İdare etmediğimiz bir hayat
Bizim bıdıklar hafta sonu arkadaşlarında kalmaya gittiler. Daha önce de birkaç kez gitmişlerdi ama sadece bir geceliğine. Akşamı geçirip sabah dönmüşlerdi. Şimdi ilk kez koskoca bir hafta sonu yoklar…
Perşembe akşamı eve geldiğimde bacaklarıma sarılıp önce doğum günüm için yazdıkları şiirleri verdiler sonra da arkadaşlarından gelen davet için izin istediler.
İnsan inanamıyor… Bu minicikler ne zaman böyle büyüdüler? Kendilerini ifade etmeyi, sevmeyi, sevgilerini göstermeyi ne zaman bu kadar güzel öğrendiler?
Ellerinde şiirleri ile sarılıp beni bırakmak istememekle arkadaşlarına gitmenin cazibesi arasında tereddüt ederlerken dönüp hayata bir baktım.
Aklıma sadece tam da şimdiki gibi kalbimi ya mutluluk ya da üzüntü ile sıkıştıran anlar geldi. Öyle ya da böyle yaşadığımı kafama vuran anlar…
Demek ki dedim, ‘idare ettiğimiz zamanlar’ aslında yaşamıyoruz. Zihnin hiçbir yerine takılmadan yok olup giden zamanların içine dalıyoruz.
Onlardan milyonlarca olsa ne yazar… Boşa akan musluk gibi, boşa akan zaman…
İdare etmediğimiz bir hayatı seçmek gerek. Olumlu da olsa olumsuz da olsa her anını kalbimizde hissederek yaşadığımız, dönüp baktığımızda her saniyesini hatırladığımız bir hayatı.
- Koster hazırlanıyor3 dakika önce
- Saadet Partisi Kongresinde neler yaşandı?2 gün önce
- Normalleşme esas şimdi başlıyor5 gün önce
- Kamuoyu son tartışmalara nasıl bakıyor?1 hafta önce
- 2010'daki U2 konseri ve karşılıklı öfke1 hafta önce
- Devlet Bahçeli o video ile kime mesaj verdi?1 hafta önce
- Özgür Özel için esas tehlike şimdi başlıyor2 hafta önce
- 'Erkek' kazandı3 hafta önce
- Devlet Bahçeli'nin açtığı yol kapandı mı?3 hafta önce
- Siyah-beyaz3 hafta önce