Türk siyasetinde Gergerlioğlu hadisesi
Dün bir süredir konuşulan oldu ve hem HDP’ye kapatma davası açıldı hem de Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliği düşürüldü.
Görünen köyün kılavuz istememesi gibi Gergerlioğlu’nun tam bugünlerde hapse atılacağını öngörmek şaşırtıcı olmaz.
Şu satırları yazdığım saat itibariyle Ömer Faruk Bey TBMM’de beklemeye devam ediyor. HDP yönetim katında. Anayasa Mahkemesi’nin kararı gelene kadar oradan ayrılmayacağını söylüyor.
Polis bulunduğu yere girebilir mi?
Mevzuata baktım. Yasal bir problem yok. Sanıyorum polis Gergerlioğlu’nu tutuklamak için o kata girecek ve kendisini alacak...
Hapse atılma önceliğinin HDP’li Kürt siyasetçilere ait olduğu HDP içinde esprili dille konuşulan bir mevzudur.
Hakikaten de mevcut rejim aslında çoğunlukla HDP’li Kürtlerden daha da radikal söylemlere sahip HDP’li Türk siyasetçilere dokunmayı pek tercih etmez. Türklere karşı daha toleranslıdır sistem.
Hatta HDP’li Kürt siyasetçiler özel sohbetlerinde "Türk olmanın imtiyazı HDP içinde bile geçerli" diye şakalara malzeme bile yaparlar bunu.
Fakat bu geleneği bu kez bir Türk bozdu…
Hem de Sünni-dindar bir Türk. İslamcı çizgiden gelen mütedeyyin bir hekim. Ömer Faruk Gergerlioğlu…
Peki Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesi ve hapse atılacak olması benim için sürpriz oldu mu? Kesinlikle hayır.
TBMM’de muhalefette 8 siyasi parti var.
CHP, İYİ Parti, HDP, DEVA, Gelecek, Saadet, TİP hatta henüz parti olmamış Muharrem İnce’nin Memleket Hareketi…
Gergerlioğlu çıkışlarıyla ve yaptıklarıyla tek başına mevcut sistemi bu 8 partinin tüm mensuplarının toplamından daha fazla rahatsız ediyordu.
Evet buranın altını çiziyorum: Bu 8 partinin ve TBMM dışında kalan tüm muhalefet unsurlarının ve muhalif medyanın hepsi üst üste toplansa Gergerlioğlu’nun tek başına mevcut sistemde oluşturduğu rahatsızlığı yaratamıyorlardı.
Mevcut sistem derken sadece iktidar değil aynı zamanda anaakım muhalefeti de kast ediyorum. Yani toptan devlet ittifakından bahsediyorum.
Gazetecilik hayatım boyunca Gergerlioğlu kadar devletin tüm müesseselerinin aynı anda tüylerini diken diken eden başka bir siyasetçi görmedim. Tamamen anti-establishment bir karakter.
Benim aklıma hep aynı filmi getiriyor Gergerlioğlu…
2012 senesinde intihar eden İngiliz yönetmen Tony Scott’ın 1998 tarihli meşhur filmi…
'ENEMY OF THE STATE'
Esasen Tony Scott’ın abisi olan yönetmen Ridley Scott egemen sinema çevrelerinde çok daha ünlü ve itibarlıdır ama ben şahsen Tony Scott’ı çok daha stil sahibi bir sinemacı olarak görür ve radikal yönetmenlik tarzını abisinin konvansiyonel yapısından çok daha fazla beğenirim.
Habertürk’ün usta sinema eleştirmeni Mehmet Açar’ın bu dediğimi en iyi anlayacak yazarlardan biri olduğunu düşünüyorum.
Fakat Anglo-Amerikan yüksek sinema establishment kurumlarını Tony Scott’ın dur durak bilmeyen baş döndürücü yönetmenliği hep rahatsız etti.
Bu radikal tarzdan hiç hoşlanmadılar ve Scott’ı hep yerden yere vurdular. Bu süreç sonunda Tony Scott da Los Angeles’taki Vincent Thomas köprüsünün üstüne çıkarak göstere göstere intihar etti.
Ömer Faruk Gergerlioğlu da aslında sonunun siyaseten intihar olacağını bile bile tüm establishment müesseselerini çok rahatsız eden bu faaliyetlerine devam etti. Yani O da Scott gibi göstere göstere intihar etti.
Kanaatimce eğer Gergerlioğlu’nun sosyal medya paylaşımlarından ötürü mahkum olduğu dava başka bir milletvekili için geçerli olsaydı süreç böyle işlemezdi ve milletvekilliği düşürülüp hapse atılmazdı.
Bu tamamen Gergerlioğlu’na özel bir durum.
- Normalleşme esas şimdi başlıyor7 dakika önce
- Kamuoyu son tartışmalara nasıl bakıyor?1 gün önce
- 2010'daki U2 konseri ve karşılıklı öfke3 gün önce
- Devlet Bahçeli o video ile kime mesaj verdi?1 hafta önce
- Özgür Özel için esas tehlike şimdi başlıyor1 hafta önce
- 'Erkek' kazandı2 hafta önce
- Devlet Bahçeli'nin açtığı yol kapandı mı?2 hafta önce
- Siyah-beyaz3 hafta önce
- Müsavat Dervişoğlu: "Mesele el sıkışmak değil, el uzatmak"3 hafta önce
- Bu filmi daha önce görmemiş olabiliriz…3 hafta önce