Meral Akşener'in hamlesini muhalif medya ve 'aydınlar' anlayamadı

104 amiral bildirisinin yazılma ve yayınlanma süreciyle ilgili burnuma çok tuhaf kokular geliyor. Araştırmalarım amirallerin dolduruşa gelerek gayet fonksiyonel şekilde kullanıldığı yönünde ilerliyor.

Resmi tamamlayınca bu köşede yazacağım ama bildiride imzası olan 104 amiralin de bu tuhaf bildiriyi gaza gelip nasıl imzaladıkları konusunda özeleştiri yapmaları gerekmez mi?

Acaba kurmay zekasına uygun bir çıkış mı yaptılar? Yoksa dolduruşa getirilerek kendi kalelerine mi gol attılar? Bunu amirallerin gözaltına alınmasına da çok sert tepki vermiş bir köşe yazarı olarak soruyorum.

Pazartesi günkü yazımda kendisini tenkit ettiğim için Muharrem İnce’den de zehir zemberek mesajlar aldım.

Tıpkı bu amiraller gibi aklıyla değil hisleriyle ve duygu patlamalarıyla hareket eden bir siyasetçi olan Muharrem Bey’e de aynı şeyi sordum.

Bu bildiri hükümetin işine yarayıp sizi muhalefet olarak zor durumda bırakmadı mı? Böyle bir bildiri yayınlamak kurmay zekasına hakaret değil mi? Bu 28 Şubat tarzı üslupla yazılmış gece yarısı bildirisi akılsızca ve mantıksızca olmadı mı?

Muharrem İnce’nin vizyonlu ve cesur bir siyasetçi tavrıyla şu an aşırı duygusal olan ulusalcı kesime de doğruyu gösteren bir tavır alması gerekirdi. Oysa o da kolay olanı yani ulusalcı duygu popülizmine oynamayı tercih etti.

KILIÇDAROĞLU TABULARI YIKAMADI

Üzülerek söylüyorum ki birçok konuda CHP tarihindeki tabuları yıkan Kemal Kılıçdaroğlu bu amiraller konusunda maalesef tabuları yıkamadı.

O sebeple Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a istediği pası bu amiraller olayında da yine verdi CHP ve Kılıçdaroğlu.

Nitekim Erdoğan 20 dakikalık çok sakin konuşmasında bu bildiriye bir nebze olsun tavır koyan tüm muhalefet partilerine ve dolayısıyla İYİ Parti’ye de zeytin dalı uzatırken ‘CHP zihniyeti’ diye kodladığı o kafayı yine yerle bir etti.

Dediğim gibi bu kozu AK Parti ve Erdoğan’a yine CHP verdi.

Sayın Kılıçdaroğlu bu amiraller olayında bence Meral Akşener ile aynı şekilde düşünmesine rağmen CHP genetiği ve zihniyeti denilen 100 senelik olguyu aşamadı.

Fakat İnce’nin ve Kılıçdaroğlu’nun gösteremediği politik ve entelektüel cesareti Meral Akşener gösterdi.

Eğer Meral Hanım da ‘Amirallerimiz çok haklı’ tarzında konuşsaydı iktidar blokunun tam istediğini yapmış olacaktı.

Eğer Meral Hanım CHP gibi davransaydı Tayyip Bey o 20 dakikalık konuşmasında haklı argümanlarla Meral Hanım’a da çok yüklenecekti.

Meral Akşener şimdiden Türk siyasi tarihine geçen o ‘zevzeklik’ çıkışıyla tam olarak ezber bozdu ve oyunu değiştirdi. O sebeple Akşener ‘gamechanger’ bir siyasetçidir diyorum.

ULUSALCI-MİLİTARİST KESİMİ ANLIYORUM DA SOL VE LİBERAL GEÇİNEN AYDINLARA NE DEMELİ?

Akşener’e göre amiraller o bildiriyle aslında bilmeden İYİ Parti ve CHP’ye kumpas kurdular. Bilmeden yaptılar bunu ama yaptılar. Haklı Meral Hanım.

O sebeple o amirallerin muvazzafken yaptıklarını bile sorguladı Akşener. Fakat bu son derece cesur tavrı yüzünden 3 gündür linç ediliyor.

Mevcut rejim blokunun iktidarda kalmak bağlamında en büyük gücü olan ulusalcı-militarist kitlenin Akşener’i linç etmesi normal ama tuhaf şekilde sol ve liberal geçinen aydınlar bile bu cesur çıkışı nedeniyle kendisini yerden yere vuruyorlar.

Siyasi tahlilleri hep yanlış çıkmış ve o yüzden de hep etkisiz olmuş bir gazeteci “Meral Akşener bindiği dalı kesti” yorumunda bulunmuş mesela.

Amirallere yaptığı cesur çıkış sebebiyle Meral Akşener’in yükselişi durmuş!!

MAHALLE DEĞİL 'AYDIN' BASKISI

Hakikaten bu ülkede çok ciddi bir aydın zekası sorunu var.

Aslında hem Meral Akşener’in hem Kemal Kılıçdaroğlu’nun hem Ekrem İmamoğlu’nun hem de Mansur Yavaş’ın şu an karşılarındaki en önemli mesele bu.

Ben hem Mansur Yavaş’ın hem de Ekrem İmamoğlu’nun bu amirallerin bildirisine karşı Meral Akşener ile aynı görüşte olduğuna inanıyorum. Fakat bu konuda suskun kalmaları da kendileri açısından yanlış hamle değil.

Bu dört siyasetçiyi destekleme iddiasındaki aydın çevrelerinin siyasi zekası bu siyasetçilerin vizyonundan ve zekasından çok geride. Ciddi bir handikap bu kendileri için.

Sakın bana hükümete yakın medyanın durumunu söylemeyin. İktidar medyasının büyük bir problemler yumağı içinde olduğunu AK Parti içinde de zaten hemen herkes konuşuyor.

Peki muhalefet kendi medyasıyla ilgili özeleştiri yapıyor mu? Hayır. Onlar sadece iktidar medyasındaki kimi komiklikleri örnek gösterip kendilerini rahatlatıyorlar.

Oysa normal ülkelerde aydınlar siyasetçilerden daha üstün zekalı ve birikimli olur.

Türkiye’de hayatlarında her gün yeni bir ‘challenge’ ile karşılaştıkları için siyasetçilerin zekası ister istemez gelişiyor ama aydınlar hem devlet tarafından çok hırpalandıkları hem de genelde ideolojik takıntıları olduğu için belli bir yerde kalıyorlar.

Meral Hanım’ın bu zeka dolu hamlesini de o sebeple İYİ Parti’yi destekleyen aydınlar kavrayamadılar. Partisi içinden de Akşener’i anlayamayan çok kişi oldu.

Oysa Akşener o ezberbozan davranışıyla üzerinden bitli yorganı atıp kurtuldu. Kendini toplumun yüzde 80’lik bir bölümünden oy alacak hale getirdi.

Dar ama medyada inanılmaz gürültü çıkarabilen bir ulusalcı-militarist kitlenin kuyruğuna takılmadı ve gerçek bir merkez-sağ lider tavrı gösterdi Meral Hanım.

Eğer partisinin İzmir milletvekili Aytun Çıray gibi davransaydı medyadan ve aydınlardan çok alkış alırdı Meral Hanım ama iktidar blokunun da tam istediğini yapmış olurdu.

Zaten 18 senedir bu muhalif medya ve muhalif aydınlar hep iktidarın son derece memnun olacağı işler yaptılar.

Meral Akşener doğru bildiği yolda, hiçbir aydın ve medya desteği olmadan yapayalnız da olsa tek başına yürüme cesareti ve kararlılığında olduğunu gösterdi bu amiraller olayında.

Peki ben de cepheleşmiş iki kanattan da hakaret yiyeceğimi bile bile neden bu Akşener yazısını yazıyorum?

Bugüne kadar muhalefet güçleri iktidar için faydalı ama Türkiye için zararlı çizgidelerdi. Halen de yüzde 90 öyleler. Cumhurbaşkanı Erdoğan da hiç çekinmeden bu gerçeği defalarca söyledi.

Bu hadisede ise Akşener’in tavrı iktidarın işine gelmeyen bir tavır ama Türkiye’nin demokratik istikbali için inanılmaz faydalı bir hamle.

Bakalım, Meral Hanım taban baskıları ve aydınların dar görüşlülüğüne rağmen bu yolda kendinden emin şekilde yürümeye devam edebilecek mi?