TSK içinde neler oluyor?
TSK’da emekliliğini isteyen 1 tümgeneral ve 4 tuğgeneral olduğu ve bu talebin politik motivasyondan kaynaklandığı medyada bir süredir konuşuluyor.
Kimilerinin iddiasına göre hükümetin Suriye politikasından rahatsızlık duyulması sonucu bu isimler emekliliğini istemiş. YAŞ kararlarına tepki olduğu için istifaların geldiği de birkaç gündür çeşitli çevrelerde dillendiriliyor.
Pazartesi günü Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, 2 generalin emekliliğinin onaylandığını duyurdu. Böylece sayı 5’ten 2’ye indi ancak sebeplerle ilgili halen çok farklı senaryolar konuşuluyor.
Ankara kulislerini çok iyi bilen deneyimli iki gazeteci Muharrem Sarıkaya ve Bülent Aydemir de dün bu istifaların liyakata dayanmayan atamalara bir tepki olduğunu yazdılar.
Ben özellikle YAŞ kararlarından sonra TSK ile ilgili hem askeri çevrelerden hem de hükümet çevrelerinden birçok farklı yorum duyuyorum.
Emekliliklerini isteyen generaller mevzusunu da hem muvazzaf hem emekli asker kaynaklarıma hem de hükümetten kaynaklarıma sordum. TSK’nın son dönemdeki fotoğrafını çekmeye çalıştım. Bugün ve cuma günü size gördüklerimi anlatacağım…
Ordunun içinde son dönemde Perinçekçilerin güçlendiği yönündeki tezi de araştırdım.
SURİYE VE S-400 POLİTİKASINA TSK İÇİ DESTEK TAM
Öncelikle emekliliğini isteyen generaller meselesi… Kimi kaynaklarım bu isteklerin tamamının kişisel sebeplerden kaynaklandığını söylüyorlar. Şahsi nedenler kendi içinde ayrışabilir ancak şunu söyleyebilirim: Bu generallerin hepsi son derece kritik ve önemli pozisyonlara atandılar. Bir tenzili rütbe söz konusu değil. Aksine TSK’nın yalnızca güvendiği isimleri atayacağı pozisyonlara getirildiler.
Emekliliğini isteyen generallerin isimleri üzerinden gitmek istemiyorum ama birinin aile içindeki sağlık problemleri nedeniyle Güneydoğu’ya gitme noktasında sorun yaşadığı söyleniyor. Diğerleri ise ya tayin edildikleri yer konusunda isteksiz oldukları için ya da bir takım özel kaygılarla veya kişiler arası husumet nedeniyle emekliliklerini istemişler diye ifade ediliyor.
Ancak 3 kişi ikna edilmiş ve 2 generalin emekliliği onaylanmış.
Bu isimlerin hükümetin Suriye politikasına karşı çıktıkları için bu yönde karar aldıkları kesinlikle doğru değil. Bilakis şu an TSK kamuoyu içinde de hem Suriye politikasına hem de S-400 politikasına gönülden destek var.
EN BÜYÜK DÖNÜŞÜM ABD KONUSUNDA
TSK içindeki en köklü zihinsel dönüşümlerden biri zaten ABD konusunda yaşanıyor. Eskiden tüm muvazzaf generaller sıkı Amerikancı olurdu şimdiyse son 10 senede yaşananlar yüzünden ABD’ye çok mesafeli bir TSK kamuoyu var.
Peki 2019’un generalleri Rusyacı ya da Avrasyacı mı? Az bir kısmı evet ama çoğunluğu bu konuda ortada duruyor. Yani generallerin büyük çoğunluğu mesela bir Perinçek gibi ölümüne anti-Amerikan da değil. Tam bu noktada gelelim ordu içindeki Perinçekçilik iddialarına…
‘ORDU İÇİNDE PERİNÇEKÇİLER GÜÇLENİYOR’ İDDİASI DOĞRU MU?
Ben daha önce de bu köşede yazmıştım. Özünde Marksist ve Maocu bir siyasetçi olan Doğu Perinçek’in zihinsel formasyonuyla aynı kafada subay TSK’nın genetiği itibariyle olamaz. O bahsi geçelim.
Fakat Perinçek, Ergenekon-Balyoz sürecinden itibaren elindeki medyasıyla ısrarlı biçimde hapse giren askerlere destek olduğu için o süreçte bir manevi yakınlaşma doğdu. Ayrıca Perinçek’in dış politikadaki Avrasyacı fikirleriyle etkileşen de bir subay kuşağı oluştu. Doğu Bey aslında TSK içinde Batı yanlısı Kemalizm geleneğini Batı’dan kopartarak Avrasyacı Kemalizm yönüne çevirmeyi hedefleyen bir siyasetçi. Siyasal konjonktürün ve ABD’nin yanlış politikalarının da etkisiyle bunu kısmen başarmış görünüyor da olabilir.
Kökü 60’lı yıllara dayanan ve ordu kadrolarını siyasal olarak etkileyerek yapılacak bir askeri darbeyle sosyalizme varmayı amaçlayan ‘orducu sosyalist’ geleneğin yaşayan en büyük ismi Doğu Perinçek’tir. Aslında Perinçek 60’larda ve 70’lerde orducu sosyalist değildi. Halk savaşını savunan, işçi köylü devrimini hedefleyen Maocu akımın önde gelen bir parçasıydı. Orducu sosyalizmin temsilcileri ise o yıllarda Doğan Avcıoğlu, Mihri Belli ve Hikmet Kıvılcımlı gibilerdi. Perinçek 90’larda ise ‘Kemalist devrimcilik’ çizgisine geldi.
Bugün ise artık Perinçek de bu orducu-ihtilalci çizgide olmadığını söylüyor. Sivil hükümet ile de kavga etmiyor. Tam aksine Başkan Erdoğan’a vuran Aydınlık yazarlarını hemen tasfiye ediyor. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ı ve birçok hükümet üyesini sık sık övüyor.
Mesela tartışılan YAŞ kararları da Aydınlık’ta hiç tenkit edilmedi. Davutoğlu ve Babacan’ı ağır eleştiriyor. Öte yandan Davutoğlu-Babacan kutbunun tam zıddında yer alan Berat Albayrak’a da çok sert yükleniyor Perinçek.
Bir sonraki yazıda: TSK içi asker-sivil dengesi ile ilgili rahatsızlık mı var? YAŞ kararları kimleri, neden tatmin etmedi? Yeni bir gelenek mi doğuyor?
- Saadet Partisi Kongresinde neler yaşandı?16 dakika önce
- Normalleşme esas şimdi başlıyor2 gün önce
- Kamuoyu son tartışmalara nasıl bakıyor?5 gün önce
- 2010'daki U2 konseri ve karşılıklı öfke1 hafta önce
- Devlet Bahçeli o video ile kime mesaj verdi?1 hafta önce
- Özgür Özel için esas tehlike şimdi başlıyor2 hafta önce
- 'Erkek' kazandı2 hafta önce
- Devlet Bahçeli'nin açtığı yol kapandı mı?2 hafta önce
- Siyah-beyaz3 hafta önce
- Müsavat Dervişoğlu: "Mesele el sıkışmak değil, el uzatmak"3 hafta önce