Fenerbahçeli kızlarla Cannes'da
Geçtiğimiz hafta sonu Fenerbahçe Acıbadem Bayan Voleybol takımının CEV Avrupa Şampiyonlar Ligi Final-Four maçlarını izlemek üzere Fransa'nın Cannes kentindeydim. Yarı zamanlı Kadıköylü bir İzmirli spor insanı olarak, izlenimlerimi, "darısı kentimiz ve kulüplerimizin başına" diyerek aktaracağım.
Neredeyse bir asırdır Avrupa'nın en gözde sayfiye yeri olan Cannes, bu şöhretin üzerine yatmak yerine, ölü sezonu sayısız etkinlikle değerlendirerek, ekonomik hareketliliği tüm yıla yaymayı başarmış. 70.000 nüfuslu şehir, iki günlük voleybol maçları için 1000'i Fenerbahçeli 2500 kadar sporsevere ev sahipliği yaparken, mayıs ortasındaki film festivaline kadar daha birçok etkinliğin de duyurusu dikkati çekiyordu.
"Spor" Kulübü
Fenerbahçe'nin Cannes'daki duruşu, bir "spor kulübü" nün nasıl olması gerektiğine örnek oluşturur nitelikteydi. Kulüp tarihindeki bu en önemli uluslar arası turnuvayı izlemek üzere Fenerbahçe camiası "tüm hatlarıyla" oradaydı. Başkan, yönetim kurulu, eski başkanlar ve yöneticiler, kalabalık bir gurup halinde eski bayan voleybolcular, eski futbolcu, basketbolcu ve voleybolcular, amatör şube kaptanları (atletizm, yüzme, boks, masa tenisi, yelken, kürek,...) takıma destek verirken, taraftar dernek ve gurupları tribün organizasyonu ile hazırdı. Sponsor Acıbadem Grubu bir uçak dolusu misafiriyle oradaydı. Avrupa'nın birçok kentinden gelen Türkler oradaydı. Kentteki tüm billboard'lar takımın posterleriyle donatılmıştı. En önemlisi, basın çok geniş bir katılımla oradaydı. Bu sayede hemen tüm gazetelere birinci sayfadan giren haberlerle tüm Türkiye gönülden desteğiyle oradaydı. Spordan Sorumlu Devlet Bakanı, Gençlik Spor (eski ve yeni) Genel Müdürü, TVF Başkanı, eski bir voleybolcu olan TFF Başkanı da Cannes'daydı. Final-Four bu, F.Bahçe Acıbadem şampiyon da olabilirdi 4. de. Önemli olan, spor kulübünün ve sponsorun, futbol dışı bir branşta, en üst düzeyde en doğru şekilde temsiliydi. Bir haftadır Fenerbahçe erkek takımına sponsorluk teklifleri yağması da bu sürecin doğal sonucudur.
Taraftar turizmi
Yurt içinde ve dışında pek çok sportif organizasyonda bulundum. Milli takım ve kulüp takımlarının turnuva ve maçlarını izledim, bir olimpiyatta bulundum. Bazen kafilenin görevli bir üyesi olarak bazen taraftar olarak bu coşkuyu yaşadım. Kırık dökük taraftar otobüsü ile de seyahat ettim özel uçakla da. Memur maaşımdan zar zor bilet alıp arkadaş evlerinde konakladığım da oldu, en prestijli otellerde de. Her koşulda hem spordan hem bulunduğum kentten/ülkeden, sıradan bir turistik seyahatten çok daha fazla keyif aldım.
Dersler ve öneriler
Uluslararası sportif başarılar uzun soluklu kolektif çabaların sonucudur. Futbolun tartışmasız liderliği, kulüplerin amatör branşlarla zenginleşmesine engel değildir. Büyük firmaların kulüpçülüğe soyunmak yerine, "iyi yönetilen" camia kulüplerine destek vermesi daha akılcı bir yaklaşımdır. Spor turizmi önemli bir temalı turizm seçeneğidir, aile ve kulüp bağlarını güçlendirmekte değerlendirilmesi gereken bir fırsattır.
- Denge, güç bileziği ve kalça sıkılaştırıcı ayakkabılar12 yıl önce
- 2011 yılı fitness trendleri13 yıl önce
- Jack.3d kullanıp kendinizi yakmayın13 yıl önce
- Çocuk sporunda doğru bilinen yanlışlar14 yıl önce
- Dazlak futbolculara öneri; Yeşil çay14 yıl önce
- Zaten fiziksel kapasite düşük14 yıl önce
- Edizʼe bazı öneriler14 yıl önce
- Kale çizgisine teknolojik gözetlemeyi FIFA istememiş14 yıl önce
- Sporcuların sıvı ihtiyacı ve sporcu içecekleri14 yıl önce
- Güzel bir vücuda sahip olmak için neler feda ederdiniz?14 yıl önce