Filiz Hanım...
Çok sevdiğim bir dostumu, Dr. Filiz Çağman’ı, hafta başında Edirne’de vefalı birkaç sanat tarihçisi ve müzeci ile beraber Levnîler’in, Baba Nakkaşlar’ın, Nakkaş Osmanlar’ın ve Osmanlı Nakkaşhanesi’nden gelip geçmiş diğer büyük üstadların şimdi bulundukları âleme yolcu ettik...
Son senelerini memleketi Edirne’de geçiren Filiz Hanım, Edirne Müzesi’nin kurucusu Dr. Rıfat Osman’ın, Mimar Sinan’ın kızının, bazı şeyhülislâmların ve bir de sultanın kabrinin bulunduğu şehrin merkezindeki küçük tarihî kabristana defnedilmeyi vasiyet etmişti ve vasiyeti Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzaladığı kararname ile yerine getirildi.
Çalışmaları geniş çevrelere mâlolmuş âlimler halk tarafından bilinirler, en azından isimleri işitilmiştir ama az sayıda uzmanın faaliyet gösterdiği çok önemli alanların üstadları bile yalnızca kendi çevrelerinde tanınır, ilmî seviyeleri yüksek olanları sadece mesleklerinin erbâbı tarafından saygı görürler ve toplum, böyle âlimlerin mevcudiyetinden habersizdir.
Topkapı Sarayı’nda asistanlıktan başlayıp saray müdürlüğüne uzanan yolda 41 sene boyunca durmadan, dinlenmeden faaliyet gösteren ve eser veren Dr. Filiz Çağman, bu ikinci gruptaki âlimlerdendir...
Rahmetli Filiz Hanım heves, merak ve çalışkanlığın yanında tesadüflerin getirdiği imkânların dünya çapında bir uzmanın yetişmesinde nasıl etkili olduğunun mükemmel bir örneği idi. Üniversiteyi bitirir bitirmez Topkapı Sarayı’nda görev almış, genç bir memur olarak girdiği sarayda bir müddet sonra kütüphanenin başına getirilmiş, uzun yıllar sarayın kitap hazinesini idare etmiş, ilerki senelerde Topkapı’nın müdürlüğüne tayin edilmiş ve 41 sene vazife yaptıktan sonra emekli olmuştu.
Topkapı Sarayı’ndaki “Kaşıkçı Elması”, “Topkapı Hançeri”, “altın taht”, vesaire gibi Osmanlı Hazinesi’nin en meşhur eserleri ile sarayın kütüphanesindeki elyazması kitaplar arasında kıymet bakımından hiçbir fark yoktur! Elmaslar, zümrütler ve öteki mücevherler ile sarayın kütüphanesindeki cildler önem olarak aynı seviyededirler; her mücevher nasıl birer maddî servet ise her kitap da aynı şekilde kültürel bir servettir.
Filiz Hanım, 41 sene boyunca işte başka hiçbir sanat tarihçisine nasip olmayan böyle bir kaynaklar deryasının içerisinde ve bu servetin başında idi. O senelerde sarayın yöneticileri ve gediklileri olan Hayrullah Örs, Fehmi Edhem Karatay, İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Mazhar Şevket İpşiroğlu gibi âlimlerin asistanlığını yaptı, onların elinde yetişti, yönlendirildi ve zamanla Türkiye’nin en önemli “elyazması” uzmanı oldu. Seneler geçtikçe minyatürün, tezhibin, kâğıdın, rengin, sembollerin, yani elyazması kitaplar ile alâkalı hemen herşeyin önde gelen otoritesi olarak bilindi; kitapları, makaleleri ve yazdığı ansiklopedi maddeleri bu âhaların temel kaynakları kabul edildi.
Ciddî bir sergi kuratörlüğü tek bir müzedeki eserlerin değil, dünyanın diğer müzelerindeki benzer eserlerin de bilinmesini gerektirir. Filiz Çağman’ın müdürlüğü sırasında Topkapı Sarayı’nda bu etraflı bilgisine dayanarak açtığı sergiler gelecekte müzecilik tarihimizin en önemli faaliyetleri arasında zikredilecek, ismi Tahsin Öz ve Hayrullah Örs gibi sarayın efsanevî müdürleri ile beraber hatırlanacaktır.
SON ESERİNİ GÖREMEDİ
Filiz Çağman, önümüzdeki aylarda çıkacak olan son kitabı “Topkapulu Saray”ın basılışını maalesef göremedi...
Kitabı, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Sefer Turan’ın aylar boyunca “Topkapı Sarayı’nı konuya uzak olanlara ve mekânı bilmeyenlere anlatacak bir kitap yazsanız” şeklindeki ısrarlı talepleri üzerine kaleme almıştı. “Topkapulu Saray”, yayınlanmak üzere İş Bankası Kültür Yayınları’na verildi, hattâ yayınevi Filiz Hanım ile sözleşme de imzaladı ama toparlanması gereken görsel malzeme araya giren pandemi derdi yüzünden bir türlü biraraya getirilemedi...
Filiz Çağman’ın vefatının ardından, onun uzmanı ve üstâdı olduğu alanlarda artık hepimiz derin bir karanlıkla karşı karşıyayız:
Kitaplarının yanısıra çok sayıda makale de yazan ama vaktinin neredeyse tamamını işgal eden bürokratik meşgaleler yüzünden maalesef daha fazla eser veremeyen Filiz Hanım’ın saray hayatı başta olmak üzere elyazmaları, nakkaşlar ve minyatürler gibi bahislerde yazmaya fırsat bulamadığı birbirinden önemli malûmatı, bundan böyle maalesef kimselerden öğrenemeyeceğiz!
Sonraki senelerin iki meşhur sanat tarihçisi, Dr. Filiz Çağman (sağda) ve Prof. Dr. Nurhan Atasoy, 1960’larda Topkapı Sarayı’nın müdürü Hayrullah Örs ile... Filiz Çağman’ın hayatında kedilerin her zaman önemli yeri vardı! Filiz Çağman, 2020 Şubat’ında son eseri olan “Topkapulu Saray”ın basımı için İş Bankası Kültür Yayınları’nın hazırladığı sözleşmeyi imzalıyor. 2019 ilkbaharından bir Edirne hatırası: Filiz Hanım, “Topkapulu Saray”ı yazmaya Meriç Nehri’nin sahilinde yediğimiz bu yemek sırasında Sefer Turan’ın (solda) ısrarları üzerine karar vermişti.- Konserler için ödenen bu meblâğları, musiki tarihimizin en büyük üstadları hayatları boyunca alamamışlardır!3 dakika önce
- Atatürk'ün Amerikalı bir kadın gazeteciye verdiği, 89 sene önce sansür edilen ve unutulan mülâkatı1 hafta önce
- Kurumaya başlayan Bafa Gölü'nü bu hâle getirenler Bülent Ecevit ve 1970'lerin CHP'sidir!1 hafta önce
- PKK'ya 30 seneden buyana istediği herşeyin birkaç katını verdik ama terör bitmiyor, zira maksat artık başka!3 hafta önce
- Büyük devlet olmanın yolu kendi silâhını bizzat yapmaktan geçer ve kredi kartlarından alınacak 750 lira bu yolda sadece bir katredir!1 ay önce
- Tarih boyunca hiç vârolmayan Lübnan'ı, Abdülhamid'in Washington Elçisi kurmuştu1 ay önce
- Mahzun prenses Fazile vefat etti1 ay önce
- Hortlayan bir dert: İttihadçılık2 ay önce
- Öküzün altında buzağı aramayın! Harbokulu'ndaki gösteri, disiplinsiz bir eylemden ibarettir, o kadar!2 ay önce
- Atatürk'ün meçhul nişanlısı Selma2 ay önce