Angela Merkel: Yılın kişisi
TIME Dergisi her yılın sonunda 365 güne damgasını vuran birini “yılın kişisi” olarak seçer; 2015 yılı için seçtiği kişi yabancımız değil: Angela Merkel...
Angela Merkel 2015 yılında ne yaptı da Amerikan dergisi tarafından seçildi, bilemiyorum. Herhalde bir sebebi olmalı.
Derginin kararını açıkladığı gün, 8’i Türk 10 kişiyi öldürmekten sanık Beate Zschaepe, aylardan beri sürdürdüğü suskunluğunu bozup avukatı aracılığıyla, “Olanlardan üzgünüm” açıklamasını yaptı. İki arkadaşının işlediği cinayetlere tanıklık etmiş, ama bizzat katılmamış... Arkadaşları cinayetleri “Türkleri Almanya’dan kaçırtmak için” işlemiş...
“Merd-i kıpti şecaat arz ederken sirkatin söyler” tanımına uygun bir itiraf bu. Hem kendimi koruyayım, hem de övüneyim derken, Almanların küçümseme amacıyla “dönerci cinayetleri” adını taktığı eylemlerin sebebini açığa vurmuş...
Bilmeyenler için kısa özet: 2000 ile 2007 yılları arasında 10 kişi faili meçhul cinayetlere kurban gitti Almanya’da. 10 kişiden 9’u dönerci, marketçi esnafıydı; onların 8’i Türk’tü, biri de Türk olduğu sanılarak aynı akıbete uğratıldığı anlaşılan bir Yunan... 10. kurban da yeni bir eyleme giderken kendilerini fark eden Alman kadın polis...
Cinayetleri üç kişilik bir Neo-Nazi çetesinin işlediğini bugün biliyoruz; biliyor olmamızın sebebi, son kurbanın Alman, polis ve kadın oluşu. Bir yandan kadın örgütleri, bir yandan polisler, onu öldüreni bulmak için seferber oldu ve çetenin sonu öyle geldi.
Bir bankayı soyup kaçtıklarında peşlerine düşen polisler saklandıkları karavanda çeteyi kıstırdı; karavanı ateşe veren çetenin iki erkek üyesi intihar etti, Beate Zschaepe adlı kadın Neo-Nazi ise canlı yakalandı.
Amerikan dergisinin “yılın kişisi” seçtiği Angela Merkel’in ülkesi Almanya, ilk cinayetten 11 yıl sonra ve ancak yeni bir eyleme katıldıkları sırada, 10 kişiyi öldürmüş çeteyi bulabildi.
Muhtemelen kadının da kendini öldürdüğü sanılırken... Kadın meslektaşlarının katilleri olabileceği kuşkusuyla olay yerine istihbaratçılardan önce gelen polislerin, cinayetleri sahiplendikleri CD’nin de aralarında bulunduğu yangında henüz imha olmamış belgeleri korumaya almasıyla...
İşin hazin yönü, her yönüyle “Neo-Nazi” kokusu alınan cinayetleri Alman medyasının önce küçümsemesi, cinayetler çoğalıp işaretler de artınca, aynı medyanın, hedef şaşırtacak biçimde yayın yapmasıdır.
Çete ortaya çıkıncaya kadar, Alman medyası, “Bu cinayetler Türk mafyası hesaplaşmasıdır” keskinliğinde yaklaştı olaya...
Neden acaba? Neden uzun yıllar yakalanamadı caniler? Alman medyası neden konunun üzerine gitmedi, gitmeye başlayınca adresi neden yanlış verdi?
Soruların bir tek cevabı var: Alman istihbaratı...
BfV Almanya’nın iç istihbarata bakan “Anayasayı Koruma Örgütü”nün kısaltılmışıdır. Üçlü çetenin faaliyetlerini icra ettiği eyaletin BfV sorumlusu görevinden ayrıldı önce; daha sonra en tepe yöneticisi Heinz Fromm istifasını sundu.
İstifaların sebebi, BfV örgütünün Neo-Nazi çetesine ait belgeleri kıyma makinesinden geçirdiğinin ortaya çıkması... Çete eyleme giderken bir BfV ajanı da mutlaka arkalarına takılıyormuş...
Zschaepe’nin, cinayetlerin “Türkleri Almanya’dan kaçırtmak için” işlendiği bilgisini vermesi önemli. 2000 yılı öncesi ve sonrası, Almanya’nın “1 numaralı sorunu” artık iyice “Almanyalı” olmuş Türklerin durumuydu. “Türkler ülkelerine dönsün” kampanyası yürütülürken öldürüldü 8 Türk ve 1 Yunan...
Angela Merkel 2000 yılından beri Hıristiyan Demokrat Parti’ye liderlik, 2005 yılından beri de Almanya’ya başbakanlık yapıyor.
- Batı ile değişen rollerimiz8 yıl önce
- Yangın daha da yayılmadan...8 yıl önce
- Biz birbirimizi yerken...8 yıl önce
- Seçim sonrası Türkiye tablosu8 yıl önce
- Yeni yıl dilekleri yerine...8 yıl önce
- Anakronizm8 yıl önce
- Silah ve demokrasi bir arada olmaz8 yıl önce
- O fotoğraf yanlış8 yıl önce
- Tarih bizde hep tekerrür eder8 yıl önce
- Olana bir de bu gözle bakın8 yıl önce