Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

2 Eylül 2015’ten beri İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevini yürüten Mustafa Çalışkan dün bu pozisyondan alındı ve yeni bir yere atandı.

Bundan böyle Ankara’da Emniyet Genel Müdür Yardımcısı olarak görevine devam edecek.

Yani artık sahada değil karargahta Mustafa Çalışkan. Daha önceki bütün görevleri saha göreviydi.

Elbette neden İstanbul’dan alınıp bu göreve tayin edildiğiyle ilgili birçok şey yazılıyor ve yazılacak.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Mustafa Çalışkan’ın yıldızlarının bir türlü barışmadığı, aralarında büyük gerilimlerin yaşandığı ve Emniyet kulislerinde son dönemde konuşulduğu iddia edilen mevzular şimdiden zikredilmeye başlandı bile...

Bu yazılanların doğru olanı var yanlış olanı var eksik olanı var ve tamamen manipülasyon hatta imalat olanı da var.

Ben bilgi kirliliklerini yok ederek, objektif ve mukayeseli bir perspektifle işin o boyutunun kronolojisini de bu köşede yazmak istiyorum.

Fakat önce yaklaşık 5 sene İstanbul Emniyet Müdürlüğü yapmış olan Mustafa Çalışkan’ın kamuoyunda pek bilinmeyen yönlerini anlatayım sizlere...

Başlıktaki gibi, ‘Tanıdığım Mustafa Çalışkan’ı.

Mesela masasında en son hangi mevzu vardı biliyor musunuz?

İstanbul’da yaşayan hayvanların haklarının geliştirilmesi ve bu hakların kurumsal hale getirilmesi projesi...

Kimse bilmez ama Mustafa Bey hayvan haklarının teorik arka planı ve bunun İslam tarihindeki izdüşümüyle akademik olarak da ilgilenen bir polis şefi.

Hayvan hakları alanında çalışan filozof Peter Singer’i ve ilgili diğer akademisyenleri okuyor, bu alandaki literatürü de takip ediyor.

Yani polis şefliğinin yanındaki doçent kimliği sırf görüntü diye alınmış bir kimlik değil.

Gerçekten entelektüel bir kişilik Çalışkan. Bu bağlamda ben bu özelliklere sahip ikinci bir emniyet müdürü tanımadım açıkçası.

Sadece son projelerinden olan hayvan hakları projesi değil ilgilendiği her konuya akademik bir özenle yaklaşırdı.

İstanbul’da yaşayan tüm sosyolojik gruplara onları anlamaya çalışan bir sosyal bilimci gibi eğiliyordu. Hepsiyle yakın diyaloğu vardı.

Tüm farklı sosyal kesimlere ve kimliklere eşit ve adil davranmayı, hepsinin sorunlarını kendi sorunu gibi görmeyi önemsiyordu.

Nitekim dün Çalışkan’ın İstanbul’dan ayrılışına ilk olarak tepki verenler gayrimüslim yurttaşlarımızın vakıflarıyla Alevi dernekleri oldu. Bence bu çok mühim ve değerli.

Hem kendisi hem de ailesi dindar-muhafazakar insanlar ama tüm yurttaşları bir ve eşit gören düşüncede bir kamu görevlisi profilini çok güzel örnekliyor.

Buraya önemli bir anımı not düşmek isterim…

En radikal bilinen sosyal gruplarla bile onları şiddetten ve terörden uzak tutmak için temasta olmayı isteyen bir isim olduğunu düşündüğüm için yaklaşık 2 sene önce kendisine bir teklifte bulundum.

1 Mayıs mahallesi ve Gazi mahallesi gibi polis ile geçmişte en derin ihtilafları yaşamış semtlere birlikte gitmeyi önerdim. Oraları beraber gezecektik ve ben izlenimlerimi bu köşede yazacaktım.

Terör örgütlerinin tuzağına düşmekten kurtardığı gençler olduğunu biliyordum. İnsanları çivi kendini de çekiç gibi gören polis şefi modeli değildi.

Fakat bu önerim üzerine kendisinin ön plana çıkmasının doğru olmayacağını ve Bakan Bey’e yani Süleyman Soylu’ya ayıp olacağını düşündüğünü söyledi. Siyasetçi olmadığını ifade etti. Bu yüzden vazgeçtik.

Benim tanıdığım Mustafa Çalışkan’ın her zaman Soylu’ya da saygılı olduğunu ve hiçbir zaman bu tavrından vazgeçmediğini belirtmeliyim.

Herkes Çalışkan’ı 15 Temmuz kahramanı olarak biliyor. Şüphesiz bu da çok doğru.

Fakat ben bu yazıda bunun yanı sıra farklı ve bilinmeyen yönlerini de anlatmaya çalıştım.

Çalışkan İstanbul’da iyi bir yönetim sergiledi. Bu başarısını Emniyet Genel Müdür Yardımcılığında da sürdüreceğine inanıyorum.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar