Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

DOLAR uçuyor. Bu öyle hızlı bir tırmanış ki, diğer bütün konular gölgesinde kaldı. Merkez Bankası’nın, faizleri 3 puan artırması ortalığı belli seviyede sakinleştirdi ancak yine de henüz ciddi oranda bir düşüş yok. Neler oluyor? Bu çıkış normal mi? Türkiye bir darboğaza mı sürükleniyor? Ekonomi nereye gidiyor?

Bu soruları, iktisadi hayattaki öngörüleri büyük oranda isabetli çıkmış ve profesyonel hayatında büyük başarılara imza atmış, işadamı ve eski siyasetçi Besim Tibuk’a sordum. Bilindiği gibi Tibuk şu an AK Parti’nin sıkı bir muhalifi, ancak bu kimliği objektif perspektifine gölge düşürmüyor. Son dönemde doğru buldukları da var, fevkalade yanlış dedikleri de... İşte en temel sorulara verdiği yanıtlar:

DOLAR NEDEN ÇIKIYOR?

“Son günlerde doların ani yükselişi tamamen spekülatif. Bugün normal seviyenin 3.5-3.75 arasında olması gerekir. Bu spekülatif ortam Batı finans çevrelerinin güven bunalımından kaynaklanıyor. Zira kim ne derse desin para Batı’da. Doğulu zenginlerin parası da Batı’da.”

İNDİRMEK İÇİN NE YAPMALI?

“Bu sıkıntılı tablodan çıkmak için en önemli şart paniğe kapılmamak. Zira dünya piyasalarında para bol. Türkiye, ekonomisi büyük bir ülke. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın finans çevrelerine sık sık Merkez Bankası’nın bağımsız olduğu ve 24 Haziran’da seçildikten sonra da ekonomi yönetiminin serbest piyasaya uygun olacağı mesajını vermesi gerekiyor. (Nitekim iki gündür Erdoğan sürekli Türkiye’nin liberal ekonomiden ayrılmayacağının altını çiziyor.-N.A.) Cumhurbaşkanı, uluslararası piyasalara güven verecek isimlerin yanında olduğunu hatırlatmalı.”

2 YANLIŞ YATIRIM

Son dönemde devlet çok kamu yatırımı yapıyor. Bunlardan çok isabetli olanları var ama popülizm tuzağına düşülen iki yatırım olduğunu düşünüyor Besim Tibuk. Bunların başında 1915 Çanakkale Köprüsü var. Ona göre bu köprünün yapıldığı yer trafik olan bir yer değil, yatırımın kendisini sübvanse etmesi için 20 yıl gerek.

Keza Rize-Artvin arasındaki deniz doldurularak inşa edilen havalimanı da aynı şekilde verimsiz. “Üstelik orada deniz çok hırçındır, bakım, tamirat masrafı çok olur” diyor kendisi de Rizeli olan Tibuk. Bu iki yatırımın verimli olduğunu iddia edenlere de köşem açıktır, ama Tibuk’un söyledikleri iktisadi akıl bakımından haklı gibi görünüyor.

3. HAVALİMANI MÜTHİŞ BİR PROJE

Çanakkale Köprüsü ile Rize-Artvin Havalimanı’nı ne kadar yanlış buluyorsa 3. havalimanı, 3. köprü ve Osmangazi Köprüsü yatırımlarını da o kadar doğru buluyor Tibuk. Bu yatırımların ekonomiye dolaylı katkılarının çok büyük olduğunu söylüyor. Ona göre Erdoğan dışında kimse bürokrasiyle baş edip bu işi başaramazdı. Bu havalimanı açılıp Tayyip Bey’in söz verdiği Atatürk Havalimanı yerine Central Park gibi bir park inşa edilince İstanbul’un değeri yeniden yukarıya doğru fırlayacak, 2-3 yıl içinde şehir yine kıymetlenecek. Bu arada hükümetin -Kredi Garanti Fonuuygulamasını da çok doğru buluyor Tibuk. KGF uygulamasının ekonomiye canlılık verdiğini düşünüyor. İnşaat sektörünün de ayakta kalmak için yeni projeler yerine kentsel dönüşüm yatırımlarına, yani mevcut eski kötü binaları yıkıp yerine kaliteli yeni binaların yapılmasına odaklanması gerekiyor. Böylece talep sorunu çözülür diyor.

EURO İLE İŞ YAPIN

ABD toparlandı ama Tibuk’a göre Avrupa ve özellikle de İtalya ekonomik olarak sıkıntılı olduğu için piyasaya devamlı yeni Euro sokuyor ama faiz ve enflasyon artmıyor. Avrupa’da faiz 0. Türk bankaları yüzde 1-2 faizle Euro alabilir. Bu dönemde Euro’nun bu durumundan istifade edilebilir.

Kısacası Besim Tibuk mevcut krizden soğukkanlılıkla çıkılabileceğini söylüyor. Cumhurbaşkanı’na ve hükümete “Merkez Bankası’nın bağımsızlığını vurgula, popülizm uğruna verimsiz yatırım yapma”, vatandaşa da “Sakin ol, benim elimde dolar olsa Türk Lirası’na çeviririm, dolar 4 TL’ye gerileyecek” diyor.

***********

BEYANNAMEDE CEMEVİ SÜRPRİZİ

CUMHURBAŞKANI Erdoğan, AK Parti’nin seçim beyannamesini açıkladı. Yaptığı uzun konuşmada ve metinde üzerinde durulacak birçok nokta var. Bunların önemli bir kısmı manifestosu ile örtüşüyor. Ancak manifestoda olmayan ve epeydir de gündemde bulunmayan bir nokta dikkatimi çekti.

Cumhurbaşkanı, “24 Haziran seçimlerinden sonra demokrasimizi geliştirmeye devam edeceğiz... Cemevlerine hukuki statü sağlayacağız” dedi.

Bu sözün çok önemli olduğunu düşünüyorum. Keza beyannamede de “Cemevleri, eğitim sistemindeki sağlıklı bilgilendirme, üniversitelerde araştırma ve uygulama merkezleri oluşturma gibi çeşitli konularda Alevi kanaat önderleri ile diyalog içinde demokratik uzlaşı temelinde gerekli adımları atacağız” ifadeleri yer alıyor.

AK Parti hükümetleri döneminde Alevi vatandaşlarımızın beklentileri karşılanamadı. Alevi açılımı yapıldı ama sonrası gelmedi. Bunda Alevi toplumunun içindeki fikir ayrılıklarının payı olduğu söyleniyor ama bu argümanın yanlış bir argüman olduğunu düşünüyorum. Bugün Alevilerin temel talepleri halen karşılanmayı bekliyor. Bu anlamda cemevlerine statü verilmesi adımı çok önemli.

***********

EREN ERDEM YANLIŞI KAÇ DOĞRU GÖTÜRÜR?

BİR hatanın nelere mal olabileceğinin en çarpıcı örneklerinden birini şu sıralar CHP yaşıyor. Eren Erdem’i milletvekili yapmak baştan yanlıştı. Erdem, Gezi sürecinde ortaya çıkan “Devrimci İslamcı” modasının bir ürünü olarak kendini gösterdi, sosyalizmi İslam olarak pazarlayan tuhaf kitaplar yazdı, Karşı denen 17-25 Aralık süreci için planlanmış bir FETÖ projesi olan gazetenin başına geçti ve oradan da Meclis’e vekil olarak giriş yaptı.

Diyeceksiniz ki, önseçimde çok yüksek bir oy alarak geldi, CHP kontenjandan koymadı. Evet, Halk TV sayesinde bir popülaritesi oldu ama CHP bunu illa vekilliğe mi çevirmeliydi? Patlamaya hazır bir bomba olduğu aşikâr değil miydi Erdem’in?

Şimdi listeye konmadı diye Kemal Kılıçdaroğlu ve Bülent Tezcan’ı intikam için hapse attırmaya çalışması çok ucuz ve ibretlik bir hareket. CHP’ye en büyük zararı yine parti kendi içinden veriyor.

Not: Dün Google’larken öğrendim, bu arkadaş 1986 doğumluymuş! Yani sadece 32 yaşında! Ne yalan söyleyeyim, ben 40’larının ortasında zannediyordum.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar