelilerle ilgili kamuoyuna yansıyan bazı olumsuz haberlerin de her iki toplumun huzurunu bozmayı hedeflediğini anlatan Akta, sözlerini şöyle tamamladı:
"Suçun şahsiliği kaidesi var. Her toplumda iyi ve kötü insanlar vardır. Suriye toplumu içerisinde de böyle insanlar olabilir. Fakat haberlere baktığımızda ortaya atılan iddiaların çoğunun yalan ve asılsız olduğunu görüyoruz. Bu da hem Türk halkı için hem Suriyelilerin toplumsal huzurunu bozuyor. Bundan dolayı endişeliyiz. Türkiye'de bulunan sığınmacıların siyasi malzeme olarak kullanılması konunun öznesi olan Suriyelileri olumsuz etkiliyor. Bundan üreten Suriyeli de işçi olan Suriyeli de bilim insanı olan da etkileniyor."
* Haberin görseli AA'dan servis edilmiştir.