Dışişleri'ndeki arşiv faciası
GEÇEN hafta 19. yüzyılın ortalarından buyana tasnifi hâlâ bitirilememiş olan Topkapı Sarayı Arşivi’nin Cumhurbaşkanlığı’nın girişimi ile Osmanlı Arşivleri’ne nakledilmesinden bahsetmiş ve İsmail Hakkı Uzunçarşılı ile Halil İnalcık gibi Türk tarihçiliğinin en büyük isimlerinin bile tamamını maalesef göremedikleri yüzbinlerce evrakın tasnifinin birkaç ay sonra tamamlanacağını yazmıştım.
Daha önce de defalarca anlattım: Türkiye’deki resmî arşivler dünyadaki benzerleri ile, en başta da İngiliz arşivleri ile boy ölçüşecek zenginlikte olmalarına rağmen birçoğu maalesef hâlâ perişan vaziyettedir. Millî bir arşiv sistemimiz yoktur, resmî müesseselerin ellerindeki evrakı belli bir zaman sonra Devlet Arşivleri’ne devretmeleri gerektiği halde hepsini kilit altında tutar ve ne kendileri kullanır, ne de araştırmacıya gösterirler. Birçok arşivde ise tasnifin tamamlanmasını bir tarafa bırakın, bu işe daha başlanmamıştır ve Osmanlı tarihi ile ilgili mükemmel çalışmaların yapılmasının önündeki en büyük engellerden biri, işte bu garabettir!
ACABA KAÇ BELGE VAR?
Şimdi size bir başka arşivin macerasını anlatayım: Dışişleri Bakanlığı Arşivi’nin başına gelenleri...
Cumhuriyet dönemine ait hariciye evrakının bulunduğu Dışişleri Bakanlığı Arşivi’nde mevcut evrakın sayısı kimselerin mâlûmu değildi, zira şimdiye kadar sadece çok kaba bir tasnif yapılmıştı ama tasnif öylesine yüzeysel idi ki, arananın bulunmasına imkân vermiyordu.
Ahmet Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanlığı zamanında arşivin tasnif edilmesine karar verildi ve bu işin nasıl yapılması gerektiği konusunda fikir almak için Devlet Arşivleri ile temasa geçildi. Dışişleri mensuplarının o zaman söylediklerine göre arşivlerinde beş milyon civarında belge vardı ve bu belgelerin yarısı eski, yarısı da yeni Türkçe idi.
Sonra tasnif için geniş bir kadro kuruldu, Devlet Arşivleri bir tarafa bırakılıp bir yazılım şirketi ile anlaşma yapıldı, belgelerin dijital taramalarına başlandı ve dendiği gibi öyle beş milyon değil, 650 bin belgenin bulunduğu söylendi.
Taramalar devam ederken bakanlık tuhaf bir karar verdi: Eski harfli belgelerin bazılarının yeni yazıya çevrilmesine!
Böyle bir iş arşivlerimizde şimdiye kadar rastlanmamış bir garabetti. “Tasnif”, eldeki belgelerin “kataloglanması” demekti. Belgelerin konuları belirlenir, kataloğa konu özetleri yazılır, kataloglardan buldukları evrakın metnini okumak da eski harfleri bilen araştırmacıya düşerdi.
EMSALSİZ BİR TUHAFLIK
Tuhaflık bu kadarla da kalmadı ve Dışişleri Bakanlığı dünya arşivcilik tarihinde emsâli görülmemiş bir başka uygulama başlattı: “On satırdan az olan kısa belgelerin yeni harflere çevrilmesi, satırı fazla evrakın da olduğu gibi bırakılması” gibi olmayacak bir iş...
Kararda üstlenici firmanın talebinin mi yoksa monşerlerimizin arşivcilik konusundaki engin bilgilerinin mi etkili olduğunu kimseler bilmiyordu ama tasnif devam ederken bir taraftan da bu on satırdan az belgelerin yeni yazıya çevrilmesine girişildi.
Derken herşey tersine döndü: Arşivin tasnifini üstlenen bilgisayar firmasının bazı muzır bağlantılarının bulunduğu ortaya çıkartılınca sözleşme geçen Aralık’ta iptal edildi ve o zamana kadar harcanan dünya kadar para da hebâ olup gitti!
Şimdi de, yine yakın zamana kadar tasnif edilmemiş olan bir başka ve çok önemli bir arşivin nasıl düzgün ve kullanılabilir hâle getirildiğinin örneğini vereyim:
Ankara’daki Cumhurbaşkanlığı Arşivi’nden bahsediyorum...
Senelerden buyana “Orada kimbilir neler vardır” diye merak edilen Cumhurbaşkanlığı Arşivi bir türlü tam olarak kullanılamıyor, bu yüzden çeşitli dedikodular çıkıyordu ama sıkıntıların sebebi sansür falan değil, tasnifinin 1923’ten buyana bir türlü tamamlanamaması idi.
Bu derdi Türkiye’nin en başarılı arşivcilerinden olan ve Osmanlı Arşivleri’nde senelerce son derece önemli ve faydalı işler yapan Muhammed Safi halletti. 2015 Eylül’ünde bu arşivin başına getirilmesinin ardından Osmanlı Arşivleri’nde uzun seneler boyunca edindiği tecrübeleri sayesinde başta Mustafa Kemal döneminin evrakı olmak üzere diğer cumhurbaşkanlarına ait yüzbinlece belgenin tasnifini tamamladı ve Cumhurbaşkanlığı Arşivi, Muhammed Safi’nin sayesinde bugün mükemmel şekilde çalışıyor...
İhaleyi nasıl bir şirkete verdiklerinden bîhaber ve “Metni on satırdan az olan belgeleri yeni harflere çevirelim, gerisi kalsın” zihniyetindeki arşiv dehâsı hariciyecilerimizin Muhammed Safi’den öğrenecekleri çok şeyler vardır.
- Konserler için ödenen bu meblâğları, musiki tarihimizin en büyük üstadları hayatları boyunca alamamışlardır!3 dakika önce
- Atatürk'ün Amerikalı bir kadın gazeteciye verdiği, 89 sene önce sansür edilen ve unutulan mülâkatı1 hafta önce
- Kurumaya başlayan Bafa Gölü'nü bu hâle getirenler Bülent Ecevit ve 1970'lerin CHP'sidir!1 hafta önce
- PKK'ya 30 seneden buyana istediği herşeyin birkaç katını verdik ama terör bitmiyor, zira maksat artık başka!3 hafta önce
- Büyük devlet olmanın yolu kendi silâhını bizzat yapmaktan geçer ve kredi kartlarından alınacak 750 lira bu yolda sadece bir katredir!1 ay önce
- Tarih boyunca hiç vârolmayan Lübnan'ı, Abdülhamid'in Washington Elçisi kurmuştu1 ay önce
- Mahzun prenses Fazile vefat etti1 ay önce
- Hortlayan bir dert: İttihadçılık2 ay önce
- Öküzün altında buzağı aramayın! Harbokulu'ndaki gösteri, disiplinsiz bir eylemden ibarettir, o kadar!2 ay önce
- Atatürk'ün meçhul nişanlısı Selma2 ay önce