Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Gayrimenkul, otomobil, altın, hisse senetleri son dönemin en çok talep görenleri. Ana neden de negatif faizler ile kredi patlamasının yaşanması. Para bol ve maliyet ucuz. Getiri arayışı şiddetli. Hem korunma güdüsüyle fiyatı değişkenlik gösteren varlıklara yönelme oluyor, hem de kazanma ve şansını deneme isteği baskın hale gelebiliyor.

        FAİZ GELİRİNİN YARISI BORSADAN

        -Örneğin borsayı ele alalım. Mevduat faizine gideceklerin ortalama elde edecekleri yıllık net kazanç yüzde 6.3. Buna karşılık enflasyon gerçekleşmesi çift hanelerde.

        -Borsada ise kar payı dağıtan şirketlerin temettü verimliliği ortalama yüzde 3.2 düzeyinde. Sadece temettüyle yıllık faiz gelirinin yarısını kazanmak mümkün.

        -Ayrıca hisse senedinin değer artışı veya kaybı olabilir. Kayıp olursa beklenebilir, temettü gelirleri alınmaya devam edilebilir. Bir zaman gelip de hisse senedi değerlendiği zaman da satılabilir. Böylece uzun vadede karlı bir iş yapmak mümkün. Kısa vadede ise şans denenir, gelmezse beklenir.

        HEM REKOR HEM YÜKSELİŞİN SÖYLEDİĞİ

        - 100 binlerce yeni yatırımcı da benzer niyetlerle borsaya gelince son yılların en canlı piyasasını yaşar olduk. Dün küresel piyasalar bozuktu ama İstanbul Borsası iyiydi.

        -Yapılan rekor düzeydeki satışların altından başarıyla kalktı. Endeks yeniden 120 bine dayanırken günlük bazda 47.5 milyar lirayla işlem hacmi rekoru kırıldı.

        REKLAM

        -Hem işlem hacmi rekoru kırılıp hem de fiyatlar yukarı gidince, canlılığın devamı ihtimali güçleniyor. İşlem rekoruna rağmen fiyatlar gerileseydi tersini düşünecektik.

        YABANCI SATIŞI KESİLSE BİLE YETER

        -Buraya kadar anlattıklarımız borsada olanların bir kısmını açıklar. Diğer kısımda ise uluslararası sermaye akımlarının yeniden gelişmekte olan ülkelere yönelmesi var. Haziranda başlayan bu eğilim çerçevesinde yabancılar 2020 yılında ilk kez bir ayı net alımla kapadı.

        -Dün açıklanan veriye göre yabancıların haziran alımları 79 milyon dolar oldu. Ondan önceki 5 aydaki net satışları 4 milyar dolarla borsa tarihinin en büyük rakamıydı. Böyle bir satışın durulması ve çok azda olsa tersine dönmesi bile yeter. Çünkü olayın yerli ayağı bu kez çok güçlü.

        -Kaldı ki, korona virüs ile kesilen gelişen piyasalara yönelik sermaye akımlarının yılın ikinci yarısında güçleneceği tahmin ediliyor.

        ŞU ANDA NEREDEYİZ?

        -Dünkü BİST-100 Endeksi’nin dolar kuru üzerinden seviyesi 1.74 dolara yükseldi. 2001 krizi dışında son 20 yılda borsa 2.10 doların altına bir küresel krizde, bir de korona virüs salgınında indi. İki ayrı tarihte de dolar bazındaki borsa endeksinin düştüğü en düşük seviye 1.25 idi.

        -Uzun vadede fiyatların çıktığı tepe noktası ise 5.10 dolar düzeyi. Üç ayrı tarihte bu düzeye değdi ve geri geldi. Uzun vadede fiyat endeksi 1.25 ile 5.10 dolar arasında dalgalanıp durdu.

        -5.10 dolar düzeyini en son gördüğü tarih 22 Mayıs 2013 ve o yılın ortalaması da 4.11 dolar. 2019’a geldiğimizde dolar bazlı endeksin ortalaması 1.75’e düşüyor. Bu yılın ilk altı ayındaki ortalama ise pandeminin etkisiyle 1.66’ya kadar geriledi.

        -Bu düzey 2004 yılından beri en düşük seviye. 2000’den beri 20 yılın ortalaması da 2.55 dolar düzeyinde. Şu anki düzey 1.74 dolar. Korkulacak bir seviye değil, normal şartlarda daha gidilecek yol var.

        REKLAM

        YAŞADIĞIMIZIN ADI NE?

        -Borsada fiyatlar dibin de dibine inmiş ki, şimdi yaşanmakta olan bunun düzeltmesi ve normale dönüş olarak değerlendirilebilir. Bu harekete diğer gelişmekte olan piyasalarla açılan performans makasını azaltmak da denilebilir.

        -Ayrıca tüm zamanların en düşük faizi ile kredi genişlemesinin yaşanmasının hisse senedi piyasasına talebi artırdığı kesin. Faiz ile temettü geliri ilk kez bu kadar yakınlaştı. Yakınlaşma da şirketlerin daha fazla temettü dağıtmasından değil, faizlerin üçte iki düzeyinde düşürülmesiyle oldu. Negatif faizler ise 1980 sonrasının en derin düzeyine indi.

        -Bunun adı faizden kaçıp borsaya sığınmaktır. Ama bir taraf en güvenli diğer taraf en riskli yatırım alanı. “Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak” da buna deniyor.

        Diğer Yazılar