Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Dün 28 Şubat’ın 22 . yıldönümüydü. Aslında bütün siyasal kesimler bu askeri darbeyi samimiyetle kınasa belki bu hadise artık bu kadar konuşulmazdı. Ama FETÖ’nün yarattığı tuhaf ortam sebebiyle kimileri hâlâ alenen 28 Şubat’ı savunabiliyor. Dindarlara yapılan 28 Şubat zulümleri ana akım medyada açıkça inkar edilebiliyor.

Evet, gayet pişkin şekilde, “Dindarlar Türkiye tarihinde hiçbir zaman zulüm görmedi” denebiliyor bugünkü televizyon programlarında. FETÖ’nün oluşturduğu travmatik ortam, sönmüş 28 Şubat zihniyetini yeniden hortlattı maalesef. 28 Şubatçılar Fethullah Gülen sayesinde bir kez daha özgüven kazandı.

Aslında FETÖ en büyük zararı bu ülkenin dindarlarına verdi. Suç olan bir fiil yani askeri darbe övgüsü anaakım medyada savunulabiliyorsa nasıl böyle geriledik diye tüm demokratların düşünmesi gerekir.

Yalnızca bu kadar da değil. Kürtlere korkunç acılar yaşatan JİTEM’in varlığı inkar ediliyor 2019 Türkiyesinde. 90’larda o 28 Şubat devletinin işlediği 17 bin faili meçhul gerçeği reddediliyor. Hakikaten utanmazlık bu!

***

Sarıgül’ün B Planı ne?

DSP’yi hareketlendiren ve CHP’ye meydan okuma özgüveni kazandıran ilk hamle Mustafa Sarıgül’ü transfer etmesiydi. Son günlerde Genel Başkan Önder Aksakal art arda iddialı açıklamalar yapıyor ancak çok önemli bir kaynaktan duyduğuma göre Sarıgül’ün b planı hazırmış.

Şayet Sarıgül DSP adayı olarak Şişli’yi alamazsa DSP Genel Başkanlığına oturmayı ve Kılıçdaroğlu’na meydan okumayı düşünüyor.

***

Aday da esas aday değil, parti de bizim parti değil. Ama siz yine de oy verin!

Mersin’de bulunan son formülün özeti başlıkta. İYİ Parti’de işler talihsizlikler komedisi olma yolunda ilerliyor. Burhanettin Kocamaz’ın başvurusu ihmal ya da komplo sonucu yapılamayınca devreye sokulan ikinci formül olan Kocamaz’ın Demokrat Parti adaylığı da YSK’dan kabul görmeyince bu kez eski devlet bakanı Ayfer Yılmaz ismi bulundu. Yılmaz’ın adaylığına karar verildi. Ancak İYİ Parti’den aday olamayacak, o nedenle İYİ Parti adayı olarak Demokrat Parti’den seçime girecek.

Ayfer Yılmaz, Meral Akşener ile
Ayfer Yılmaz, Meral Akşener ile

Sandıkta seçmene de “Önce partimizden sonra Demokrat Parti’den aday yapmayı beceremediğimiz Burhanettin Kocamaz yerine yine aslında bizim adayımız olan ama Demokrat Parti’den seçime giren Ayfer Yılmaz’a oy verin” denecek.

Burhanettin Kocamaz
Burhanettin Kocamaz

Hakikaten İYİ Parti’nin elindeki tek büyükşehri bu şekilde heba etmesi akıl alır gibi değil. Bir şehre aday göstermeyi beceremeyen parti, ülkeyi yönetmeye nasıl talip olur sorusunu nasıl unutturacaklar, bu dağınıklığı nasıl engelleyecekler, bilmiyorum.

***

“Who shot the Sheriff?” ve karanlık suikast girişimi

Netflix’te Bob Marley’in meşhur “I shot the Sheriff” parçasına atıfla isimlendirilmiş, ünlü sanatçının uğradığı suikastı ve suikasttan yaralı kurtuluşunu anlatan bir belgesel var.

1976’da Jamaika büyük bir kaosa sürüklenmiş durumda. Çocuklar dahi silahlanmış, sokak terörü kol geziyor. Bob Marley uluslararası çapta bir isim ve siyasi olarak nötr görünüyor. Siyaset CIA destekli Jamaika İşçi Partisi ve Rusya ve Küba destekli komünist Halkların Milli Partisi (PNP) arasında bölünmüş. İki taraf da seçim kazanmak için Marley’i yanına çekmek istiyor.

Beyaz bir baba ve siyah bir annenin çocuğu olan Bob Marley ise birleştirici, bütünleştirici olmak hedefinde. “Smile Jamaika” sloganı ile büyük bir konser organize ediyor. Tamamen apolitik bir organizasyon. Ancak ilan ettiği tarihin hemen ertesine iktidardaki PRP ve dönemin başbakanı seçim ilan ediyor. Hedef belli: Bob Marley’in konserini kendine destek konseri olarak lanse etmek.

Bunun üzerine çok gergin bir süreç başlıyor ve Marley karısı ile birlikte, Rastafarian’ların merkezi kabul edilen meşhur evinde kimliği belirsiz kişilerce vuruluyor. Ölümden dönüyor. Ancak okların çevrildiği İşçi Partisi ileri gelenleri bu suikastla ilgilerinin olduğunu çok net bir dille reddediyorlar.

Belgesel o dönemin bütün tanıkları ile konuşarak ve orijinal görüntülerle suikast sonrasını ve süreci adım adım anlatıyor.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar