Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Bugün hem medyada hem de devletin içinde ve askeri koridorlarda neredeyse sadece Tümamiral Cihat Yaycı meselesi konuşuluyor…

Ne oldu da Yaycı görevden alındı? Yoksa FETÖ ile mücadele artık bitti mi?

Bu yazıyı yazarken Yaycı’nın istifa ettiği haberi de geldi. Daha doğrusu emekliye ayrıldı Tümamiral Yaycı.

Peki bu gelişmeler neden yaşandı?

Baştan şunu söyleyeyim: Benim kanaatime göre de Cihat Yaycı değerli ve çalışkan bir komutan. İşine tutkuyla bağlı bir amiral.

Hem Mavi Vatan konusunda hem de hâlâ 15 bin kadarı subaylarımız arasında gezinen FETÖ’cülerin tespit edilmesi ile ilgili çok kıymetli çalışmaları mevcut.

Bir bahriye subayı olduğu kadar uluslararası ilişkiler üzerine de düşünen bir insan. Bu alanda doçentliği var.

Netice itibariyle her iki yönüyle de Türkiye’nin istifade etmesi gereken bir isim olarak görüyorum Yaycı’yı.

Fakat aynı Cihat Yaycı TSK’nın iç hiyerarşi ve disiplinine tamamen aykırı şekilde bireysel olarak da PR yapmayı çok seven bir amiral.

Her kesimden köşe yazarlarıyla arası çok iyi. Bunun ikinci bir örneği yok.

Yalnızca gazeteciler de değil. Ekrana çıkan medyatik akademisyenler ve emekli paşalar ile de temasta olan bir isim.

Bu durum devlet ve özellikle Genelkurmay içinde biliniyor ve uzun süredir de bununla ilgili bir hoşnutsuzluk var.

Hem ulusalcı hem İslamcı hem solcu hem sağcı gazetecilerle aynı anda çok yakın hukuku olan bir isim Yaycı.

Köşe yazarlarının zayıf karnını keşfetmiş bir komutan. PR’ını yaptırmayı iyi biliyor.

KEMALİZM-LAİKLİK TEZİ YANLIŞ

Zaten bir google araştırmasıyla çok geniş spektrumdan gazetecilerin övgülerine mazhar olduğunu göreceksiniz.

Yani yurtdışındaki FETÖ sitelerinin ortalığı bulandırmak için yazdığı gibi “Hükümet Kemalist laik isimleri tasfiye ediyor. Kemalist Cihat Yaycı bir başlangıç” lafları doğru değil.

İsim isim yazmak istemem ama sadece Kemalistler değil bayağı şahin İslamcı kimi kalemler de Cihat Yaycı’yı öven yazılar kaleme aldılar. Yaycı’nın o kesimlerle de yakın hukuku vardı.

Hükümete yakın medyanın daha İslamcı tarafında bulunan Yeni Şafak gazetesinin arşivine bakın mesela, Cihat Paşa’ya methiyeleri göreceksiniz. Yani Kemalizm-laiklik tezi yanlış.

YAYCI ALEYHİNE YAZAN TEK İSİM

Ayrıca işin tuhafı Cihat Yaycı aleyhine Türk medyası içinde yazılar kaleme alan tek kişi Kemalist ve CHP’li bir gazeteci olan Ece Sevim Öztürk. Hükümete yakın medyada Yaycı aleyhine tek satır çıkmadı.

Ece Sevim Öztürk, Cihat Yaycı’nın göründüğü gibi FETÖ ve darbe karşıtı bir insan olmadığını ve ikili oynadığını iddia etti.

15 Temmuz ve Deniz Kuvvetleri ile ilgili bir belgesel yaptı. O belgeselde Cihat Yaycı’nın Başkan Erdoğan’ın kaldığı Marmaris’teki otelden 23.30’da ayrıldığını ve bu durumu gizlediğini söyledi. Plaka numaraları verdi vs.

Öztürk’ün eşinin Muharrem İnce’nin en yakınlarından biri olduğunu not olarak düşeyim…

O GAZETECİ TUTUKLANDI

Cihat Yaycı’yı suçlayan bu belgesel üzerine Öztürk, özellikle Odatv tarafından hedefe kondu ve 24 Haziran 2018 seçimlerinden önce bir gece yarısı FETÖ’cü olduğu iddiasıyla tutuklandı.

Hatırlayacaksınız CHP’nin tüm üst düzey yetkilileri ve en başta Tuncay Özkan bu tutuklamaya karşı çok sert ses yükseltmişti.

Çünkü tutuklanan, tüm Ergenekon-Balyoz süreçleri boyunca sanıkların yanında yer almış bir gazeteciydi. Tuncay Özkan’ın Silivri’deki her davasına gelmişti.

Ece Sevim Öztürk FETÖ’cü olduğu gerekçesiyle 3 yıl 1 ay hapis cezası aldı ve tahliye edildi.

ŞİMDİ DE O İSİMLER CEZAEVİNDE

Ne kadar ilginç bir ülkeyiz… Şimdi de Odatv’den Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu hapishanede yatıyor.

TSK BİREYSEL STARLAŞMAYA AÇIK BİR KURUM DEĞİL

Ben Yaycı’yı kişisel olarak iyi ilişkiler kurduğu ve PR’ını iyi yaptırdığı için tenkit etmiyorum. Yanlış anlaşılmasın. Yapmadığı şeyleri anlattırmıyor.

Fakat sonuçta bireysel starlaşmaya açık bir kurum değil TSK. Daha doğrusu dünyada hiçbir ordu buna açık değildir.

Henüz Tümamiral olduğu halde hakkında ordudaki diğer amiral ve generallerin toplamı kadar haber yapılmış ve yazı kaleme alınmış bir kişiden söz ediyoruz. Daha önce TSK tarihinde böyle bir örnek hatırlamıyorum.

Bu durumun tüm komuta heyetinde hatta orgeneral seviyesinde rahatsızlık yaratmasını da yadırgamamak gerekir.

ALTAYLI’NIN TEZİNE KATILMIYORUM

Fatih Altaylı’nın yazdığı “Cihat Yaycı olayı FETÖ ile mücadelenin bittiğine işaret” söylemine katılmıyorum.

Yani MİT Başkanı Hakan Fidan ile Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler FETÖ ile mücadele konusunda duyarlı değil de Cihat Yaycı duyarlı olduğu için mi görevden alındı? Yanlış bir tez bu.

Bu yukarıda bahsettiğim çerçeve içinde mevcut siyasal sistemde neler olduğunu analiz etmeye çalışmak gerekir.

Ben bugün içinde yaşadığımız politik rejim konusunda Türkiye’de doğru tespitler yapıldığını düşünmüyorum. Bu rejim konusunu ileride detaylarıyla yazacağım.

Sonuç olarak Tümamiral Cihat Yaycı’nın bu kadar gürültüden sonra TSK içinde daha fazla yükselmesi zaten olanaklı değildi.

Bence istifa ederek kendi kariyeri açısından doğrusunu yaptı Yaycı.

Ben Cihat Paşa’nın ortada kalmayacağını ve Cumhurbaşkanlığı külliyesi içinde kendisine bir görev tevdi edileceğini düşünüyorum. Ama bu Nagehan Alçı olarak benim şahsi görüşüm.

Çünkü yaşanan tatsız olaylara rağmen Türkiye’nin Amiral Cihat Yaycı’nın akademik ve askerlik birikiminden istifade etmesi gerektiğine inanıyorum.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar