Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Biz pek farkında değiliz ama, Ruslar aramızda günlerdir devam eden gerginliği artık propaganda savaşına çevirdiler...

Rusya’da yaşayan ve orada faaliyet gösteren bazı işadamı okuyucularım gönderdikleri e-maillerde özellikle Rus televizyonlarının artık tamamen aleyhimizde yayın yapmaya başladıklarını anlatıyor ve Planeta kanalında geçen gün tesadüfen görüp yazdığım “Türkiye’nin neresini bombalayalım?” tartışmasına bile rahmet okutacak programlar yapıldığını söylüyorlar.

Meselâ, iznini almadığım için ismini vermeyeceğim okuyucum şöyle yazıyor:

“Rusya’da 1998 yılından beri yaşamaktayım. 28 yıllık hayatımın 17 yılı burada geçti. Ruslar’dan ben böyle bir düşmanlık görmedim. Bahsettiğim, medya tarafı. Halktan yana bir aşırılık söz konusu olmadı. Bizde sabahları ‘Sabah Şekeri’, öğlen ‘Kayıp Aranıyor’, akşamları ise evlenme programları ve ‘Arka Sokaklar’ gibi yayınlar olur. Rusya’da olay gününden beri sabah, öğle, akşam Türkiye konuşuluyor. Ukrayna resmen gündemden düşmüş, unutulmuş durumda. Bu yayınlarda kim çıkıp da ‘Bizim ne işimiz var Suriye’de’ dese, anında linç ediliyor. Basın (yani Rus basını) sussa, bu kriz çözülür. Ancak basın halkı, halkın tepkisi de yönetimi ateşliyor. Körler sağırlar birbirlerini ağırlıyorlar”.

20. asrın başlarının Rus ressamı İvan Bilibin’e göre “Koşey” böyle saldırırmış!

ESİR PAZARIMIZ VARMIŞ!

Okuyucum böyle diyor ama benim bizzat şahit olduğum ve hayretlere düştüğüm başka hadiseler de var:

Yakın bir dostum birkaç sene önce bir Rus hanımla dünya evine girdi. Hanımın kalburüstü sayılabilecek sınıfın mensubu olan ve iyi bir tahsil görmüş annesi ile babası, Moskova’da yaşıyorlar...

Kızlarının cep telefonuna geçen gün bir mesaj göndermiş, “Aman yavrum, kendine dikkat et!” demişler. “Türkler kadınlarına sık sık eziyet eder, hattâ öldürürlermiş. Senin kocan böyle bir iş etmez ama etraftaki öteki adamların ne yapacakları belli olmaz; isterseniz ikiniz birden Moskova’ya gelip burada yaşayın. Yeni bir şey daha öğrendik, Türkiye’de gizli esir pazarları varmış, kadınları kaçırıp orada köle diye satıyorlarmış, kendine mukayyet ol!”...

İşte, okumuş-etmiş bir ailenin Türkiye hakkındaki bilgi seviyesi ve kızlarına gönderdikleri mesaj... Cahil ve dünyadan haberi olmayan Ruslar’ın endişesini ve neler düşünüp yazacaklarını da siz hayâl edin!

Mesajı alan hanım, senelerden buyana Türkiye’de yaşayan diğer Rus arkadaşlarına da benzer uyarıların gönderildiğini anlatıyor; yani aynı “esir pazarı” saçmalığından tutun, hayal bile edemeyeceğiniz paranoyalar ile dolu dünya kadar mesajı...

“KOŞEY”İ BİLİR MİSİNİZ?

Yalnızca Ruslar’ın değil, Slav milletlerin hemen tamamının folklöründe, “Koşey” denen barbar, kan döken ve hiç durmadan canlar alan hayâlî bir korku figürü vardır. Geçmişi bin küsur sene öncesine, tâââ Hun, Tatar ve Peçenek akınlarının yaşandığı devirlere kadar uzanan “Koşey”, halk hikâyelerinde hiç durmadan kötülük eden ve ortadan kaldırılması son derece güç, hattâ imkânsız gibi görünen bir ruh olarak geçer. Koşey sadece büyü ile ortadan kaldırılabilir, ama bu büyü çok zordur, yokedildiğine inanılan ifritin hayatına başka bir bedende devam etmesi mümkündür ve büyülerin tekrar tekrar yapılması gerekir.

Yaşadığımız kriz görüldüğü kadarıyla Ruslar’a çocukluklarında dinledikleri masalları hatırlatmış olacak ki, Türkiye’yi asırlar sonra şimdi o masallarda geçen ifrit Koşey olarak görmeye başlamışlar!

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar