Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Temmuz ayına ilişkin ilk ekonomik veri dün açıklandı. İmalat Sanayi Satın Alma Endeksi PMI eşik değeri olan 50’nin altına, 46.9’a inerek sanayide daralmanın yaşanmakta olduğunu ortaya koydu.

        ➔Üst üste beşinci aydır eşik değerin altında seyreden PMI faaliyet koşullarında Mayıs 2020’den beri en belirgin yavaşlamaya işaret ediyor ve belli bir eğilimi yansıtıyor.

        ➔Bu çerçevede yurtiçi ve yurtdışı talebin zayıflamaya başladığı, üretim ve yeni siparişlerde yavaşlamaya yol açtığı anlaşılıyor.

        ➔PMI verisine paralel ihracatın yüzde 20 düzeyindeki artış hızının kesileceğini ve ılımlı bir artışa döneceğini söyleyebiliriz.

        KREDİLER AŞAĞI, FAİZİ YUKARI

        ➔Kredi yavaşlamasının başladığı temmuz ayına ait ihracat rakamı bugün açıklanacak. Yılın ilk yarısında yakalanan yüzde 20’lik artışın korunamadığını görebiliriz.

        ➔Ekonomik faaliyetleri sınırlayan kredi daralmasının boyutu ise bitişikte yer alan Bloomberg HT grafiğinden izlenebilir. 13 haftalık, yıllıklandırılmış ve kur etkisinden arındırılmış ticari kredilerin büyüme hızı mayıs ayında yüzde 56,1’e kadar çıkmışken, 22 Temmuz’da yüzde 28.5’e indi.

        ➔Kredi faizleri de yüzde 20’den yüzde 30’a çıktı. Politika faizi artmadı ama kredilere getirilen zorunlu karşılık gibi uygulamalarla kredi maliyeti yükseltildi.

        REKLAM

        Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu İSO konuşmasında “kredileri durdurduk” dediği durum bu.

        ALMAYIN DEMEK EN KOLAYI

        ➔Kavcıoğlu’nun verdiği rakamlara göre kullandırılan 1 trilyon liralık kredinin 500 milyar lirasını kamu bankaları vermiş. Bu kredinin ortalama faizi de yüzde 15.8 olmuş.

        ➔Halbuki 22 Temmuz’daki bankacılık sektörü ortalama ticari kredi faizi ise yüzde 31.3 düzeyinde. Mayıs ayında ortalama ticari kredi faizi yüzde 20 idi.

        ➔İSO toplantısındaki tartışmada Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu kredi faizlerinin yüzde 40’ı aştığı eleştirileri için “Hiçbir banka yüzde 40 ile para veremez. Biz takipçisi olmaya çalışıyoruz. Ama siz de talep etmeyin. Özel bankalardan yüzde 20-22’nin üzerinde kredi kullanmayın” dedi.

        ➔Gelinen aşamada kamu bankaları artık cömertçe kredi vermiyor. Özel bankaların da faizi yüksek.

        ➔ “Yüzde 36’dan almayın” demek ise en kolayı, kamu bankası vermiyor, özel banka da kredi faizi yüksek. Sanayici banka görevlisi ile kavga mı etsin yani.

        FAİZDE KAMU ÖZEL FARKI

        ➔Özel ile kamu banka faizleri arasında makas yeniden açıldı açıldı. Çünkü özel bankalar kamu bankaları kadar ucuz kredi veremiyor. Arkalarında devlet gibi bir büyük sermaye koyanı yok. Zarar etme gibi bir imkanları bulunmuyor.

        ➔Kamu bankaları ise son dört yılda iki kez sermaye artırdı. Devlet üç kamu bankasına toplam 7.5 milyar dolar sermaye koydu. Dünkü kur üzerinden 135 milyar lira yapar.

        ➔Düşük faize dayalı ekonomi modeli diye çıkılan yolda “krediler durduruldu.”

        ➔Çünkü düşük faizle dağıtılan kredinin eninde sonunda dövize, mala, gayrimenkule veya otomobile gittiği anlaşıldı. Enflasyonu yükselttiği görüldü.

        REKLAM

        SEÇİME KADAR BÖYLE Mİ?

        ➔Krediyi alan şirket yatırım ve üretimde kullansa bile, yaptığı ödeme eninde sonunda ikinci ele, üçüncü ele geçtiğinde kişi ve kurumlar tarafından yukarıda saydığımız alanlara yatırıyor.

        Nedeni de büyümenin gazına sonuna kadar basılması, ortada kredi, döviz kuru, enflasyon geçişkenliğini durduracak etkin bir program, politika ve kararlı bir mücadelenin olmamasıdır.

        ➔Böyle bir durumda da beklentiler bozuldu, güven kayboldu.

        Zorunlu biçimde kredilerin kısıtlanması, dolaylı biçimde faizlerin yükseltilmesi yoluna gidilirken, ortaya günah keçisi olarak kimi zaman bankalar, kimi zaman sanayiciler atılıyor.

        İş yapan çeşitli kesimler için en zor dönem başladı. Seçime kadar süreceği anlaşılıyor.

        Diğer Yazılar