Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Ayasofya’nın yeniden camiye çevrilmesi ile birlikte Batı’da Türkiye aleyhine oluşan olumsuz hava çok can sıkıcı. Türkiye egemen bir devlet olarak elbette kendi bünyesindeki varlıkları ile ilgili tek karar verici merci.

Yaklaşık 500 yıl boyunca cami olarak hizmet vermiş, İstanbul’un fethinin simgesi Ayasofya’nın yeniden ibadete açılıp açılmayacağına elbette yalnızca Türkiye Cumhuriyeti Devleti karar vermeli.

Öte yandan uzun zamandır buzdolabında olan bir konuyu da bu vesile ile yeniden gündeme getirebiliriz diye düşünüyorum.

Yukarıda örnek olarak verdiğim Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden açılması AK partinin ilk dönemlerinin önemli konu başlıklarından biriydi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın o dönem hem mevzuat hem eğitim sistemi bakımından çok boyutlu bir süreç işlediğini hatırlatan demeçleri arşivlerde duruyor.

Sonrasında bu konu Yunanistan’ın Batı Trakya’daki Türklere yönelik ayrımcı ve dışlayıcı yaklaşımları ve AB’nin çifte standartları nedeniyle askıya alındı.

Halbuki Ayasofya Camii yeniden ibadete açılırken, Ruhban Okulu da yeniden kapılarını açsa bu toprakların herkesi kucakladığına ve tüm inançların özgürce yaşandığına dair çok güzel bir mesaj verilmiş, Batı’daki Türkiye aleyhtarı çevrelerin de elinden büyük bir koz alınmış olmaz mı?

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar