Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

"9 Kasım’da Cumhurbaşkanı ile görüşen CHP’li" manipülasyonunun ortaya atıldığı günden itibaren olan süreci tek tek analiz edeceğim ama önce bir gazeteci ve yazar olarak tavrımı koymak isterim.

Muharrem İnce’ye çok çirkin ve sinsi bir kumpas kurulmuş.

Şu dakikadan itibaren CHP Genel Merkezi töhmet altındadır. Parti içinde bir komisyon kurulmalı. Bu tezgahın kaynağı aydınlığa kavuşturulmak zorunda.

Muharrem Bey’i hedefleyen bu büyük politik komplo üstü örtülebilir basit bir hadise değil. Çok açık bir onursuzluk yapılmış.

"24 HAZİRAN 2018'DE İFTİRA ATANLARIN KOMPLOSU"

Bu kirli tertibin unutturulmaması ve tüm teferruatlarıyla ortaya çıkarılması için ben de meseleyi takip edeceğimi buraya not düşüyorum sevgili okurlar.

Bu bağlamda sonuna kadar Muharrem İnce’nin yanındayım. Siyasi değil ahlaki bir tavır bu.

Bence 24 Haziran 2018 geceyarısından beri İnce’yi aynı odakların kara propagandalarla bitirmeye çalıştığı netleşti artık. Bu kumpasçıların ortaya çıkarılması biz gazetecilerin de görevidir.

Bu yazıyı kaleme almadan önce Muharrem Bey’le konuştum. Aynen şöyle dedi…

"24 Haziran 2018 gecesinden itibaren ‘İnce ile Saray anlaştı. O yüzden sustu ve ekranlara çıkmadı. Alkol içti ve o gece sarhoştu’ diye bana iftira atanlar kimlerse bu iftirayı atanlar da aynı kişiler Nagehan Hanım. Aslında kim ya da kimler oldukları da biliniyor."

Peki ne oldu? Bu tezgah adım adım nasıl kuruldu?

NEDEN SÖZCÜ?

Kumpası tertipleyenlerin olayın etki gücünü arttırmak için CHP tabanında çok etkili olan Sözcü gazetesini kullanmaya çalıştıkları ve bunu başardıkları çok açık.

Başta ismi söylenmedi ama hem Rahmi Turan’ın hem Uğur Dündar’ın sözleri dikkatle incelendiğinde zaten ‘özel haber meraklısı’ ve teyit etmeden dedikoduları gerçek diye yazma özelliği bilinen aynı gazetecinin İnce aleyhine bu kara propagandayı haber diye yaptırmaya çalıştığı anlaşılıyordu.

Sözcü içinden kaynaklara sorduğumda da "Rahmi ağabeyi bu isim yanılttı. Uğur ağabeye konuşan da kesin olarak bu adam" diye aynı problemli kişiye işaret ediyorlardı.

O kişinin Talat Atilla olduğunu Rahmi Bey sonunda açıkladı…

ÖNCE YALAN SÖYLEDİ, GERÇEK ORTAYA ÇIKINCA DA...

Fakat hatırlatayım: Ne ilginç ki Turan açıklamadan önce, Odatv bunu Talat Atilla’ya sordu ve Atilla göstere göstere yalan söyleyerek kaynağın kesinlikle kendisi olmadığını hiç yüksünmeden söyledi.

80 yaşında tecrübeli bir gazeteci olan Rahmi Turan’ın böyle bir asparagasçıyı ‘Saray’a yakın bir gazeteci’ zannetmesi ve bu şekilde takdim etmesi akılalır gibi değil. İnce’ye dair bu bilginin uydurma olduğu adeta bas bas bağırıyor. Böyle bir tongaya nasıl düşebilir Rahmi Turan?

UĞUR DÜNDAR'IN YAMAN ÇELİŞKİSİ

Uğur Dündar bariz kumpas olan bu manipülasyona gelmemiş. Tebrik etmek gerekir ama kendi sosyal medya hesabından üstelik tam da 9 Kasım 2019 günü Rahmi Turan’a da yalan haber vererek mahveden Talat Atilla’nın gazeteciliğini ve haberciliğini övmüş. Çok tuhaf bir durum…

Hâlâ da açıklamalarında bu asparagasçıyı kınamıyor ve Atilla’nın CHP’li kaynağını açıklaması gerektiğini söylemiyor. Parti yöneticilerine yükleniyor ama Talat Atilla’yı korumaya özellikle gayret ettiği gözlerden kaçmıyor.

Halbuki Dündar "Bu CHP’liyi açıkla Talat kardeşim" diye haykırmalıydı. Dikkat ettim, bırakın bunu demeyi, bağlandığı televizyon programlarında kendini öve öve bitirememeyi ve Rahmi Turan’ı da diri diri gömmeyi tercih etti.

77 yaşında artık bilge konumunda olması gereken bir gazeteciye yakışmıyor. Hele Deniz Bayramoğlu’nun programına bağlandığı dakikaları yeniden objektif gözle izlemesini tavsiye ederim. Eminim kendi de abarttığını görecektir.

Dönelim yeniden Muharrem İnce’ye kumpas projesine…

Rahmi Turan’ın yazdığı yalan haberin kaynağı gazetecinin kendine ait ama çok az kişinin bildiği bir marjinal sitesi var.

Fakat dikkat edin bu kumpas haberi kendi sitesinde yayınlamıyor. Israrla Sözcü’de yayınlatmak istiyor. Çünkü dediğim gibi Sözcü, CHP tabanının adeta resmi gazetesi hüviyetinde.

CHP’yi destekleyen başka bazı yayın organları da mevcut ancak hepsini üst üste toplasanız Sözcü’nün popülaritesine ulaşamıyor.

O İSMİ AÇIKLAMAK ZORUNDA

O yüzden Muharrem İnce’yi bitirmek isteyen odaklar da Sözcü üzerinden bu operasyonu yapmaya kalkıyor.

Gelelim esas soruya…Talat Atilla’ya bu çirkin kumpası yaptıran kim? Şu an en önemli mesele bu. Atilla bu yalan bilgiyi veren kişinin bir CHP’li olduğunu söyledi.

Fakat bu açıklama yeterli değil. Atilla bu CHP’li üst düzey ismi açıklamak mecburiyetinde. Konuştuğu günü ve saati vererek ve detaylarıyla hem de.

Burada diğer mesele CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu noktasında düğümleniyor.

Zira Talat Atilla bu yalan haberi Kemal Bey’e de doğrulattığını ‘bir şekilde’ gibi kapalı ve girift cümlelerle söylüyor ama ben Atilla’nın Sayın Kılıçdaroğlu’na ulaşıp doğrulatmadığına eminim.

Amacı işi CHP Genel Başkanı’na yükleyerek bu skandaldan kurtulmak. Fakat bu, beyhude bir gayret.

KILIÇDAROĞLU BU TEZGAHI KURANI PARTİDEN İHRAÇ ETMELİ

Öte yandan Kemal Bey’in İsmail Küçükkaya’nın programında söylediklerini de talihsiz buluyorum.

Unutmayalım, iş Rahmi Turan’ın bu asparagas haberini alenen Kemal Bey’in doğruladığı gibi bir imaj oluştuktan sonra bu kadar büyüdü. Halbuki partinin genel başkanı olarak o yazıya ilişkin yorumsuz kalmalıydı.

Şu andan itibaren Kılıçdaroğlu, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’ye bu kirli tezgahı kim kurmuşsa o kişiyi bulup partiden ihraç etmeli.

Bu dakikadan itibaren tüm spotlar haklı olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun üzerinde…

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar