Edizʼe bazı öneriler
Yıldırımer Avrupa Gençler Yüzme Şampiyonası’nda elde ettiği 1 altın ve 1 bronz madalya ile Türk yüzme tarihinde bir ilki başararak hepimizi gururlandırdı. Kendisinin de çok güzel ifade ettiği gibi, bu başarının en önemli sonuçlarından biri diğer yüzücülerimize vereceği moral ve özgüven olacaktır. Ediz’in 15 yaşında Olimpiyat barajı geçmesi gibi bu başarısı da basında geniş yer buldu. İlerleyen günlerde öyküsü mutlaka daha ayrıntılı olarak işlenecektir. İlk birkaç gün verilen demeçlerde ilgisizlikten yakınmalar, destek talepleri, “Destek bulamazsam ABD milli takımında yüzerim“ söylemleri ise tatsızdı ve geçmişte hepimizin canını sıkan Süreyya Ayhan, Derya Büyükuncu ve Tuğba Karademir vakalarını çağrıştırıyordu. Bu değerli sporcuyu bekleyen parlak kariyerin daha özenle yönetilmesi gerektiğini düşünüyorum.
GÜÇLÜKLER BİLİNİR
Bireysel sporların ülkemizde hangi maddi manevi zorluklar içinde yapıldığı hepimizin malumudur. Aynen hekim adayının mecburi hizmet ve tam gün yasalarını bilerek tıp eğitimine başlaması gibi, yüzücüler ve aileleri de karşılaşacakları güçlükleri iyi kötü bilerek yüzme sporuna adım atmaktadırlar. Elbette destek arayacaklardır, ancak bunu yaparken olaylar “Yalnızca, özellikle ve kasten” kendi başlarına gelmiş gibi yansıtılmamalıdır. Sporcu, kariyerine katkısı olan kişilere ve kurumlara vefalı davranmalıdır. Bu duruş olası sponsorların da motivasyonunu artıracaktır. Ediz’in başarı öyküsünde, Kocaeli Yıldızlar Yüzme Kulübü’ndeki antrenörü Aykut Çelik ile FMV Işıkspor Kulübü’ndeki antrenörleri Engin Sönmezoğlu ve Hakan Eskioğlu’ndan hiç söz edilmemesini yadırgıyorum.
ARKAS’IN İLK ADAYI
Önceki gün bir yerel gazetede yayınlanan “Ahh Arkas!” başlıklı köşe yazısında -muhtemelen tanıdık vasıtasıyla yazdığı ilk spor yazısı olmasının etkisiyle- Gönül Saray, Arkas’ın Ediz’in sponsorluk başvurusunu dikkate almayarak büyük bir fırsat kaçırdığından söz ediyor. Belli ki olayı tek taraflı dinlemiş. Tam aksine, Arkas’ın yüzme sporuna kendi yüzme şubesi dışında yapmayı planladığı önemli desteğin ilk adayı Ediz iken, babasıyla yaşanan olumsuzluklar nedeniyle bu sponsorluk gerçekleşmemiştir.
Ailenin kendi zamanlamasıyla sporcuyu ABD’ye gönderme kararına rağmen, ABD yüzme dünyasıyla yakın ilişkileri olan eski antrenörü Hakan Eskioğlu “Madem ABD’ye gitme kararı aldınız, hiç değilse şu okulu tercih edin ve şu mesafe antrenörü ile çalışın” diyerek desteğini esirgememiştir.
İMKANSIZ DEĞİL
Ediz’in 2012 Olimpiyatları’nda final yüzmesi ve kürsüye çıkması hepimizin hayalidir. Ancak hedefleri konuşurken bazı ayrıntıları gözden kaçırmamak gerekir. 800 m serbest, olimpik yarış değildir. Ediz Londra’da 1500 m yüzmek durumundadır.
2008 Olimpiyatları’nda birinci 14:40.84, üçüncü 14:42.69 ve sekizinci 15:05 yüzmüştür. Ediz 2008 yılında 15:44 ile Olimpiyat barajı geçmiş ve iki yılda derecesini 15:31.07’ye düşürmeyi başarmıştır. 2012’de final yüzebilmek için derecesini 30 saniye, kürsüye çıkabilmek için 50 saniye daha düşürmesi gerekmektedir. Helsinki’de 1500 m’yi kazanan Ukraynalı akranından halen 11 saniye geridedir ve bu mesafede Avrupa’nın en iyisi Fransız sporcu da bu şampiyonada 1500 m’de yarışmamıştır. Yani Ediz’in işi zor, ancak imkânsız değildir.
- Denge, güç bileziği ve kalça sıkılaştırıcı ayakkabılar12 yıl önce
- 2011 yılı fitness trendleri13 yıl önce
- Jack.3d kullanıp kendinizi yakmayın13 yıl önce
- Çocuk sporunda doğru bilinen yanlışlar14 yıl önce
- Dazlak futbolculara öneri; Yeşil çay14 yıl önce
- Zaten fiziksel kapasite düşük14 yıl önce
- Kale çizgisine teknolojik gözetlemeyi FIFA istememiş14 yıl önce
- Fenerbahçeli kızlarla Cannes'da14 yıl önce
- Sporcuların sıvı ihtiyacı ve sporcu içecekleri14 yıl önce
- Güzel bir vücuda sahip olmak için neler feda ederdiniz?14 yıl önce