Milli Eğitim Gençlik ve Spor
Rahmetli Turgut Özal, 1983 kabinesinde, “milli eğitim” ile “gençlik ve sporu” birleştirip tarihimizde ilk defa Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı’nı kurdu. Başına da değerli bir bakanımızı, Vehbi Dinçerler’i getirdi...
Bu, değişik hükümetler döneminde, farklı politikalarla uygulana gelen spora bakışı, bambaşka bir anlayışa büründüren, birlikte olması gerekenleri bütünleştiren, ayrılmaz bir ikili haline getiren muhteşem bir anlayıştı, gerçek anlamda bir “devrim”di.
İşlerin yoğunluğundan, uygulayıcıların yorgunluğundan, statükonun direnmesinden dolayı, işler yürümedi ve kısa bir süre sonra, “imam nikâhı” zannettiğimiz şey, “papaz nikâhı” çıktı ve ne yazık ki bitti.
ŞAMPİYONLAR YETİŞECEK
Milli Eğitim Bakanlığı aslına döndü, spor da Başbakanlık’a bağlandı ve yönetimi, “spordan sorumlu” sıfatıyla Devlet Bakanlığı’na bağlandı... AK Parti iktidarıyla da 2011’den sonra, Gençlik ve Spor Bakanlığı yeniden kuruldu.
Sporla, eğitim ayrılmaz ikili... Biri diğeri olmadan olmaz, diğerinin olmadığı yerde öbürü eksik kalır... Nitekim de bu açığı kapamak için iki bakanlık arasında çok sıkı bir temas var... Sürekli tazelenen protokoller kâğıda dökülür ve uygulamaya konur. Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ile Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, ilkokul 3. sınıf öğrencilerini hedefleyen, ilk planda da yaklaşık 2.5 milyon çocuğumuzu kapsayacak bir protokol imzaladı.
Her iki bakanımızı da, emeği geçen ekiplerini de tebrik ediyoruz ve başarılar diliyoruz. Olması gerekeni, daha önce pek çok bakanımızın imzaladığı metinleri, daha da geliştirdiklerini görüyoruz.
Her iki bakanımızın da takipçisi olacağını biliyoruz... Sayın Bakan İsmet Yılmaz, daha önce Gençlik ve Spor Bakanlığı yardımcılığı da yapan Müsteşar Yusuf Tekin ve arkadaşlarının spora ne kadar ilgili ve sıcak olduğunu da biliyoruz. Türk sporunu kalkındıracak, büyük yıldızlar kazandıracak, şampiyonlar yetiştirecek bu adımın, belediyeler, federasyonlar ve kulüplerin de tam bir seferberliğiyle amacına ulaşmasını diliyor, başarılar diliyoruz.
ERDEM’İN ‘EFSANE’ VEFASI
Biz bu köşede spora hizmet eden, tesis yapan, gençlerin hizmetine sunan, imkânlarını seferber edip sporcu yetiştiren belediye başkanlarımızı sık sık misafir ediyor, bir spor adamı olarak alkışlatıyoruz. İsmail Erdem, Sancaktepe Belediye Başkanı... İlçesini tesislerle donatan, sportif aktiviteleri en iyi yapan başkanlarımızdan biri... Üstelik de unutulan “vefa”yı, gündemimize aldıran adam...
Turgay Şeren’i hasta yatağından getirtti, Türkiye’ye yeniden alkışlattı ve ona son finalini oynattı... Sonra da kaybettik Şeren’i...
Son olarak da İlyas Tüfekçi ve Erhan Önal’a vefasını göstererek, bütün Türkiye’nin insafına sundu... O Erhan Önal ki, Bayern Münih’te doğdu, Milli Takım’ı tercih ederek Ay-Yıldız’a hizmet etti... İlyas Tüfekçi de Stuttgart’ta parladı bütün Türkiye’yi aydınlattı... Her ikisi de, Almanya’da ezilen, horlanan, maden ocaklarına mahkûm edilen Türkler’in, adeta talihini değiştirdi.
Gurbette büyük saygınlık kazanarak, bütün ezilenlerin sesi ve ümidi olarak milyonlarca gence büyük düşünmeyi, toplum lideri olmayı öğretip, bugün Mesut Özil, Hakan Çalhanoğlu ve onun gibilerin yolunu açan kahramanlardır.
Sadece bir futbolcu değil, sporcunun ötesinde işlev gören büyük liderlerdir... Bırakın hatırlatmayı, hiç unutulmamalıdır bile... İşte Sancaktepe Belediyesi Başkanı Erdem ve ekibi, bunu yaptı, tebrikler İsmail Başkan.
- Öyle bir geçer zaman ki...6 yıl önce
- Adalet daha önemli6 yıl önce
- Spor bu kadar siyasete bulaşırsa6 yıl önce
- Dünya Kupası'na ancak Türkiye'de katılabiliriz6 yıl önce
- Değişim rüzgarları6 yıl önce
- Bereket ki tesellimiz var6 yıl önce
- Almanlar abartıyor6 yıl önce
- Yaprak dökümü6 yıl önce
- Söndürün 'Güneş'leri!6 yıl önce
- Efsanelere de ödül6 yıl önce