Kenan İpek'in gidişinin perde arkası
DÜN çok önemli bir gelişme yaşandı. Önümüzdeki süreçte gündemdeki olayları etkileyebilecek, bazılarına göre şaşırtıcı, bazılarına göre ise beklenen bir gelişme. 62. ve 63. hükümetlerde bakanlık yapmış olan, Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kenan İpek, bir yoruma göre Bakan Abdulhamit Gül tarafından görevden alındı, diğer yoruma göre ise kendi isteğiyle görevinden ayrıldı. Peki bu gelişme neden önemli olsun? Anlamı ve sebebi ne?
Bugün size Kenan İpek’in müsteşarlık görevinin sona ermesine giden süreçten, Adalet Bakanlığı’nın içindeki durumdan, bu ayrılığın olası sebeplerinden ve bundan sonraki muhtemel gelişmelerden bahsedeceğim...
17/25 SÜRECİNİN KAHRAMANI
KENAN İpek çok deneyimli bir hukuk insanı ve bürokrat. Kiminle konuşursam konuşayım bir konuda hemfikirler: Bugün yargı camiasının içinde sosyal demokratlar da, muhafazakârlar da, ülkücüler de, Aleviler de İpek’e saygı duyuyor, Adalet Bakanlığı’nda önemli katkıları olduğunu düşünüyorlar. (Kenan Bey ülkücü kökenlidir-N.A.)
Hiç şüphe yok ki Kenan İpek, FETÖ konusunda başından beri çok cesur ve kararlı bir duruş sergiledi. 17/25 Aralık sürecinde, 1 Ocak 2014’te müsteşarlığa atandı ve o kritik dönemde HSYK’daki gerekli düzenlemeleri yaptı. Onun Gülenist yapıya karşı olduğu, bu yapı en güçlü dönemlerini yaşarken Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü’nden onlar tarafından apar topar, hatta evinden adeta sokağa atılarak görevden alındığı Ankara’da bilinen bir olaydır.
YARGIDA BİRLİK’İN MİMARI
Birçok siyasetçinin sustuğu, kimsenin ortalıkta görünmediği puslu Aralık 2013’te, İpek’in cesur bir şekilde ortaya çıkması Tayyip Erdoğan’ın da elbette dikkatini çekti, onu müsteşarlığa getirmekle kalmadı, aralarında iyi bir diyalog da gelişti.
Kenan İpek’le ilgili hatırlamamız gereken bir ayrıntı da 2014 Ekim HSYK seçimlerinde oynadığı rol. Yargıda Birlik Platformu’nun oluşmasının arkasındaki isim odur. Organizasyonu yaptı, birlikte hareket edip seçimleri kazanmalarını sağladı.
Peki böyle bir bürokrat neden görevden alındı ya da ayrıldı? Gelelim farklı senaryolara...
KONUŞULAN 2 SEBEP
KENAN İpek’le ilgili bir süredir kulağıma birtakım haberler geliyordu. Dün görevden ayrıldığını duyunca üst düzey yargıdan yetkili isimleri aradım. Bana 2 olası sebepten bahsettiler. İlki İpek’in martta emekli olma ihtimali konuşulan Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga’nın yerine gelecek olması. İkincisi ise Bakan Abdulhamit Gül ile yıldızlarının barışmaması.
İlki üzerinde fazla duracak bir şey yok, zaman gösterecek, Kasırga emekli olmasa da İpek’in büyük olasılıkla Cumhurbaşkanlığı’na müşavirlik gibi bir görevle gideceği konuşuluyor. Çünkü dediğim gibi Erdoğan’ın sevdiği ve güvendiği bir isim İpek.
Peki ya bahsedilen ikinci sebep? Onu biraz açmak isterim...
Farklı isimlerden aynı şeyi duydum: Bakan Gül ile Müsteşar İpek’in iş yapma biçimleri birbirine benzemiyormuş. İpek, özgül ağırlığı fazla bir müsteşar olduğu için zaman zaman Bakan ile aralarında sıkıntılar yaşanıyormuş. Kısacası Bakan Gül ile Kenan İpek arasında bir uyumsuzluk yaşandığı ve temel sebebin bu olduğu Ankara’da herkesin konuştuğu bir sır. Hatta kulisler Kenan Bey’in Gül bakan olduğunda odasından çıkıp karşılama yapmadığına kadar gidiyor...
AK PARTİ’DEN GELEN UYARILARA BLOKAJ MI VARDI?
İpek ile ilgili söylenen başka bir husus ise AK Parti içinde kendisine yönelik giderek artan bir tepkinin olduğu. HSK’yı içeriden bilenler şunu da bilirler: Son dönemde binlerce kişiyi ihraç eden bu kuruma her siyasi partiden çok sayıda telefon gidiyor. “Şununla ilgili yanlış duyum var”, “Bu aslında FETÖ’cü değil” vs...
İçeriden olayları bilen bir isim bana, “CHP ve MHP’den en az 200’ün üzerinde telefon almışızdır, AK Parti’den ise bu sayı 20’yi geçmez. Bu normal, çünkü bakan ve müsteşar oradan gelen duyumları iletebilir, ancak Kenan İpek bunu yapmıyordu, adeta bir blokaj uyguluyordu, bu da partinin içinde birçok ismi rahatsız ediyordu” dedi. Bu noktada bana göre İpek’in tavrı doğru, ama zaten siyasi partilerin sürekli HSK’yı aramasında bir garabet var...
BUNDAN SONRA BİR ŞEYLER DEĞİŞEBİLİR Mİ?
KENAN İpek’in yerine Müsteşar Yardımcısı Selahattin Menteş geliyor. Menteş’le ilgili şimdiden birtakım spekülasyonlar ortaya atılmaya başlandı. Onun FETÖ ile mücadelede yeterince “şahin” olmadığını ileri sürenler var. Peki bu doğru mu?
Kesinlikle yanlış. Menteş de FETÖ ile mücadele konusunda cesaret sahibi bir isim. Ancak bir yandan da insan haklarına ve özgürlüklere duyarlılığıyla tanınıyor. Menteş’i tarif edenler, onun kamuoyunda “Taş Atan Çocuklar” olarak bilinen davada “Taş atmak örgüt üyeliği sayılmaz” kararının sahibi olduğunu hatırlatıyorlar.
Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı yapan Menteş terör yargılamalarıyla ilgili ciddi deneyim sahibi ve özgürlükçü bakış açısına sahip olarak tanımlanıyor. Genel olarak son dönemde FETÖ ile mücadelede yapılan bazı inanılmaz hatalar ve tuhaf kimi davalar giderek daha büyük rahatsızlık yaratıyor, şayet Menteş iddia edildiği gibi bir özgürlükçü çizgiye sahipse bu son derece olumlu demektir. Türkiye’nin gerçek bir hukuk devleti olmaya ve özgürlüklere ihtiyacı var...
- Kamuoyu son tartışmalara nasıl bakıyor?14 dakika önce
- 2010'daki U2 konseri ve karşılıklı öfke2 gün önce
- Devlet Bahçeli o video ile kime mesaj verdi?5 gün önce
- Özgür Özel için esas tehlike şimdi başlıyor1 hafta önce
- 'Erkek' kazandı1 hafta önce
- Devlet Bahçeli'nin açtığı yol kapandı mı?2 hafta önce
- Siyah-beyaz2 hafta önce
- Müsavat Dervişoğlu: "Mesele el sıkışmak değil, el uzatmak"3 hafta önce
- Bu filmi daha önce görmemiş olabiliriz…3 hafta önce
- Çözüm süreci değil kardeşlik hareketi3 hafta önce