Bu vesile ile Ruhban okulunu da açsak…
Ayasofya’nın yeniden camiye çevrilmesi ile birlikte Batı’da Türkiye aleyhine oluşan olumsuz hava çok can sıkıcı. Türkiye egemen bir devlet olarak elbette kendi bünyesindeki varlıkları ile ilgili tek karar verici merci.
Yaklaşık 500 yıl boyunca cami olarak hizmet vermiş, İstanbul’un fethinin simgesi Ayasofya’nın yeniden ibadete açılıp açılmayacağına elbette yalnızca Türkiye Cumhuriyeti Devleti karar vermeli.
Öte yandan uzun zamandır buzdolabında olan bir konuyu da bu vesile ile yeniden gündeme getirebiliriz diye düşünüyorum.
Yukarıda örnek olarak verdiğim Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden açılması AK partinin ilk dönemlerinin önemli konu başlıklarından biriydi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın o dönem hem mevzuat hem eğitim sistemi bakımından çok boyutlu bir süreç işlediğini hatırlatan demeçleri arşivlerde duruyor.
Sonrasında bu konu Yunanistan’ın Batı Trakya’daki Türklere yönelik ayrımcı ve dışlayıcı yaklaşımları ve AB’nin çifte standartları nedeniyle askıya alındı.
Halbuki Ayasofya Camii yeniden ibadete açılırken, Ruhban Okulu da yeniden kapılarını açsa bu toprakların herkesi kucakladığına ve tüm inançların özgürce yaşandığına dair çok güzel bir mesaj verilmiş, Batı’daki Türkiye aleyhtarı çevrelerin de elinden büyük bir koz alınmış olmaz mı?
- Kamuoyu son tartışmalara nasıl bakıyor?14 dakika önce
- 2010'daki U2 konseri ve karşılıklı öfke2 gün önce
- Devlet Bahçeli o video ile kime mesaj verdi?5 gün önce
- Özgür Özel için esas tehlike şimdi başlıyor1 hafta önce
- 'Erkek' kazandı1 hafta önce
- Devlet Bahçeli'nin açtığı yol kapandı mı?2 hafta önce
- Siyah-beyaz2 hafta önce
- Müsavat Dervişoğlu: "Mesele el sıkışmak değil, el uzatmak"3 hafta önce
- Bu filmi daha önce görmemiş olabiliriz…3 hafta önce
- Çözüm süreci değil kardeşlik hareketi3 hafta önce