Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Meral Akşener salı akşamı Habertürk TV’de Fatih Altaylı’nın sorularını yanıtladı ve politik gündemi belirledi. Ben yayının ilk saatini seyredemedim zira dünkü yazımda detaylarını anlattığım Doğu Perinçek’in Rusya Federasyonu Moskova Hükümeti Dış Ekonomik ve Uluslararası İlişkiler Bakanı Sergey Çeryomin onuruna verdiği akşam yemeğinin davetlisiydim.

Sonrasında YouTube’dan tamamını izledim. Altaylı’nın çok isabetli sorularıyla çok verimli bir yayın olmuş.

Ben de o akşam Kübra Par’ın programına davetli olduğum için Akşener yayından çıktığı sırada kanaldaydım. Meral Hanım ile ayaküstü biraz konuştuk. Çok özgüvenli, tecrübeli ve esprili bir siyasetçi Meral Akşener. Eleştiriye çok açık bir kişiliği var.

Bence programdaki en çarpıcı politik ve entelektüel vurgusu şuydu:

“1946'daki Türkiye'yi yaşıyoruz şu anda. Nasıl DP 47'de Hürriyet Misakı yayınladıysa, bugün 6'lı masa o Hürriyet Misakı'nın bir görüntüsü, parçası. Bu çerçeve içinde elbette bir aday ortaya konulacak. 1946'nın Türkiye’si. Yıllarca CHP zihniyeti diye İnönü'ye sövüldü. Sonuç itibariyle biz 1938'lerin, 1945'lerin Türkiye’sindeyiz. Farklı değer setleri hayatımızda ve biz 100 sene öncesinin Türkiye’sindeyiz.”

Akşener’in bu tespiti kendisinin “Türkiye’yi siyasal İslam yönetiyor” gibi bir yanlış tespitten uzak olduğunu gösteriyor. Maalesef birçok muhalif çevre bugün bu yanlış tespiti yapıyor. Meral Hanım onlardan değil. O 1946’daki otoriter rejime çok benzeyen bir ideolojik ittifakın ülkeyi yönettiğinin farkında. Milliyetçilik-Atatürkçülük-Muhafazakarlık ve İslami çizgi şu an bir bütün monoblok yeni resmî ideoloji konumunda. Fakat İYİ Parti de bir şekilde bu ideolojik koalisyonun içinde olduğu için de muhalefet noktasında çoğu zaman zorlanıyor. Aynı problem bu dört siyasal ideolojinin mensupları için de geçerli.

Ama elbette bu politik-entelektüel vurgudan ziyade Akşener’in adaylık konusunda ne diyeceğine odaklanmış durumda herkes…

Dünkü yayında da gördük ki Meral Akşener, Kılıçdaroğlu’nun 6’lı masanın ortak adayı olmasına sıcak bakmıyor. Ama Kemal Bey aday olmayı çok isterse, ısrar ederse de masayı yıkacağını sanmıyorum.

Peki Meral Hanım, en çok kimin 6’lı masanın çatı adayı olması gerektiğini düşünüyor?

Tamamen şahsi tahmin olarak söylüyorum: Sayın Akşener, bana göre 6’lı masanın ortak adaylığı için Ekrem İmamoğlu’nu en uygun aday olarak görüyor.

Akşener’in son tahlilde tercihi İmamoğlu’ndan yana olacaktır ve bunu 6’lı masada da ifade edecektir diye düşünüyorum.

Meral Hanım da bu seçimin ikinci tura kalmamasını, ilk turda neticenin gelmesini istiyor. Seçim ikinci tura kalırsa Tayyip Erdoğan’ın kazanma şansının çok yükseldiğini görüyor. Belki de bu sebeple kendisi de çok erken adaylıktan çekildi.

Ayrıca hem Kürtlerden hem Sünni Türklerden güçlü destek alabilecek bir ismi istiyor Sayın Akşener.

Bu profile en uygun aday Ekrem İmamoğlu. Şayet İmamoğlu ortak aday olursa da HDP’nin aday çıkarmayacağını düşünüyorum. Son dönemde 1-2 çatlak ses çıksa da HDP tabanı ve elitleri İmamoğlu’na olumlu bakıyor.

Gerçekçi bir değerlendirme yapmak gerekirse Haziran 2023 seçimlerinde ilk turda 6’lı masanın adayı Ekrem İmamoğlu olursa bir muhalefet adayının alabileceği maksimum oyu alır. Seçimin neticesi ilk turda belli olur.

Yani ilk turda Kemal Kılıçdaroğlu mu, yoksa Ekrem İmamoğlu mu Recep Tayyip Erdoğan karşısında daha çok oy alır diye sorulursa ben hiç şüphesiz İmamoğlu derim. Araştırmalar da bunu gösteriyor.

Mansur Yavaş aday olursa HDP çok güçlü aday çıkartacağı için seçim zaten kesin olarak ikinci tura kalıyor. İkinci tura seçimi götürmek Tayyip Bey’in arzu ettiği bir şey. Mansur Bey’in de zaten Kılıçdaroğlu’na rağmen adaylık için hevesi yok. Çok olgun duruş sergiliyor bu süreçte Sayın Yavaş.

Öte yandan CHP içinde “Kemal Bey de ilk turda kazanır. Oy nüanslarının önemi yok. Adayımız Kılıçdaroğlu” görüşü tam manasıyla hakim.

Peki Kemal Kılıçdaroğlu’na ve CHP iradesine rağmen Ekrem İmamoğlu aday olur mu?

İmkansız.

Ekrem Bey, Kılıçdaroğlu’nun onayı olmadan asla bir maceraya kalkışmaz.

İşte bu sebeple iş döner dolaşır Kemal Kılıçdaroğlu’na ulaşır diyorum. CHP çok kararlı.

2023 Haziran temelde bir Erdoğan-Kılıçdaroğlu müsabakası olacaktır.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar