Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

ATATÜRK heykellerinin artık neredeyse hemen her Allah’ın günü çekici kapmış bir meczubun hedefi hâline geldiği dikkatinizi çekmiş ve hiddetinizi de arttırmıştır...

Bilmezden ve görmezden gelmemiz gereksiz: Türkiye’de Atatürk heykellerinden hoşlanmayan bir kesim her zaman mevcut oldu ve heykeller gücü ancak metalden bir objeye yeten bir güruhun hedefi haline gelip saldırılara uğradı.

Türkiye heykel tahripleri ile 1950’de, Demokrat Parti’nin iktidarının ilk günlerinde Ticani tarikatinin mensupları sayesinde tanışmış, heykellere saldırılar 1951’in ortalarına kadar sürmüş ve tarikatin lideri Kemal Pilavoğlu’nun mahkûm edilmesi ile bir anda son bulmuştu.

Atatürk heykellerine karşı o senelerde yapılan saldırıların mantığınız kabul etsin yahut etmesin bir gerekçesi vardı: “Efendi hazretleri”, yani Pilavoğlu heykelin haram olduğunu buyuruyor ve mürid eline ne geçirirse girişiyordu!

Ama, son günlerde sık sık olmaya başlayan saldırılarda bir bit yeniğinin ve bu işin arkasında bir başka işin bulunduğu apaçık ortada; maksadın ne olduğu da belli: Provokasyon ve kaşıma!

BASİT AMA İĞRENÇ METOD

Komplo teorilerine hiç mi hiç itibar etmem, tam bir ukalâlık ifadesi olan “Filânca konunun kodlarını çözüyoruz” sözünden nefret ederim ve açıkça konuşmaya cesaret edememenin son zamanlardaki moda karşılığı “sübliminal”in neyin nesi olduğunu da zaten daha yeni öğrendim. Dolayısı ile heykellere saldırıların gerisinde memleketi karıştırma maksatlı kışkırtmaların bulunduğunu öyle derunî analizler yaparak değil maksat apaçık belli olduğu ve geçmişte yaşadığımız böyle tehlikeli provokasyonları da az-çok bildiğim için söylüyorum.

Türkiye karşıt gruplar arasındaki mücadelelerden tarihi boyunca zarar görmüş, daha da zarara uğramamızı isteyenler her dâim kışkırtmalara girişmişler ve memleket hedef yapılmıştır.

Bunu anlayabilmek için öyle çok eski devirlere değil, 19. asrın sonlarında olup bitenlere bakmak bile kâfidir: Avrupa devletlerinden biri ile problem mi yaşadık? Adamlar meseleyi diplomatik yollarla halletmeye zahmet buyurmaz, ortalığı karıştırmak için provokasyondan medet umar, öncelikle de dinî hassasiyetleri kaşırlar ve kışkırtılan millet hemen birbirine girerdi.

İkrah edeceğinizi biliyorum ama hakikattir ve bilmemiz gerekir: Müslüman ve Hristiyan halkı gırtlak gırtlağa getirmenin ilk yolu basit ama iğrenç idi: Menfaat için her işi yapabilecek tıynetteki adamlar vasıtası ile camilerden yahut mescidlerden birinde geceleri domuz kestirmek!

Sabah namaz için gelip de mescidin ortasında murdar hayvanın kanlı lâşesini gören cemaatin tepkisini tahmin edebilirsiniz: “Bu, olsa olsa o heriflerin işidir” deyip Hristiyanlar’a saldırılır, Hristiyanlar karşılık verince iş daha da büyür, her iki taraftan dünya kadar masum can verir, provokasyonu yapan her kim ise zevkten ellerini oğuşturur ve içerideki patırtı ile meşgul olan Bâbıâlî’den istediği herşeyi hemencecik alıverirdi.

Kışkırtma metodu sadece mescidi böyle pisletmekten ibaret de değildi; ortalığı karıştırmak için birkaç yanık Kur’an sayfası yahut başka dine mensup bir kızın Türkler tarafından kaçırıldığı iddiasının ortaya atılması bile kâfi olurdu...

YENİ TEZGÂH KURULDU

Aynı tezgâh şimdi heykeller vasıtası ile kuruluyor! Türkiye’de Müslüman-Hristiyan çatışması çıkartmak artık mümkün olmadığı için bugün “Atatürkçü-muhafazakâr” gerilimi yaratmaktan medet umuluyor ve heykeller bu işe vasıta ediliyor.

Pilavoğlu derdinin 1951’de halledilmesinin ardından senelerden buyana pek bir saldırıya uğramayan Atatürk heykellerinin hemen her gün hedef olmaya başlamasını başka türlü izah edemezsiniz!

Türkiye’yi karıştırmanın yolu bugün saf, dünyadan bîhaber ve her türlü dolduruşa gelebilen cahilleri heykellere saldırtmaktan geçiyor! Üstelik bu işin devam edeceği, zira etmesi için birilerinin ellerinden gelen herşeyi yaptıkları ve yapacakları belli...

Kışkırtmalara gelip sokağa döküldüğümüz takdirde yandığımızın resmidir!

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar