İstanbul yürüyen otoparka döndü
Yıllar önce Tahran’a ilk gidişimde havaalanından iner inmez içine düştüğüm trafiğe şaşırmış, şehrin hiçbir yerinde açılmamasına hayret etmiştim.
"Hiç şaşırma Tahran’a yürüyen otopark denir. Burada her daim ve neredeyse her noktada trafik vardır" demişlerdi.
Daha sonra yolum Rusya’ya düştüğünde aynı sözü orada yaşayan bir meslektaşım Moskova için söylemişti. "Bu şehir yürüyen otoparktır."
Bakıyorum, hafta sonu ve hafta içi akşamları 9’dan sonra sokak kısıtlaması başladığından beri İstanbul Tahran ve Moskova’ya döndü.
Hafta içi sabah 8’den akşam 9’u geçene kadar şehrin her noktası feci bir trafik!
Şehir merkezi ve yoğun arterlerden de bahsetmiyorum. Ara sokaklar bile keşmekeş, adım adım.
Kime sorsam aynı şeyden şikayet ediyor.
İstanbul zaten trafik sorunu olan bir şehir ancak son kısıtlama kararları da buna tuz biber ekti. Bence bu psikolojik. İnsanlar kısıtlama var diye serbest saatlerde kendilerini rutinlerinden daha fazla sokağa atıyorlar.
Yalnızca yollar da değil, çarşılar, dükkanlar, pazarlar acayip kalabalık… Yıllardır gittiğim ve şimdiye kadar içeride en fazla 2 kişi gördüğüm tatlıcıda dün 10 kişilik kuyruk olmuştu!
Hafta içi sokaklarda, caddelerde böylesine bir keşmekeş varken hafta sonu kısıtlaması ne kadar fayda eder? Hafta içi kalabalıklara karışıp hafta sonu eve kapanmanın ne anlamı var?
- Kamuoyu son tartışmalara nasıl bakıyor?14 dakika önce
- 2010'daki U2 konseri ve karşılıklı öfke2 gün önce
- Devlet Bahçeli o video ile kime mesaj verdi?5 gün önce
- Özgür Özel için esas tehlike şimdi başlıyor1 hafta önce
- 'Erkek' kazandı1 hafta önce
- Devlet Bahçeli'nin açtığı yol kapandı mı?2 hafta önce
- Siyah-beyaz2 hafta önce
- Müsavat Dervişoğlu: "Mesele el sıkışmak değil, el uzatmak"3 hafta önce
- Bu filmi daha önce görmemiş olabiliriz…3 hafta önce
- Çözüm süreci değil kardeşlik hareketi3 hafta önce