Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

IRAK Kürt Bölgesel Yönetimi, dünyadan gelen onca tepki ve dirence rağmen pazartesi referanduma gitti. Peki sonuç ne oldu? Hüsran diyen de var, galibiyet diyen de... Erbil ve Süleymaniye sonuçlara nasıl bakıyor? Birbirlerinin ezeli rakibi olarak görülen Barzani’nin Erbil’i ve Talabani’nin Süleymaniye’sindeki hava taban tabana zıt mı? İki taraftan siyaset yapıcılara sordum...

Erbil’de yüksek bir katılım oranı ve büyük bir coşku olduğunu inkâr etmek imkânsız. Barzani’nin kendi memleketinde tartışmasız bir galibiyet aldığını da. Açıkçası bu, sürpriz değil. Mesud Barzani tüm dünyanın direnişine karşı kendi kamuoyunun baskısı nedeniyle referandumda ısrar etti. Kararından dönse, iptal etse ya da ertelese liderliği sorgulanır hale gelecekti. O nedenle Erbil’deki gelişmelerin tamamı bire bir beklendiği gibi ilerliyor...

Ancak işin tuhafı, Bağdat Merkezi Hükümeti’nden, İran’dan ve Türkiye’den ardı ardına yapılan çok sert açıklamalara rağmen Erbil’den en ufak bir endişe belirtisi gelmemesi. Konuştuğum kaynakların tümü son derece rahattı. Bu rahatlığın sebebini araştırınca tek bir somut bulguya ulaştım. ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği, Irak Başbakanı İbadi’ye kesin bir talimat vermiş: “Askeri olarak dokunmayın!”

‘TÜRKİYE’Yİ ANLIYORUZ’

O nedenle Erbil’dekiler herhangi bir girişimle karşılaşmayacaklarına eminler. “Irak bu durumda zaten adım atamaz. İran da böyle bir şeye girişmeye cesaret etmez, öyle olsa Haşdi Şabi devreye girerdi” diyorlar.

Peki ya Türkiye’nin tutumu Erbil’de nasıl yankılanıyor? Kime sorarsanız sorun, tek yanıt veriyor, “Bizim için en önemlisi Ankara’nın tavrı” diyorlar. “Şimdi çok sert bir tutum içinde ancak biz Sayın Erdoğan’ı anlıyoruz. Seçimler yaklaşıyor, Bahçeli’nin oluşturmaya çalıştığı hava var, başka problemlerle uğraşıyor. Ama 1 ay içinde dünyadan gelen tepkiler de netleşince Türkiye’nin tavrının yumuşamasını bekliyoruz.”

REFERANDUM VE TÜRKİYE’DEKİ HAVA

“KÜRT hattı”, “Kürtler devlet kurarsa”, “Kürdistan tehdidi” gibi laflarla başlayan cümleler maalesef günlerdir medyada adeta üzerimize boca ediliyor. Eski ırkçı söylemleri diriltmek isteyenlere bulunmaz bir vaha çıktı. Bu son derece rahatsız edici...

Türkiye, güvenlik kaygıları, komşusunda oluşabilecek kaos ve oradan kendisine sıçrayabilecek sorunlar nedeniyle Irak’taki referanduma itiraz edebilir ve ediyor. Bu son derece doğal ve olması gereken bir refleks. Öte yandan bu refleksi, “bir Kürt devletine kavramsal olarak karşı olma” refleksiyle karıştırmak isteyenler var!

Unutmayalım, Türkiye’de milyonlarca Kürt vatandaşımız var ve onları rencide etmeyen, etnik temel üzerinden gitmeyen, güvenlik kaygısıyla sınırlı bir yaklaşımın altını çizmek çok önemli. Özal’ın açtığı ama sürdüremediği yoldan Tayyip Erdoğan kararlılıkla gitti ve vesayetçi kafaların ekmeğine yağ süren ayrımcı dış politika çizgisine meydan okuyarak Erbil’le iyi ilişkiler kurdu. Bunu unutturmak, sanki “Türk dış politikası yeniden o eski günlere döndü” algısı yaratmak isteyenler var. O nedenle hükümetin de diline çok dikkat etmesi şart...

SÜLEYMANİYE NE DİYOR?

BARZANİ’nin rakibi Talabani’nin kalesi Süleymaniye’de referanduma katılım oranı yüzde 50’lerde kaldı. Referandum öncesi de bu kent sık sık yaptığı muhalefetle gündeme geldi. Peki bu sonuçlar bize ne diyor?

En önemlisi şu: Talabani Ailesi’nin referandumla ilgili nerede durduğu üzerine kafa karıştırıcı haberler geldi, desteklediklerini açıkladılar, sonra ertelenmesini talep ettikleri iddiası ortaya atıldı, bu iddia yalanlandı ama bütün bunların ötesinde Barzani’nin liderliğinin güçlenmesinden hoşnut olmadıkları açık, ancak karşı durmanın kendilerinin de aleyhine olduğunu gördüler. (Zaten bu karşı duruş, bağımsızlık fikrine karşı duruş değil, Barzani’nin güçlenmesine karşı duruş- N.A.) Kubat Talabani “Evet” için sahadaydı. Celal Talabani zaten konuşacak ve günlük fonksiyonlarını yerine getirecek durumda değil. Felç yatıyor. Ama karısı Hero “Evet” oyunu Kerkük’te kullandı.

Süleymaniye’deki düşük katılım oranını sorduğumda ise kaynaklarım, Goran lideri olan ve geçtiğimiz mayısta vefat eden Noşirvan Mustafa’nın etkisine, onun üzerinden de İran’a bağladılar. Ancak şunu eklediler: Katılım düşük de olsa, katılanlar arasında “Evet” oyu oranı çok yüksek.

**************

KADRİ GÜRSEL’İN TAHLİYESİ

SÖZCÜ’nün Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mediha Olgun’un ardından Cumhuriyet Yazarı Kadri Gürsel’in de tahliye edilmesi çok doğru bir karar. Defalarca yazdım, söyledim, bir daha tekrarlayayım: FETÖ davalarının sağlıklı bir şekilde yürümesini engelleyen bu tutuklamaların bir an önce sonlandırılması Türkiye’nin faydasınadır...

**************

SABİHA GÖKÇEN’DE ACİL DURUM TEDBİRİ YOK MU?

BELKİ haberlerin içinde küçücük geçtiği için dikkatinizi bile çekmedi ama dün sabah Sabiha Gökçen Havalimanı’nda yaşanan bir sorun insanların üzerine kâbus gibi çöktü. Sorunun sebebi olarak POLNET sisteminde arıza yaşanması gösterildi. Yani pasaport işlemlerinde giriş-çıkış için gereken güvenlik sistemi bozulmuştu.

O sırada orada olan tanıdıklarımdan telefonlar aldım. Anlattıklarına bakılacak olursa bu kadar büyük bir havaalanında olası sıkıntılar için düşünülen tedbirler hiç yeterli değil. Her şeyden önce saatlerce süren bir problem nedeniyle izdiham oluşmuş ve bir noktadan sonra kişisel gerilimler baş göstermiş.

“Bunları önlemek için yeterli güvenlik yoktu” dediler. İnsanların kendilerini tehdit altında hissettiklerini, yaşanan fiziki sürtüşmelerde müdahale olmadığını ve sorunun nedeniyle ilgili açıklama yapılmadığını söylediler.

Zaten turizmde sıkıntıların yaşandığı, Türkiye’nin imajıyla ilgili sorunlar olduğu bir dönemde bu konularda çok daha hassas davranmak gerekmez mi? Umarım Sabiha Gökçen yönetimi bundan sonra acil durum tedbirleri üzerine daha ciddiyetle eğilir...

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar