Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Cuma akşamüzeri her zaman alışveriş ettiğim markete girdim.

İçeride şimdiye kadar görmediğim bir kalabalık, bir yığılma, bir tedirginlik…

Havada tuhaf bir gerginlik…

Kasada görevli çocuğa "Hayırdır" dedim…

"Sorma Nagehan Abla hafta sonu içki satışı yapamayacakmışız galiba, emin de değiliz. Herkes bize aynı şeyi soruyor, kalabalık da bu yüzden" diye açıkladı.

İçişleri Bakanlığı koronavirüs önlemleri kapsamında kısıtlama günlerinde marketlerdeki içki satışını Ankara’dan sonra bütün Türkiye genelinde durdurdu.

Market açık ama içki almak yasak.

Gerekçe olarak tekel bayilerinin kapalı olması ve bu durumun haksız rekabete yol açması gösteriliyor.

Sosyal medyada da tartışmaların büyüdüğünü ve seküler kesimin de büyük tepki gösterdiğini görünce İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu aradım.

"Sayın Bakan marketler açıkken içindeki içki bölümlerinin kapalı olmasına ne gerek var? Bu yeni bir tartışma ve lüzumsuz kutuplaşma başlatmaz mı? Neden böyle bir karar aldınız?" diye sordum.

"Nagehan Hanım, devlet olarak aldığımız karar dünyayla uyumlu. Her şeyden tartışma çıkarıp ortalığı bulandırmak isteyenler Avrupa’daki örneklere baksınlar. Avrupa’da yapılandan farklı bir uygulama yok. Sosyal mesafe deyip duruyoruz. İçki sosyal mesafeyi azaltan bir etkiye sahip. Tabii ki kısıtlama getirmekte haklıyız" dedi.

"Ama içkiyi restoranda barda içmekten bahsedilmiyor Sayın Soylu. Restoran ve bar için haklısınız ama onlar zaten kapalı. İnsanlar evlerine içki alacaklar. Akşam yemeğinde sofrada içecekler. Evde sosyal mesafe mi olur?" dedim.

"Koronavirüs önlemleri kapsamında Batı’da bütün ülkeler içki satışına kısıtlamalar getiriyorlar. Kaldı ki Dünya Sağlık Örgütü’nün uyarısı ve tavsiyesi var salgınla mücadeleye içkinin olumsuz etkisi üzerine. Bilimsel bakışla da uyumlu bizim kararımız. İstedikleri kadar itiraz etsinler, dünyadan haberleri yok" diye konuştu.

İçişleri Bakanı böyle bir karar almalarında tekel büfelerinin kapalı olmasının getirdiği haksız rekabeti de hatırlattı.

Ben "Haksız rekabet bu salgın sürecinde birçok sektörde oldu. Bu mantıkla bakınca birçok işkolu dezavantajlı duruma düştü. Bu da haksız rekabet değil mi?" deyince…

"Olur mu öyle şey Nagehan Hanım? Bakkal açık, fırın açık, restoranların paket servisi açık, onlarla bir haksız rekabet durumu yok ama içki satan tekel bayileri kapalı. Onlar kapalıyken marketlerin içki satması haksız rekabet" diye cevap verdi.

AVRUPA KORONAVİRÜS KAPSAMINDA ALKOL İÇİN HANGİ KISITLAMALARA GİTTİ?

Süleyman Soylu Avrupa’daki uygulamalara işaret edince ülkelerdeki yasaklara baktım.

Size belli başlı yerlerdeki uygulamaları özetleyeyim:

İtalya’da saat 21’den sonra alkol satışı yapılmıyor. Kasımdan beri park, bahçe ve kamusal tüm alanlarda alkol içmek yasak.

Hollanda’da da kamusal alan yasağı aynen geçerli ancak burada satış yasağı her gün saat 20’de başlıyor. Keza Belçika’da da uygulama bu yönde.

Fransa’da saat 22’den itibaren alkol satışı ve kamuya açık alanlarda içilmesi yasak.

İskoçya’da restoranlar açık ancak restoranda içki satışı yasaklanmış durumda.

Yunanistan’da da satış yasağı 21’de başlıyor, açık alanlarda ise tüketim tamamen yasak.

Ancak markette içki satışını yasaklayan tek bir Avrupa ülkesi yok.

YASAKLAR VE SONUÇLARI

Bizde alkol meselesi her zaman laik-İslamcı tartışmasına hapsoluyor ancak dünya, pandeminin başından beri bu meseleyi tartıştı ve farklı önlemler denedi.

Eminim eğer İslam sigara içmeyi de yasaklasaydı sigara da bir laiklik meselesi haline gelirdi. Sigara içmek çağdaşlığın ve Batılı olmanın sembolü bile olurdu. Maalesef içki olgusu o hale geldi.

Alkole dair en keskin önlem Güney Afrika’da alındı ve çok tartışıldı.

İçki tüketiminin çok yüksek olduğu ülkede hastanelerin alkol ile bağlantılı hastalıklar nedeniyle yatışlar konusunda hafiflemeleri için Mart ayından itibaren Ağustos ayına kadar içki satışı ülke çapında her yerde yasaklandı.

Bu süreçte hakikaten hastanelerde ciddi bir rahatlama oldu.

Alkol kaynaklı hastalıklar çok azaldı ancak Güney Afrika yasağın kalktığı Ağustos ayında dünyada korona vakalarında beşinci İdi. Üstelik kaçak içki satışı patladı.

Öte yandan yasakla beraber kadına karşı şiddet vakalarında ciddi bir düşüş oldu. Kadınlar yasağı büyük oranda desteklediler. Ancak ağustosta kalkan yasak ile içki tüketimi tavan yaptı.

Tayland ve Hindistan da benzer şekilde içki satışını yasakladı. Kenya’da ise restoranlardan içki bir ay boyunca kaldırıldı.

Avrupa’daki mevcut yasakları zaten yukarıda anlattım.

Kısacası alkol tüketimini kısıtlamanın Covid ile mücadelede işleri kolaylaştıracağı tezinden hareketle birçok uygulama denendi ve deneniyor.

Pandemi bir yandan içki sektörünü küçülttü.

Eğlence ve yemek sektörü durunca dışarıda alkol tüketimi de azaldı.

Yapılan uluslararası araştırmalar dünya çapında yüzde 8’lik bir düşüş olduğunu gösteriyor.

Öte yandan evde tüketim ciddi şekilde arttı.

Örneğin İngiltere’de evde düzenli olarak sert alkollü içecekler tüketenlerin oranı yüzde 5 kadar yükseldi.

MARKET SATIŞINI YASAKLAMAK NEYİ DEĞİŞTİRİR?

Gelelim bizde son alınan karara… Sokak kısıtlaması olduğu günlerde marketlerde içki satışını yasaklamak içki tüketimini düşürür mü? İsteyen Cuma gününden gider alır.

Ben bu yasağın bir türlü bitmek bilmeyen yaşam tarzına müdahale tartışmalarını kaşımak dışında bir sonucunun olacağını düşünmüyorum.

Her ne kadar karar iyi niyetle alınsa da boşu boşuna her daim uykuda olan laikçi paranoyaları uyandırmaya ne gerek var?

Üstelik böyle bir yasak alkol tüketimini azaltacağına dikkatleri oraya çektiği için artırabilir diye de düşünüyorum.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar