Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

MOĞOLİSTAN'I ziyaret eden Başbakan Tayyip Erdoğan için başkent Ulan Batar'ın Damdin Sühbatar Meydanı'nda yapılan karşılama törenini ve sonrasını TV'lerin haber bültenlerinde gördünüz mü, gördünüz ise bazı ayrıntılar bilmem dikkatinizi çekti mi?

Cengiz Han zamanının giysilerine bürünmüş atlı Moğol askerleri, makineli tüfeklerle selâm duran ve yine Cengiz Han'ın ordusunu temsil eden miğferli merasim kıt'ası ve nihayet heyetlerarası görüşmelerin yapıldığı başbakanlık binasındaki salondaki Cengiz Han tuğları...

1920'lerden itibaren yaşadığı işgallerin, darbelerin ve iç savaşların ardından Sovyetler Birliği'nin uzun seneler peyki hâline gelen ve halkı perişan düşüren baskıcı bir rejimle idare edildikten sonra şimdi daha mâkul bir yönetime geçen Moğolistan, bütün tatsız hatıralara rağmen Cengiz Han'ın kurduğu imparatorluğun vârisi olduğunu ilân ediyordu!

ALFABE DEĞİŞMİŞ AMA...

Karşılama töreninin yapıldığı Damdin Sükbatar Meydanı, Moğolistan'ın 1920'lerde Çin'den Rus desteği ile bağımsızlığını kazanmasını sağlayan millî kahramanın ismini taşıyordu ama meydandaki panolar geleneksel Moğol alfabesi yerine Slav alfabesi, yani Kiril harfleri ile yazılmıştı. Komünist rejim Sovyet etkisi ile alfabeyi bile değiştirip başka bir yazıyı hâkim kılmış, halka yeni bir millî kahraman seçtirmiş ama Moğollar'a Cengiz'in soyundan geldiklerini unutturamamıştı. Ulan Batar'a giden yabancı devlet adamları Damdin Sükbatar'ın değil, hâlâ Cengiz Han'ın anıtını ziyaret ediyor ve saygı duruşunu orada, Cengiz'in önünde yapıyorlardı.

Senelerden buyana yazıp söylerim: Sadece protokol ile sınırlı kalsa bile, bizim de aynını yapmamız, yani yabancı devlet adamlarını tarihî sembollerimiz olan yeniçeriler, levendler ve mehter takımı ile karşılamamız, saraylarda ağırlamamız ve devleti temsil eden mekânlardaki protokol nöbetlerini de tarihî giysiler içerisindeki birliklere vermemiz gerekir. Bu şekilde bir karşılama ve ağırlama misafiri hem etkileyecek, hem de öyle 80-90 senelik genç bir devletin değil, köklü bir medeniyetin haşmetli temsilcisine gelmiş olduğunu hissetirecektir.

Benzer protokol uygulamalarına dünyanın hemen her yerinde ve en ileri demokrasilerin hâkim olduğu birçok memlekette rastlarsınız. İngiltere Kraliçesi'nin ayı postundan yapılmış ve gözlerine kadar inen başlıklar takmış kırmızı ceketli muhafızlarından bahsetmeme lüzum yok, zira İngiltere zaten monarşi... İsveç'ten, Norveç'ten ve Danimarka'dan da...

PONPONLU EVZONLAR

Ama, kıt'a Avrupası'na şöyle bir baktığınızda, Moğollar'daki protokolün çok daha tantanalısı ile karşılaşırsınız... Meselâ, Paris'teki cumhurbaşkanlığı sarayı Elysee'nin, başbakanlık ofisi Hotel Matignon'un, meclisin, senatonun ve adalet sarayının önünde Napolyon devrine mahsus üniformalara bürünmüş miğferli ve kılıçlı muhafızlar vardır. Roma'daki cumhurbaşkanlığı sarayı Quirinale'nin muhafızları altı asır öncesinden, Savoy Prensliği'nden kalma "Corazzieri" yani "Haçlı" üniformaları içerisindedirler. Atina'daki Meçhul Asker Anıtı'nın, meclisin ve başkanlık sarayının önünde eteklikleri ve ponponlu patikleri ile bale gibi hareketler yapan "Evzon"ları görürsünüz. Kremlin'deki Rus tören birliklerinin üzerinde, Çarlık devrinin üniformaları vardır. Bulgarlar, havaalanlarındaki karşılama törenlerine bizler için "çeteci", kendileri için "tarihî figür" olan çorbacıları getirirler ve daha birhayli örnek vardır...

Genişlik bakımından Türkiye'nin iki misli, nüfusu ise sadece yirmi beşte biri olan Moğolistan, gelen yabancı devlet adamlarını daha ilk anda etkileme işinde, görebilen gözlere çok şey öğretmiştir!

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar