Şeker tüketmemek için sebeplerimiz var
BİZİM eve sağlıklı beslenme bilinci aşılamaya çalışıyorum. Kendim 20'li yaşların sonunda bu bilince ulaşsam da oğlumun temeli sağlam olsun; sağlıklı beslenmek nedir bunu bilerek, içselleştirerek büyüsün istiyorum. Böylece ileriki yaşlarında fazla kiloyla, beslenme kaynaklı hastalıklarla başı derde girmesin... (Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre günümüz hastalıklarından en az 200'ü gıda kaynaklı.)
*
Özellikle gelişme çağındaki çocuklardan uzak tutulması gereken belli başlı yiyecekler var. Şeker bunların arasında en önemlilerinden biri. "Neden?" derseniz, şekerin her türlü hastalığa zemin sağlayan bir yapısı var. Ve üstelik sadece bildiğimiz mini drajeler halinde değil, birçok şeyin içinde yer alan haliyle tam bir gizli düşman. (Bir de şeker yerine kullanılan mısır şurubu var ki, o bambaşka bir konu.) Benim sistemim, eve zararlı olduğunu bildiğim ürünleri sokmamaktan ibaret. Gazlı içecekler yerine su; çikolata, gofret yerine kuru meyveler; cipsler, krakerler yerine fındık fıstık yiyoruz.. Çocuk bilmediği şeyi arzulayamıyor. Ben de ailemi kendimce korumuş oluyorum...
*
Geçen haftalarda ABD kaynaklı Popüler Bilim Dergisi'nde "Şeker Tüketmememiz İçin 9 Neden" başlıklı bir yazı yayınlandı. Sebepler arasından bazıları şöyle:
■ Katkılı şekerler fruktoz deposudur: Tükettiğimiz şekerlerin çoğu bu gruba dahil. Fruktoz sadece karaciğer tarafından işlenebilir. Ve doğrudan yağa dönüşür. Yağlanan karaciğer, fonksiyonlarını yerine getirememeye başlar.
■ Şeker vitamin veya mineral içermez: Bir sürü besleyici, faydalı besin dururken şeker tüketmek, fayda açısından talaş yemeye benzetilebilir.
■ Şeker pek çok hastalığın riskini yükseltir: Kalkınmış toplumlarda başka hiçbir şey tek başına insan sağlığını bu kadar tehdit etmiyor. Bir toplum şeker (veya endüstriyel yağ ve un) tüketmeye başladığında, hastalıklar da baş gösteriyor. Obezite, diyabet, kalp hastalıkları şeker tüketimiyle bire bir ilgilidir.
■ Şeker düzgün bir tokluk hissi vermez.
■ Şeker bağımlılık yapar: Şeker yediğimizde dopamin salgılanarak bize mutluluk verir. Bu kokainin bağımlılık yapma mekanizmasının bir benzeridir. Beynimiz dopamine karşı hassastır. Bu özel tüketim eğilimi, tipik bağımlılık davranışı olan mükâfat arayışına sebep olur. Fareler üzerinde yapılan araştırmada fiziksel olarak bağımlı hale geldikleri görülmüştür.
Tecrübeli annelerden loğusa yakınlarına öneriler
GEÇENLERDE "Loğusa Kullanım Kılavuzu" yazmıştım. Çok nazik ve birçok kadının sıkıntı yaşadığı bir konu olduğundan epey ilgi gördü. Twitter anneleri kendi eklemelerini de yaptılar benim yazdıklarıma... İşte öneriler:
■ "Ye kızım süt yapar" vaadiyle ağzına tepilen hiçbir şeyi yeme... (Burcu)
■ Loğusanın her dediğine mümkünse evet denmeli. Alınganlık, küslük, gücenme olmamalı loğusa kadına. (İpek)
■ Herkes evine! Loğusanın annesi susma hakkını kullanarak kalabilir. (Leyla)
■ Loğusa kadın olmadık zamanda ve yerde ağlayabilir; doğal karşılanmalı. Ne çok üstüne gitmeli ne de küçümsemeli, sadece anlayış gösterilmeli. (Perihan)
■ Bebeği biraz bırakıp uyuyabileceği konusunda eşi, yeni anneyi ikna etmeli ve uyutmalı. (Perihan)
■ "Emiyor mu? Sütün geliyor mu?" diye sorulmasın ve insanlar kendi sütlerinin nasıl da fışkırdığından bahsetmesinler! (Zeynep)
■ Yeni anneye sormadan bebeğine dokunulmamalı; kucağa alınmamalı. (Gamze)
■ "Karnın hiç gitmemiş ki" türü o an hiç de önemli olmayan moral bozucu detaylarla ilgili yorum yapılmasın. (Havva)
■ Taze bir annenin bebeğine alışma süreci olan 40 gün mümkünse hiç kimse bebek görmeye gitmesin. Zira anne daha ne olduğunu anlamıyor. (Pınar)
*
Aslında bütün tavsiyelerin ortak yanı aynı: Bebeği anneye bırakın, siz annenin bakımına yardımcı olun. Loğusanın moralini bozacak, zaten tecrübesiz olduğu bir konuda kendisini yetersiz hissetmesine yol açacak yorumlardan kaçının. Dinlenmesi konusunda teşvik edici olun... Bu kadar basit.
- Çocuğun dili, dilin dünyası6 yıl önce
- Gelecek gelirken...6 yıl önce
- Doğal gıda gerçekten doğal mı?6 yıl önce
- Sevginin fiil hali: Dikkat6 yıl önce
- 'Anne, senden 3 isteğim var'6 yıl önce
- Edebiyat ne işe yarar?6 yıl önce
- Korkunç bir İstanbul masalı6 yıl önce
- İyiliği büyütmek...6 yıl önce
- Facebook ile yüzleşmek...6 yıl önce
- Mindfulness: Özgün olma özgürlüğü6 yıl önce