Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Yunan adaları şimdilerde öyle moda oldu ki, sormayın... Magazin sosyetemiz, entellerimiz, entellektüellerimiz, entel görünme meraklılarımız, parayı kolay kazananımız, vesairemiz aylardan buyana adalarda fink atıyorlar.

Balıklar bilseniz ne kadar lezzetli imiş, Yunan rakısı boğazınızdan aman nasıl yağ gibi kayıyormuş, servis deseniz üzerine yokmuş, hem öyle nazik imişler ki...

Hele fiyatlar... Ucuzun da ucuzu imiş, Türkiye ile mukayese edilemezmiş, üstelik bizimkiler geliyor diye adamlar neredeyse üzerine para vereceklermiş! Öyle bir bolluk, ucuzluk, incelik ve keyif diyarı imiş ki, anlatmaya kelimeler yetmez!

Sanki bizim sahillerden şöyle bir-iki saat mesafedeki bildiğimiz adalardan değil, Kafdağı’nın ötesindeki hayal diyarlarından yahut cennetten bahsediyorlar!

Doğrusunu söylemek gerekirse Yunan adalarında tembellik ile rehavetin verdiği rahatlık hoşa gider ancak adalar öyle cennet falan değildir. Aynı denizi paylaştığımız ve tabiat bakımından sahillerimizin tıpatıp eşi olan yerlerdir ama Ege’deki bizim tatil beldelerine nisbeten daha ucuzdur, servis vesaire bakımından da adamlar zaten çoktan profesyonel olmuşlardır.

“Daha ucuzdur” yerine aslında “daha ucuzdu” demem gerekiyor, çünki ardarda yaşadığımız son krizler yüzünden bizdeki tatil beldelerine kimseler gitmez olunca turist çekebilmek için uçuk fiyatlar da yavaş yavaş makul seviyelere inmeye başladı. Üstelik işletmeciler kriz sayesinde turizmin “geleni kazıklamak” değil, bambaşka ve ciddî bir iş olduğunu öğrenme yoluna girdiler.

TAKUNYALI ENTELLERİMİZ

Yunan adalarından turizm konusunda noksanımız yok mu? Hâlâ var, hem de dünya kadar, üstelik profesyonel turizmcilik bizde çok daha aşağı seviyelerde. Ege sahillerinde son senelerde birer küçük Yunanistan’ı andırır hâle gelen, daha doğrusu Yunan taklidi olan ve meyhanelerden ibaret birkaç tatil beldemiz var ama yabancı turiste değil sadece paralı entelimsilere hizmet verdikleri için fiyatları hâlâ uçuk, üstelik oralara gitmekten maksat da zaten öyle tatil falan değil, ayaklarına geçirdikleri takunyalarla magazin sayfalarında arz-ı endâm eylemek!

Asıl noksanımız ise Sisam’da, Midilli’de, İstanköy’de mebzul miktardaki tıngır tıngır buzukilerin refakatinde bir başladı mı bitmek bilmeyen sirtakiler ve meyhanelerde ipin ucunu kaçırdıktan sonra şakur şukur tabak kırmalar!

Dalgınlıkla “Sisam”, “Midilli” ve “İstanköy” diye yazdım, kusuruma bakmayın! “Samos”, “Lesvos” ve “Kos” demem lâzımdı! Neredeyse beş asır boyunca bize mahsus isimleri ile bildiğimiz adalardan Yunanca adlarıyla bahsetmemek şimdilerde büyük ayıp ama alışkanlık işte; Sisam’a “Samos” demeyi bir türlü beceremiyorum, zira o kadar entel değilim!

ÇÖKERSE HEPİMİZ ÇÖKERİZ!

İşin şakası bir tarafa, turizmimiz yerlerde sürünüyor. Sultanahmet’teki bombanın Alman turistleri katletmesi, Atatürk Havaalanı’ndaki katliam ve üstüne üstlük 15 Temmuz ihaneti ve cinayeti sektörü kuruttu! Oteller fiyatlarını indirmelerine rağmen boş, turist rehberleri neredeyse bir senedir işsiz olduklarından ve gezdirecek grup bulamamaktan şikâyetçi, esnaf istikbal endişesi içerisinde ve tek ümidimiz vaktiyle burun kıvırdığımız Arap turistler!

Birileri işte böyle bir ortam içerisinde Yunan adalarına gidiyor ve oraları ballandıra ballandıra anlatıyor!

Ama, adaların hemen yanıbaşında ve bu sene yaz aylarını bomboş vaziyette geçiren sahillerimizdeki mekânlara gitmek akıllarına gelmiyor. Bu tesisler Yunanistan’daki kadar profesyonel hizmet vermeseler bile ille de bir yere gidilecekse buraları tercih etmek gerektiği, zira turizmin daha da çökecek olduğu takdirde başka sektörleri de peşinden sürükleyeceği ve hepimizi etkileyeceği hiç mi hiç akıl edilmiyor!

Daha açık söyleyeyim mi?

Memleketin turizmi böyle perişan vaziyette iken gemi ile bir, haydi bilemediniz iki saat ötedeki adalara gidip oraları zengin etmek ve dönüşte “Şekerim cennet, vallahi cennet! Hem zaten turizm işinde Yunanlılar’dan öğreneceğimiz çok şey var!” diye ahkâm kesmek kimse kusura bakmasın ama vurdumduymazlık ve de şımarıklıktır!

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar