Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Aşağıdaki yazıyı yazdıktan sonra kahredici haber geldi...

Gencecik, pırıl pırıl 33 canımız korkunç bir saldırı ile hayatını kaybetti.

Katil Şam rejimine Rusya ve Putin arka çıkmaya devam ediyor.

Şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sabır diliyorum.

Bu konuda şimdilik farklı düşüncelerimizi paranteze almalıyız. Türkiye olarak tek yürek hareket etmeliyiz.

Evet, devlet uhulet ve suhuletle karar vermeli.

Cumhurbaşkanı ve başkomutan Recep Tayyip Erdoğan hadisenin tüm boyutlarını düşünerek ve farklı görüşleri dinleyerek yol almalı.

Fakat karar verildikten itibaren de tavizsiz ilerlemeliyiz.

Başkomutanlığın yanında hepimiz dimdik durmalıyız. Bu konunun muhalefeti olmaz.

İçimiz yanıyor...

Bugün kapkara bir gün...

Şimdi neler yapacağımızı düşünmek zamanı...

*

İstanbul’da karantinadan kaçan aile

Hastalığın kendisi kadar, önleme kapsamında alınan tedbirler yüzünden

Koronavirüs ile ilgili gelişmeler beni giderek daha çok endişelendiriyor sevgili okurlarım.

Dünya altüst.

Koronavirüs salgını ve paniği dört bir yanı sardı.

Çok büyük bir insani ve küresel ekonomik buhranın içine tepetaklak yuvarlanıyoruz. O yüzden insanlar güvenli liman altına hücum ediyor.

Küreselleşmenin getirdiği tüm nimetler bir anda askıya alınmış durumda.

Neredeyse global bir seyahat yasağının eşiğindeyiz.

Dünya onca ilerleme gibi görünen gelişmeye rağmen ne çaresiz, ne kırılgan bir noktadaymış…

Size biraz da ülkemizdeki son Korona havadislerini vereyim.

Türkiye hakikaten çok ciddi tedbirler alıyor.

Virüs dört bir yanımızı sardı ama çok şükür bizde henüz konfirme edilmiş bir vaka yok. Ancak şüpheliler var.

Dün akşamüzeri saatleri olan bir hadiseyi anlatayım. Bu vaka henüz Türk medyasına yansımadı. İlk kez benden okuyacaksınız.

İRAN’DAN GELMİŞLER

Musa Çelik adlı vatandaş, eşi ve çocukları ile Cerrahpaşa Hastanesi’ne gitmiş.

Kendisi ve eşi iyi ancak çocuklarında ateş, halsizlik gibi şikayetler var.

İran’dan geldiklerini söylemişler. Bu bilgi ile çocuklardaki şikayetler birleşince haklı olarak hemen alarm zilleri çalmış hastanede.

Aileyi karantina altına almaya karar vermişler.

İşte olan o an olmuş. Kendilerinde Koronavirüs olmadığını düşünen aile günlerce müşahede altında tutulmamak için apar topar kaçmış.

Bu yazıyı yazdığım akşam 22 sularında halen her yerde İstanbul polisi tarafından aranıyorlardı.

Eğer bu kaçan ailede Koronavirüs varsa bu hem kendileri için hem de kamu sağlığı için çok ciddi bir tehdit.

Hem çocuklarının sağlığı hem de tüm İstanbul halkı için Musa Çelik hastanenin gerekli tetkikleri yapmasına derhal izin vermeli. Yeniden dönüp hastaneye gitmeli.

Koronavirüs hadisesi bireysel değil toplumsal bir olay.

AVCILAR’DA BEKLEYİŞ SÜRÜYOR

İstanbul’un Korona günlüğünden bir haber daha paylaşayım…

Esenyurt ve Avcılar Devlet Hastanesi’nde iki vaka Korona şüphesi ile karantina altına alındı.

Testler yapıldı, Esenyurt’taki hasta, başka bir teşhis konularak karantinadan çıktı ancak Avcılar’daki için bekleyiş sürüyor…

*

Çok tehlikeli gidiş

Dünyada neredeyse tek gündem Korona.

Art arda salgının yaygınlaştığı haberleri geliyor.

Herkes panikte, her yer tetikte.

21. yüzyılda insanlığın ne zavallı hale düştüğünü görüyoruz…

İtiraf edeyim, büyük bir endişe içindeyim. Elbette bu virüsün durdurulması ve kamu sağlığının korunması çok hayati.

Diğer yandan bu işin ayarı kaçmaya başladı.

Virüs şüphesi bahane edilerek insanların özgürlükleri son derece keyfi bir şekilde kısıtlanıyor.

Dünya zaten içe kapanma eğilimlerinin, serbest ticarete karşı duvar örmelerin, insan hakları ve özgürlüklere karşı sıkıyönetim zihniyetinin ve aşırı sağın yükseldiği bir dönem yaşıyor.

ALMANYA BU YASAYI KONUŞUYOR

Korona kabusunun tam böyle bir döneme denk gelmesi var olan totaliter eğilimleri güçlendirecek, seyahat kısıtlamalarını kalıcı hale getirecek, özgürlükleri daha da boğacak diye korkuyorum…

Mesela Almanya ‘Enfeksiyondan Korunma Kanunu’ (Infektionsschutzgesetz) adlı bir yasayı tartışıyor.

Bu yasa kişisel özgürlüklere son derece keyfi kısıtlamalar getiriyor.

Yasaya göre bir salgın tehdidi görüldüğünde şüpheli kişilerin mektupları açılabiliyor, konutuna girilebiliyor, kişiler bulundukları ortamlardan süresiz izole edilebiliyorlar.

Yasa Almanya’da yerel otoritelere her türlü toplantı, gösteri ve organizasyonu yasaklama, havuz ya da spor salonu gibi mekanları kapatma hakkı veriyor.

TEMEL HAKLAR RİSK ALTINDA

Herhangi bir kişide söz konusu salgın hastalığın belirtisi görülürse o kişi sağlık otoriteleri tarafından tamamen izole ediliyor ve kişinin mukavemet hakkı bulunmuyor.

Bu önlemlerin alınması için herhangi bir şüphe yeterli!

Şayet karşı konulursa polis zoru devreye girebiliyor.

Yalnızca Almanya değil, Kanarya Adalarında karantina altına alınan otelde yaşananları gördünüz mü?

Bir kişi Korona pozitif çıktı diye 1000 kişi 14 gün boyunca zorla tesiste tutuluyor.

14 günün ardından bir kez de ülkelerinde 6 gün daha karantina altına alınacaklar. Yaklaşık 20 gün alıkonulmak demek bu!

Kamu sağlığı gerekçesini anlıyorum ama bunun makul bir sınırı olması gerektiğine inanıyorum.

Orada olduğunuzu düşünün, birkaç günlüğüne tatile gitmişsiniz ve sizi 2 hafta resmen gözaltına alıyorlar yani tutukluyorlar.

Belki evde hastanız var, belki çocuğunuz o kadar süre yalnız kalamaz, belki muhakkak çözmeniz gereken bir probleminiz var…

Bunları kimse umursamıyor!

Koronaya yönelik kamu sağlığı gerekçesiyle haklı tedbirler çok tehlikeli bir kapı açıp, suistimal edilebilir.

Çok dikkat etmeliyiz. Dünya, korkuya teslim olup, manipülasyona ve totaliterizme açık hale gelme tehdidi ile burun buruna…

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar