AK Parti'nin bugünkü oy oranı ne?
TOPLUMDAKİ eğilimleri anlamak için zaman zaman güvendiğim araştırma şirketlerinin sahipleri ile görüşmeye gayret ediyorum. Özellikle seçimler yaklaşırken rakamların ne yönde olduğuna bakmak, gelişmeleri doğru okuyabilmek açısından çok önemli.
24 Haziran kararının ardından, Metropoll Araştırma Şirketi’nin sahibi Özer Sencar’a son durumu sordum. Her ay partilerin oy oranını ölçüyorlar. Bana şöyle dedi Sencar: “Ocak-şubat ve mart ayına baktığımızda AK Parti’de düzenli bir artış görüyoruz.
Kararsızlar dağıtılmadan ocakta rakam 41.4 görünüyordu, şubatta bu 42.9’a çıktı. Martta ise 44.5’e. Kararsızlar dağıldığında 44.5 yüzde 50’ye tekabül ediyor. Yani bugün AK Parti tek başına yüzde 50 bandında.”
Bu artışın bence en önemli sebebi Afrin harekâtı. Beni Sencar da doğruluyor. Bu harekâtın partiye 3 puanlık bir destek artışı sağladığını söyledi. Özer Sencar, “İYİ Parti’nin oy oranı şu aşamada kararsızlar dağılmadan yüzde 8.5, dağılınca ise yüzde 9.7; MHP’den de yüzde 4 kadar oy İYİ Parti’ye gitmiş görünüyor” diyor.
*******************
Bu seçimin kilidi kim olacak?
HER seçimin sonucunu belirleyecek bir seçmen kitlesi oluyor. 24 Haziran’da bence en kritik kesim Kürt vatandaşlar. Özellikle muhalefet açısından. 5.5 milyon Kürt seçmenin oyunu alamayan muhalefetin kazanma şansı yok.
Araştırmacılara sorduğumda, genel seçmen kitlesi içinde yüzde 18’e tekabül eden Kürt vatandaşların yüzde 6 kadarının bugün Erdoğan-AK Parti seçmeni olduğunu söylüyorlar. HDP ise yüzde 10 sınırındaki desteğini koruyor.
AKŞENER KÜRTLERİN OYUNU ALIR MI?
İşte kilit nokta burası. Acaba muhalefetin adayı bu yüzde 10’luk Kürt seçmene hitap eder mi? Daha doğrusu kim bu kitlenin desteğini alabilir? Ben açıkçası Meral Akşener’e Kürtlerin oy vermesinin çok zor olduğunu düşünüyorum. Merkez-sağ’ın daha sağında, bozkurt işaretleriyle kurultaylar yapan, teşkilatının çoğunluğu ülkücülerden oluşan ve Kürtlerin en çok zulüm gördüğü 90’ların İçişleri Bakanı. Bu psikolojik bariyerleri aşmak kolay değil...
KILIÇDAROĞLU’NA NEDEN KIZIYORLAR?
Öte yandan aday olduğu takdirde Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kürtlerden oy alma potansiyeli Akşener’e kıyasla daha yüksek görünüyor. Ancak o noktada Özer Sencar şaşırtıcı bir şey söyledi: Yaptıkları çalışmalarda HDP tabanının Selahattin Demirtaş ve diğer partililerin tutukluluğundan sorumlu olarak Kılıçdaroğlu’nu gördüklerini saptamışlar. Dokunulmazlıkların kaldırılmasının önünü açtığı için Kılıçdaroğlu’na çok kızıyorlarmış. Akşener’in Kürt tabanda antipati yarattığı tezine katılıyor ama benzer antipatinin CHP Lideri’ne yönelik de mevcut olduğunu söylüyor. Ben Özer Bey’in bu analizine mesafeli yaklaşıyorum...
*****************
CHP’den akıllı bir hamle
İYİ Parti ile ilgili YSK’nın karar vermesini beklemeden CHP’li 15 vekilin bu partiye geçmesi, CHP açısından son derece doğru ve stratejik bir hamle. Her şeyden önce, seçime girememe riski olan bir partinin önünü açan konuma gelmiştir. İkincisi, bu adımla birlikte İYİ Parti tabanı, Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kaldığı takdirde CHP’nin adayına çok daha yüksek oranda oy verecektir.
Öte yandan bu hamle AK Parti’nin de hoşuna gitmiştir, zira CHP ve İYİ Parti’yi bütünleştiriyor. Yani İYİ Parti iktidar partisi tarafından tamamen CHP payandalığına itilmiş oluyor. Erken seçim tarihi açıklandığından beri YSK’ya İYİ Parti ile ilgili çağrı yapan gazetecilerden biriyim. Bu partinin gerekçesi ne olursa olsun seçime girememesi sandığa gölge düşürür, yanlıştır, seçmenin güvenini zedeler.
YSK dün İYİ Parti’nin seçime girebileceğini açıklayarak çok doğru yaptı. Böylece hem kendi itibarını korudu hem de 24 Haziran’da dürüst ve temiz seçimler yapılacağının mesajını verdi.
*************
Gül aday olur mu?
BU soruyu etrafımdaki herkese uzun bir süredir soruyorum. Vardığım sonuç şu: Abdullah Gül’e şayet CHP-İYİ Parti ve SP’nin tek ortak adayı olması için bir kuvvetli teklif giderse bunu düşünebilir. Dikkat edin, “Kabul eder” demiyorum, düşünür. Çünkü Gül risk almayı sevmeyen bir isim. Ancak şu aşamada zaten böyle bir şey söz konusu değil. Yani Gül’ün aday olma olasılığını yüzde 1’in altında görüyorum.
*************
Türkiye’nin en eski Meksika restoranı
Yıllar önce babam hayattayken bir akşam gidip ailece güzel vakit geçirdiğimiz bir lokanta vardı. Yeşilköy Rönepark’ın hemen arkasında adeta köşeye saklanmış gibi duran bir Meksika lokantası...
Geçen cuma kızlarla birlikte Yeşilköy’de annemde kalırken bir anda flashback gibi aklıma geldi. Ne çok zaman geçmiş, halbuki ne kadar yakın sanki o günler... “Şansımızı deneyelim” dedik, gittik.
Orada zaman durmuş gibi bizi bekliyordu Caldera. Küçücük, sempatik, romantik bir yer. Annemle o akşam uzun zamandır edemediğimiz kadar güzel sohbet ettik, harika yemekler yedik. İnsan arkadaşlarına, bazen üç-beş kez görüştüklerine onca vakit ayırıyor da çoğu zaman annesini, babasını ihmal ediyor. Ne yazık... Ne büyük kayıp...
SAKLANAN BİR MEKÂN
Caldera’nın sahibi Kamil Cihan ve eşi Aliye Hanım, 2013 yılında o güne kadar çalışan oldukları bu mekânı devralmışlar. Böylece Türkiye’nin en eski Meksika restoranının sahibi olmuşlar. Zira burası (eski ismiyle Marmit) 1973’ten beri var! O zamanlar bırakın Meksika’yı, Türkiye’de İtalyan mutfağı bile bulmak pek mümkün değildi. Tam 45 yıldır bu küçük mekân son derece lezzetli fajita’lar, quesadilla’lar yapıyor. Hiç kasmadan, şov yapmadan, kendini anlatmadan... Bırakın anlatmayı, adeta saklanarak... Ben onu saklandığı yerden çıkarıp sizinle paylaşmak istedim.
- Normalleşme esas şimdi başlıyor32 dakika önce
- Kamuoyu son tartışmalara nasıl bakıyor?2 gün önce
- 2010'daki U2 konseri ve karşılıklı öfke4 gün önce
- Devlet Bahçeli o video ile kime mesaj verdi?1 hafta önce
- Özgür Özel için esas tehlike şimdi başlıyor1 hafta önce
- 'Erkek' kazandı2 hafta önce
- Devlet Bahçeli'nin açtığı yol kapandı mı?2 hafta önce
- Siyah-beyaz3 hafta önce
- Müsavat Dervişoğlu: "Mesele el sıkışmak değil, el uzatmak"3 hafta önce
- Bu filmi daha önce görmemiş olabiliriz…3 hafta önce