Birinci yıl marşı
BUGÜN, o gün. 15 Temmuz. Her detayıyla hatırladığımız o kâbusun, tarihimizin en gurur verici zafer hikâyelerinden birine dönüşünün yıldönümü... Sıradan bir cuma akşamı, yemek saatinden hemen sonra başlamıştı her şey... Sıcak mı sıcak bir yaz gününde...
O hiç bitmeyen geceye dair çok şey söylendi, bu bir yıl içinde Türkiye’de hiç tahmin edemeyeceğimiz gelişmeler yaşandı, büyük operasyonlar yapıldı, binlerce kişi tutuklandı. Tüm bunlara rağmen hâlâ 15 Temmuz ve onun arkasındaki detaylarla ilgili aydınlanması gereken çok nokta var. Gerçek bir yüzleşme istiyorsak aynaya bakabilmeyi öğrenmeliyiz. O nedenle bu anlamlı günde bunu başarabilen birinden bahsedeceğim...
VATAN, TANKIN ALTINA YATAN VARSA VATANDIR
AYNAYA gözlüksüz bakan ve orada gördüğü kendini doğrudan, filtresiz, olduğu gibi anlatan birine rastlamak, çok susayıp gürül gürül akan bir çeşmeye rastlamak gibi bir his yaratıyor insanda. Kana kana dinlemek istiyorsunuz. Perşembe akşamı Habertürk’ün canlı yayınında karşılaştığım, 15 Temmuz kahramanı Metin Doğan tam olarak böyle hissettirdi bana. Belki ismini bilmiyorsunuz ama kendini mutlaka hatırlıyorsunuz, o gece havalimanında tankın önüne yatan adam...
Bu bir yıl içinde hikâyesini çeşitli defalar anlattı, onlarca Hollywood filmini cebinden çıkaracak bir cesaretle, insanları sokağa dökmek için darbecilerin tankının bir sağ bir de sol paletinin tam önüne boylu boyunca uzanmıştı Metin Doğan. “İnsanlar harekete geçsin diye şehit olmaya gittim” diye açıkladı sonra bu cesaretinin sebebini.
Ben programda onu dinlerken kendiyle ilgili dürüstlüğüne hayran kaldım. “Bedenimi çok seven biriyim, bu kadar sevdiğim bedenimi vermek, onun üzerinden faydalı olmak istedim” demesine, “40 yaşıma kadar faydalı hiçbir şey yapmamıştım, insanlar için iyi bir şey yapmak istedim” diye konuşmasına gıpta ettim... Modern insan etrafına ama en çok da kendine yalan söyleyen insandır. Metin Doğan kendine yalan söylemiyor. Bu çok zor bulunan bir özellik. Cesaretinin esas kaynağı burası.
Size onun hikâyesiyle ilgili dikkatimi çeken, bilinmeyen ama 15 Temmuz’u ve toplumu anlamak için çok önemli 3 detayı anlatacağım.
1- 72 T OTOBÜSÜNDEKİLER
METİN Doğan, Yeşilköy’de oturuyormuş. O akşam da darbe girişimi haberini aldığında otobüsteymiş. “Hangi otobüs?” diye sorunca “72 T” dedi. 72 T, Yeşilköy- Taksim otobüsüdür. Yeşilköy’de doğmuş, üniversiteyi bitirene kadar Yeşilköy’de oturmuş biri olarak o otobüsü ve içindeki havayı çok iyi bilirim. Alper Görmüş’ün çok doğru bir şekilde “laik nihilizm” olarak tanımladığı kavramın tam oturduğu bir kitle kullanır o otobüsü: Yaşı 60’ın üzeri, pek zengin olmasa da görmüş geçirmiş, Kemalist, asker cumhuriyetinden yana, Erdoğan’dan nefret eden bir kesim...
Nitekim Metin, “Darbe haberi gelince otobüstekiler, ‘İyi olur, Erdoğan’ın artık gitmesi lazım’ gibi şeyler söylemeye başladılar. Bunları duyunca çok öfkelendim, hemen havaalanına gidip tankların önüne yatmaya karar verdim” diye anlattı. Kaderin ilginç oyunları... Metin Doğan o gece Yeşilköy otobüsünde değil, Bağcılar otobüsünde olsa böyle tepkiler duymayacak, belki de öfkelenip o eylemi yapmaya koşmayacaktı... Bunu yayında kendisine de söyledim ve beni doğruladı.
2- TSK’YI YIPRATAN ADAM
METİN daha sonra 15 Temmuz darbecilerinin yargılandığı davaları izlemek için mahkemeye gitmiş. Kapıda çok kötü muamele görmüş. Girişleri kontrol eden bir astsubay, ilk gün kim olduğunu öğrenince içeri giremeyeceğini söylemiş, ikinci gün ise Mehmet Metiner’in yardımıyla içeri girebilmiş, ama bu defa da çıkarken aynı astsubay hakaretler etmiş, daha sonraki seferler ise üsleri bağıra çağıra Metin’in üstüne yürümüşler.
Bunu yapanlar muvazzaf TSK mensupları. Metin Doğan, tankın altına yattığı için ondan nefret ediyorlar, onu orduyu yıpratan adam olarak görüyorlar. Bu, problemin FETÖ ile sınırlı olmadığını gösteren çok çarpıcı bir örnek.
Metin, darbecilerin tankının altına yatarak ismini tarihe yazdırdı ve bu ülkenin ordusunun içine yerleşmiş bir zihniyet onu, “TSK’nın halk üzerindeki gücünü ve itibarını sarsan adam” olarak görüyor. Kim kullanırsa kullansın tankı kutsayan, darbeyi hak gören, kendini milletin efendisi zanneden feci bir zihniyet bu.
Şimdi bakıyorum, bu zihniyeti salt FETÖ’ye indirgeme gayreti var. Aman böyle bir hataya düşmeyelim. FETÖ de bu zihniyeti fırsat olarak kullanıp palazlandı. Ordunun içinde bir darbecilik hastalığı var, bunu tedavi etmeden tehlikeyi bitiremeyiz.
3- TÜRKİYE’NİN KAHRAMANI OLDU AMA ONLAR ARTIK İŞ VERMİYOR
GELELİM 3. detaya... Metin Doğan, 15 Temmuz’a kadar matematik özel dersi veriyormuş. Yeşilköy’de öğrencileri varmış. O tankın altına yatıp kahraman olduktan sonra öğrencilerinin tümünü kaybetmiş. Bunu bana bire bir konuşurken anlattı.
1 yıl boyunca Polyannacılık oynadık, “15 Temmuz’a hep beraber direndik” diyerek ortak bir ruh oluşturmaya gayret ettik, ancak gerçek bir yüzleşme için her şeyi bütün çıplaklığıyla konuşmak gerek. Maalesef o gece işin mahiyeti netleşmeden, klasik Kemalist bir darbe olduğunu düşündüğü için sevinen bir kesim de vardı. Ve anlaşılıyor ki o kesimin hâlâ bir kısmı FETÖ’cüleri sevmemekle beraber, tankların altına yatan insanları “Erdoğancı” görerek onlardan da nefret ediyor.
- Normalleşme esas şimdi başlıyor32 dakika önce
- Kamuoyu son tartışmalara nasıl bakıyor?2 gün önce
- 2010'daki U2 konseri ve karşılıklı öfke4 gün önce
- Devlet Bahçeli o video ile kime mesaj verdi?1 hafta önce
- Özgür Özel için esas tehlike şimdi başlıyor1 hafta önce
- 'Erkek' kazandı2 hafta önce
- Devlet Bahçeli'nin açtığı yol kapandı mı?2 hafta önce
- Siyah-beyaz3 hafta önce
- Müsavat Dervişoğlu: "Mesele el sıkışmak değil, el uzatmak"3 hafta önce
- Bu filmi daha önce görmemiş olabiliriz…3 hafta önce