Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Cumhurbaşkanı Erdoğan 7’den 70’e herkesin nefesini tutup beklediği normalleşme adımlarını açıkladı. Artık önümüzde bir yol haritası var.

Peki beklenen bir harita mı bu? Doğru mu? Orantılı mı?

Bu köşeyi ve beni takip eden sizler okulların en azından belli düzeylerde açılması için nasıl bir mücadele verdiğimi biliyorsunuz. Bu mücadeleyi boşuna vermedim. Çok haklı bir zeminde ve gelişmiş ülke örneklerine bakarak bizdeki ‘kapalı okul’ politikasına isyan ettim.

Dünyada okulların açık tutulma stratejilerini çok detaylı takip ediyorum, yazılan uluslararası raporları okuyorum. Türkiye’de aylardır okulların açılması gerektiğini söyleyen, bu konudaki her yayını ve akademik raporu takip eden çok değerli tıp doktorları ve sosyal bilimciler var. Onlarla temas halindeyim. Bazıları arka planda kalmayı tercih ediyor, etmeyenleri önümüzdeki günlerde sizlere adım adım takdim edeceğim.

Bu konuda alçakgönüllü olmayacağım, 12 yaş altı çocukların eve kapanmasının fiziksel, sosyal ve mental anlamda yanlışlığını herkesle tartışmaya hazırım.

Dolayısıyla normalleşme adımlarında benim esas önemsediğim ve ilk olarak baktığım yer okullar idi.

1 Mart tarihi ile ilgili kaos yaşanmış olsa da ilkokullar nihayet açılıyor. Hem de ülke çapında.

Teşekkürler Sayın Ziya Selçuk! Bu konuda ciddi bir mücadele verdiğinizi biliyorum…

HER YERİ AYNI ANDA AÇMAK BİRAZ FAZLA HIZLI

Bundan sonra hedef bu kararı kalıcı hale getirmek olmalı. Ama işte esas korktuğum nokta da bu…

Almanya’da, Fransa’da göz önünde bulundurulan ‘Gerekirse her yeri kapayalım ama okulları açık tutalım’ prensibini bu köşede sık sık hatırlatmış bir yazar olarak soruyorum: Okulların yanı sıra neredeyse her yeri aynı anda açmak biraz fazla hızlı değil mi?

Birçok tıp doktoru ve eğitim politikaları üzerine çalışan uzmana bu endişemi sordum. Hepsinden aynı yanıtı aldım.

Açılma ürpertici derecede hızlı!

DÜĞÜN, DERNEĞİN FATURASI YA ÇOCUKLARA KESİLİRSE?

Halbuki normalleşme kademeli olmalıydı…

Şimdi hem restoran hem düğün hem 300 kişilik toplantılara izin verilince vaka sayıları elbette artacak.

Bir yandan kademeli kontrollü deyip, diğer yandan süper yayıcı yerler olan restoran, düğün, dernek toplantılarını tek tuşla açmak çelişkili değil mi Sayın Yetkililer?

Maalesef bu ülkede ilk gözden çıkarılan alan eğitim oluyor. Artan vaka sayılarında fatura yine çocuklara kesilip, okullar kapanmasın? İhale onlara kalmasın? Tek korkum bu…

Peki ne yapılmalıydı? Başka ülke örnekleri bize ne söylüyor?

Kapanıp, oturalım demiyorum elbette.

Bir yerde oturup bir kahve içmeyi, eş dostla sohbet etmeyi ben de çok özledim ancak açılmanın kalıcı olabilmesi ya da adım adım artıp gerektiğinde adım adım azaltılabilmesi için başka bir yol izlenebilir.

Avrupa’da birçok ülkenin izlediği yol benzer. Sadece okulların ve hayati yerlerin açık olması, yavaş yavaş toplu alanlara kademeli geçiş yapılması…

İlk etapta sadece okullar ve 65 yaş üstü esnetmeler olsa ve arada en azından 2 hafta bırakılıp, restoranlar ve kafeler açılıp ardından düğünlere geçilse artan vaka sayılarının kaynağı çok daha net anlaşılırdı.

Mevcut kararlara göre yaşanacak vaka artışının kaynağını bilme şansımız yok.

Yarın öbür gün sesi çıkamayan zavallı minikler yine eve kapatılırsa bunun geri dönüşü olmaz…

Şimdiden bu köşeye not düşmek isterim: Dünya çapında yapılan birçok araştırmada okulların salgını artırmada belirgin bir rol oynamadığına dair çok net sonuçlara ulaşıldı. Çocuklar toplumu yansıtıyor, bulaşı artırmıyor, okullar süper yayıcı alanlar değil.

Düğün, dernek ve aylardır eve kapanmanın sıkıntısıyla akın edilen restoranların acısını bu ülkenin gelecek kuşaklarından çıkarma yanlışlığına lütfen bir kez daha düşmeyelim..

Bırakın yeniden kapatmayı, hedef 2 gün olarak açılan okulları en kısa sürede 5 güne çıkarmak olmalı…

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar