Bu konser bizi barıştıracak
Başkan Erdoğan’ın Fazıl Say’ın konserine gideceği belli olduğundan beri büyük bir heyecanla bekliyordum. Konser başladığında ben de Habertürk’te yayına girdim. Ama aklım oradan gelecek haberlerdeydi.
Ve beklediğime değdi. Siyasi olarak iktidara son derece muhalif bir çizgide duran Fazıl Say’ın Erdoğan’a yönelik yapıcı sözleri, Erdoğan’ın sahnedeki mesajları, Say’ı hem Külliye’ye hem de İstanbul’da konsere davet etmesi, Emine Hanım’ın gülen gözleri… Tüm bunlar bu ülkeyi koyu bir sis gibi kaplayan kamplaşma, kutuplaşmaya öyle güçlü bir panzehir ki…
Tayyip Erdoğan oraya giderek çok önemli bir adım attı, vizyoner bir siyasetçi, büyük bir lider olduğunu bir kez daha gösterdi. Fazıl Say da yalnızca uluslararası çapta başarılı bir sanatçı değil aynı zamanda sorumlu ve ikonoklast bir isim olduğunu ortaya koydu.
Dün akşam o konserde ortaya çıkan tablo Gezi’den beri Türkiye’nin içine girdiği “siyah-beyazlaşma”yı yeniden dağıtabilir, aramızdaki mesafeleri kısaltıp bizi toplum olarak yeniden barıştırabilir…
***
Karışan İzmir ve apar topar yapılan seyahat
Dünkü yazım CHP’de fırtınalar kopardı diyebilirim. Aziz Kocaoğlu’nun denkleme girmesi ile o değil ama onun onaylayacağı birinin aday yapılma ihtimalinin arttığını ve bu kritere uyan Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila’nın sürpriz yapabileceğini yazmıştım.
Olgun AtilaBunun üzerine İzmir’de yarış hareketlendi. Partinin içinden birkaç kaynaktan teyit ettirdiğim bilgiye göre adaylık için ismi geçenlerden Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur, Olgun Atila ihtimalini duyunca ön almak için dün Ankara’ya gitmiş ve Kemal Bey’den randevu istemiş.
Benim bildiğim Abdül Batur’un da Aziz Bey’e yakın bir isim olduğu. Kaynaklarıma, “Batur’un aday olma ihtimali var mı?” diye sorunca “Bu, Aziz Kocaoğlu’nun tavrına bağlı olarak değişebilir” dediler. Batur bundan bir süre öncesine kadar Kocaoğlu ile çok yakın olarak anılıyordu, ancak onun aday olmayacağını açıklaması ve bir nevi devreden çıkması ile birlikte Genel Merkez’e yaklaştığı, bu sebeple Kocaoğlu’ndan biraz uzaklaştığı söyleniyor. Yine de Kocaoğlu’nun gözünde bir Tunç Soyer değil.
Abdül BaturSonuçta bugün itibarı ile Kocaoğlu’nun aday yapılma ihtimalinin çok zayıf değil, hiç olmadığını Kemal Bey’in açıklaması ve dünkü gelişmeler ışığında söyleyebiliriz. Bu aşamadan itibaren soru şu: Kemal Bey Tunç Soyer ya da Tuncay Özkan üzerinden restleşmeyi mi yoksa Kocaoğlu’nun da onaylayacağı bir isim üzerinden uzlaşmayı mı tercih edecek? Kılıçdaroğlu’nu yakından tanıyan tanıdıklarım ikincisinin olacağını söylüyor ve ekliyorlar: “Yarışta ibre Abdül Batur ile Olgun Atila arasına doğru döndü.”
***
Üsküdar’da 2 parti hangi isimde uzlaştı?
10 Aralık’ta Üsküdar’ın CHP adaylığı için konuşulan bir isimden bahsetmiştim. O isim Berhan Şimşek’ti. Yazının linki burada…
Daha sonra Üsküdar’ın İYİ Parti’ye bırakıldığı söylendi. Ancak CHP’nin ağır toplarından bir kaynağımdan doğrudan aldığım bilgi böyle değil. Üsküdar’da İYİ Parti ve CHP uzlaşma yolundalar ancak İYİ Parti’nin adayı üzerinde değil, CHP’nin adayı olacak Berhan Şimşek üzerinde. Meral Akşener’in Şimşek’in ismine sıcak baktığı bilgisini aldım.
Berhan ŞimşekBöylece son günlerde konuşulan uzlaşı sağlanan yerlere Bodrum’dan sonra Üsküdar da eklenebilir. Muharrem Sarıkaya birkaç gün önce yazdı, ben de hatırlatayım: CHP ve İYİ parti heyetleri arasında uzlaşı sağlanamayınca Meral Akşener Kemal Kılıçdaroğlu’nu aradı ve İYİ Parti’nin adayı Mehmet Tosun’un vazgeçilmezleri olduğunu söyledi.
Kemal Bey Tosun’a sıcak baktığını ancak Bodrum’dan CHP’nin adayının çıkmasının doğru olacağını Meral Hanım’a iletti. Tosun’un CHP’den aday yapılması ve İYİ Parti’nin desteklemesi kararlaştırıldı.
***
Midyat’ın bir köyünde İtalyan pizzası
Geçen gün yemek kanallarını zaplarken tesadüfen rastladım. Önce son dönemde moda olan Ege kasabasına yerleşip pizzacı açanlardan biri diye düşündüm. Ancak kamera görüntüleri pek de Ege’ye benzemiyordu. Sonra bekleyip mekanın adını yakaladım ve google’ladım. Gördüklerime inanamadım.
Midyat’ın 30 sene önce boşaltılan bir Süryani köyüne o esnada Avrupa’ya kaçan bir aile yıllar sonra dönmüş ve orada öğrendikleri pizzayı, boşaltılan köylerinde yapmaya karar vermişler. “Kafro’s Pizzeria” böyle ortaya çıkmış. Kafro, o Süryani köyünün adı. Tabii sonra değişmiş bu ad. Ancak şimdi bu pizzacı öyle enfes pizzalar yapıyormuş ki adın ne olduğunun bir önemi kalmamış, yerli yabancı herkes buraya “Pizza Köyü” diyor. Turistler de çevre halkı da buraya pizzaya geliyormuş. Hatta köyleri boşaltılınca Türkiye’yi terk edip Avrupa’ya giden başka aileler de gelip kendilerine yazlık evler yaptırmışlar.
Bu hikaye beni çok etkiledi. Umudun, bağlılığın, sevginin önünde hiçbir şeyin duramadığının, bir zamanlar yaşama hakkı tanınmayan, evlerinden kovulan insanların artık dönüp güzel hayatlar kurabildiğinin bir öyküsü Kafro’s Pizza.
- Kamuoyu son tartışmalara nasıl bakıyor?14 dakika önce
- 2010'daki U2 konseri ve karşılıklı öfke2 gün önce
- Devlet Bahçeli o video ile kime mesaj verdi?5 gün önce
- Özgür Özel için esas tehlike şimdi başlıyor1 hafta önce
- 'Erkek' kazandı1 hafta önce
- Devlet Bahçeli'nin açtığı yol kapandı mı?2 hafta önce
- Siyah-beyaz2 hafta önce
- Müsavat Dervişoğlu: "Mesele el sıkışmak değil, el uzatmak"3 hafta önce
- Bu filmi daha önce görmemiş olabiliriz…3 hafta önce
- Çözüm süreci değil kardeşlik hareketi3 hafta önce