Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Maalesef son dönemde Habertürk’te yazdıklarım ve sevgili Buket Aydın’ın programında söylediklerimle ilgili hem muhalefet hem de iktidar medyasında aklıma, hayalime gelmeyecek iddialar ve yakıştırmalar ortaya atılıyor.

Muhalefet kanadında benim onları rejim adına tehdit ettiğim, iktidar kanadında ise muhalefetle ittifak ettiğim gibi laflar dolanıyor. Hepsi hurafe bunların.

Yeniden altını çizerek tekrar etmek istiyorum…

Türkiye 25 Haziran ve 9 Temmuz 2023’te Başkanlık meydan muharebeleri yapmamalı. Böyle iki turlu varlık-yokluk mücadelesinin ülkeyi ve toplumu nereye sürükleyeceği meçhul. Elbette abartılı bir benzetme yaparak meydan muharebesi diyorum çünkü meramımı kuvvetli bir şekilde anlatmak istiyorum.

25 Haziran 2023’te doğrudan parlamento yani TBMM’deki 600 sandalyeyi belirleme seçimlerine gidilmeli. Tayyip Bey, Devlet Bey, Kemal Bey ve Meral Hanım bu noktada bu ülkenin huzur ve barışı için uzlaşmalı.

25 Haziran’da adil seçimlerle belirlenen TBMM, 9 Temmuz 2023’te toplanır ve tam yetkisiz, tam güçsüz, tamamen sembolik Norveç Kralı tarzı Cumhurbaşkanı’nı seçerek 7 seneliğine Çankaya’ya gönderir.

Ardından TBMM’de 301’i bulan siyasi parti ya da partiler hükümeti kurar. Hükümet ve Başbakanlık merkezi Beştepe olur. Alternatifi kurulacak çoğunluk sağlanana kadar gensoru ile Bakan ve Başbakan düşürme bu yeni parlamentarizm modelinde olmaz. Hem temsilde adalet hem yönetimde istikrar böylece sağlanır.

Bu değişim olursa Türkiye yoluna normal şekilde devam edecektir.

Hem Millet İttifakı hem Cumhur İttifakı rahat bir nefes alacaktır. Zaten önümüzdeki dönemde öncelikli amaç güçlerin dengelenmesi ve kuvvetler ayrılığını sağlamak olmalı.

Önümüzdeki 1.5 sene içinde Türkiye’nin tartışmasız en önemli meselesi bu bence…

Ben bunu söylüyorum…

DURMUŞ YILMAZ YAZDIKLARIMI DİKKATLİ OKUSA BU TALİHSİZ YORUMU YAPMAZDI...

Peki İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve eski Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz ne diyor?

“Nagehan Alçı olacak olanı mı, olmasını istediğini mi söylüyor. Demokrasiye inan yeter.”

Sayın Yılmaz, ben zaten demokrasiye inandığım için bir yazar mesuliyetiyle bu uyarılarda bulunuyorum.

Sizin gibi 74 yaşında tecrübeli bir bürokrat ve siyasetçiye böyle twitter trolleri gibi yorum yapmak yakışıyor mu? Uhulet ve suhuletle yazılarımı okuyarak yorum yapsaydınız bu talihsiz ithamda bulunmazdınız diye düşünüyorum. Önerilerimi yeniden okuyun lütfen.

Böyle bir toplumsal ve politik uzlaşmayı siz istemiyor musunuz Durmuş Bey?

Siz ne istiyorsunuz, varlık-yokluk mücadelesine dönme ihtimali yüksek olan bir 2023 Başkanlık muharebesini mi?

Yapmayın Sayın Durmuş Yılmaz, ben siz Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı olduğunuzda evinizin kapısı önünde çıkarılmış ayakkabılar sebebiyle sizinle dalga geçen jakoben zihniyetle nasıl mücadele etmişsem şimdi de Türkiye’yi uçuruma sürüklemek isteyen her tür fanatizmle mücadele etmeye devam ediyorum. İster rejim adına fanatizm ister muhalefet adına fanatizm. Hepsine karşıyım.

Siz muhalefet olarak kafayı sadece Tayyip Erdoğan’a takmış olabilirsiniz. Şüphesiz Tayyip Bey bu rejimin başkanı. Ama rejim sadece Erdoğan demek değil. Abdülhamid ve Atatürk döneminden bile daha kuvvetli ve bütünleşik bir devlet rejimi var bugün Türkiye’de. Üstelik şu ana kadar kullandığı güç mevcut gücünün 10’da 1’i.

Bugünkü rejimin hakiki muhalifi olan iki entelektüel Ali Bayramoğlu ve Etyen Mahçupyan’ın bu rejimi tahlil ettiği yazılarını özellikle CHP ve İYİ Parti’nin tüm yetkililerine tavsiye ederim.

Ali Bayramoğlu’nun “İktidar gidici midir?” yazısı ve Etyen Mahçupyan’ın “Acaba bu iktidar devletin başarısı mı?” ile “İktidar ve muhalefetin seçenekleri neler?” başlıklı yazıları dikkatle okunmalı. Gerçekçi ve serinkanlı politik analiz yazıları bunlar. Muhalefetin kendini avuttuğu riyakar yazılar değil.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar